İran, Suriye’nin başkenti Şam’daki konsolosluk binasına düzenlenen hava saldırısına ağır bir yanıt vereceğini söyledi.
İran’ın Şam Büyükelçisi, saldırıda yedisi İran Devrim Muhafızları (IRGC) üyesi ve altı Suriye vatandaşı olmak üzere 13 kişinin öldüğünü açıkladı.
Öldürülenler arasında, IRGC’nin ülke dışındaki kolu Kudüs Gücü’nün önemli isimlerinden Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi de vardı. İsrail, herhangi bir açıklama yapmasa da İran ve Suriye bu ülkeyi suçladı.
London School of Economics (LSE) Uluslararası İlişkiler Profesörü Fawaz Gerges “Bu sadece İran devletinin kendisine karşı değil, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nün üst düzey liderliğine karşı bir saldırıydı. Kudüs gücü Lübnan’daki Hizbullah ve Suriye’ye silah ve teknoloiji transferinin koordinasyonu için” dedi.
Saldırı, İran hükümetinin üst düzey isimlerinden kızgın tepkilerin yanı sıra misilleme tehditlerini de beraberinde getirdi.
Dini lider Ali Hamaney “Onları, bu suçu işlediklerine ve benzer hamlelere giriştiklerine pişman edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de, Suriyeli mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde saldırıyı “insanlık dışı, saldırgan ve rezil bir hareket” diye tanımladı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahyan da saldırıyı tüm uluslararası zorunluluklar ve anlaşmaların ihlali olarak tanımladı.
Emir Abdullahyan dışişleri bakanlığının internet sitesindeki açıklamasında da doğrudan İsrail’i suçladı ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun “akli dengesini tamamen kaybettiğini” söyledi.
Bu yorumlar, Gazze Savaşı devam ederken İsrail ve İran’ın müttefikleri arasındaki şiddetin yükseleceği korkularını artırdı. Ancak BBC’ye konuşan uzmanlar İran’ın misilleme seçeneklerinin hem boyut hem de sayıları anlamında kısıtlı olduğunu vurguladı.
Orta Doğu uzmanı ve yazar Ali Sadrzade, “İran ekonomik, siyasi ve askeri kabiliyetleri anlamında İsrail ile büyük bir çatışmaya girecek imkanlara sahip değil” dedi.
“Ancak iç tüketim ve bölgesel müttefikleri arasındaki itibarını korumak için bir tür tepkiyle gelmek zorunda.”
Fawas Gerges de bu görüşe katılıyor ve “İsrail İran’ı gerçekten küçük düşürse de, burnunu kanatsa da” Tahran’ın İsrail’e doğrudan bir misillemede bulunmayacağını vurguluyor.
Gerges, İran’ın büyük ihtimalle “stratejik bir sabır” göstereceğini, çünkü daha önemli bir amaca, nükleer silah yapmaya öncelik vereceğini söylüyor.
“İran güç topluyor, uranyum zenginleştiriyor ve ilerleme kaydediyor. Ve İran için büyük ödül 50 balistik füze yollayıp, 100 İsrailli öldürmek değil, stratejik caydırıcılık elde etmek. Sadece İsrail’e karşı değil ABD’ye de.”
Gazze’deki savaşın başlamasından bu yana, Suriye, Irak, Lübnan ve Yemen’de İran destekli milislerin İsrail çıkarlarına yönelik füze ve insansız hava aracı saldırıları arttı. Ancak , İsrail’i topyekun bir savaşın içine çekmekten kaçınıyor gibi görünüyorlar.
Sadrzade “İran’ın vekil güçlerinin İsrail’in bir diplomatik misyonuna saldırı düzenlemesini bile düşünmek zor” diyor.
Ancak Ali Sadrzadeh, İran destekli Husi milislerinin Kızıldeniz’de özellikle ABD ve İsrail bağlantılı gemilere saldırılarını büyük ihtimalle sürdüreceğini tahmin ediyor.
Ancak, İsrail’le şimdiden kuzey sınırında çatışan İran destekli güçlü Hizbullah milislerinin, Şam saldırısına tepki verecek mi?
Hizbullah, dünyadaki en büyük ağır silahlı ve devlet aktörü olmayan silahlı güç. Bağımsız tahminler örgütün 20 ila 50 bin savaşçısı bulunduğunu söylüyro. Bir çoğu da Suriye iç savaşına katılmış olmalarından dolayı iyi eğitimli bi çatışma deneyimli.
Buna ek olarak, düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezine göre ellerinde tahminen 130 bin roket ve füze var.
Ancak yine de BBC’nin konuştuğu uzmanlar, Hizbullah’ın İsrail ile çatışmayı yoğunlaştırmasının düşük bir ihtimal olduğunu söylüyor.
Fawas Gerges “Hizbullah gerçekten İsrail’in tuzağına düşmek istemiyor. Çünkü Benyamin Netahyanu ve savaş kabinesinin savaşı genişletmek istediğini fark ediyorla. Benyamin Netanyahu’nun siyasi geleceği Gazze’deki savaşın devamına kuzey sınırında Hizbullah’la çatışmanın yoğunlaşmasına ve hatta İran’ın kendisiyle savaşa tutuşmaya bağlı” diyor.
Ali Sadrzade de İran’ın İsrail’le bir savaşı göze almak yerine “sembolik” bir tepki vereceği görüşünde.
İran’ın İrak’takti Al Asad Hava Üssüne düzenlediği saldırıyı hatırlatan Sadrzade “İran en önemli komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesine verdiği karşılık gibi sembolik saldırılar düzenlemede uzman” diyor.
İran’ın “ağır intikam” sözlerine karşın, üsteki ABD’li askerlerden ölen olmamıştı ve ABD Ordusu’nun füzelerin gelişine dair uyarı aldığını söyleyen haberler gündeme gelmişti.
Fawas Gerges Şam’daki saldırının “İran’ın savunmasının altını oymayı, dünyaya İran’ın kağıttan bir kaplan olduğunu göstermeyi ve İran’ın güvenlik aygıtının belini kırmayı” amaçladığını vurguluyor.
Gerges “Ancak İran’dan dünyayı sarsan, doğrudan bir tepki görmeyeceğiz” diye de ekliyor.
Peki, büyük bir askeri tepki olmayacaksa, İran’ın önündeki diğer seçenekler ne?
İsrail Siber Politika Enstitüsü’nden Tel Pavel “İran’ın İsrail’den intikam almak için siber alemi ya da başka bir boyutu kullanması olasılığını yabana atamayız. Felç etmek, bilgi çalmak ya da sızdırmak için enformasyon teknolojisine siber saldırılar düzenleyebilirler” diyor.
Ülkenin nasıl bir tepki göstereceğine İran ve özellikle de dini lider karar verecek. Ancak İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kanani pek renk vermedi.
Sözcü “İran tepki verme hakkını saklı tutuyor ve saldırgana karşı nasıl bir misilleme ve cezalandırma olacağına karar verecek” dedi.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE