İliç’teki maden faciasına ilişkin partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Özgür Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye belgelerle yanıt verdi: “Ey Devlet Bey, Bakan Murat Kurum’un ‘Benim adıma imzayı sen at’ dediği genel müdürün imzasından, bakan Murat Kurum’un sorumlu olmadığını söylüyorsun. Belge, imzanın Murat Kurum adına atıldığını söylüyor” diyen Özel, şöyle devam eti:
‘ERDOĞAN’IN HABERİ OLMADAN 2 MİLYON KİMSENİN CEBİNE GİREMEZ’
“Bundan 3 yıl önce orada siyanür sızıntısı oldu. Göstermelik durdurdular madeni. O madeni durdurdular 16 milyon 440 lira ceza kestiler. İlk caydırıcı diye düşünüyorsun. Sadece aylar sonra plan bütçe komisyonunda vergi affı getirdiklerinde bu şirket de yararlandı. İliç’i zehirlenmenin, siyanürü sızdırmanın cezası 16 milyon. Kendilerine yapılan kıyak 22 milyon lira. Erdoğan’ın haberi olmadan 2 milyon kimsenin cebine giremez. Bu İliç madeninin büyümesine izin veren rapor. Bakan adına imzayı genel müdür atıyor. Vatandaşlarımıza söylüyorum; bakan adına atılan imzayla bunlar yaşandıysa, ben bunları sizleri vicdanınıza havale ediyorum.
‘BAHÇELİ DİYOR Kİ…’
Bahçeli diyor ki ‘Kurum görevini yapmıştır, sorumluluk imza atanlardadır.’ Bakın ne diyor. ‘Bakan adına…’ İmzayı bakan adına genel müdür atıyor. Bahçeli, Kurum’un sorumlu olmadığını söylüyor. Oysa, belge tek sorumlunun Kurum olduğunu söylüyor.”
‘BİRİLERİ PARA KAZANIRKEN, 9 VATAN EVLADI KURBAN OLDU’
Özgür Özel, şöyle devam etti: “Olayı felaket, heyelan, toprak kayması gibi göstermeye çalışan bir iktidar medyası var. Bu bir toprak kayması ya da heyelan değildir. Orada üst üste parayı istifleyenlerin insan hayatını hiçe sayarak maden atıklarını bir dağ şeklinde istiflemelerinin sonucudur. Birileri para kazanırken 9 vatan evladı bu para kazanma hırsının kurbanı oldular. Soma’da 301 madencimizi kaybettiğimizde 4 gün boyunca maden ocağının ağzında acılı anneler, eşler, çocuklar, babalarla beklerken ağıtları hala kulağımızda.”
Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“İliç’teki toprak kayması değil ,insan hayatını hiçe sayarak maden artıklarını bir dağ şeklinde istiflemesinin sonucudur. 9 tane vatan evladı durdurulan arama kurtarma çalışmalarıyla ümitlerin bittiği noktada bunun kurbanı olmuşlardır. Oradaki hem çaresizliği hem ümitsizliği gözlerimizle gördük. 9 kayıp çok büyük. 2 soma faciasını bir anda yaşayabileceğimizden son anda kurtulduğumuzun bir göstergesi. Bu İliç’teki altın madeni yılların çevre mücadelesinin yılların demokratik meslek örgütlerinin CHP’nin bizzat çevreden sorumlu genel başkan yardımcılarımızın geçmişte dikkat çektiği bir yerdir. AKP, MHP’nin değerli seçmenleri yıllarca hain dedikleri, marjinal gruplara CHP destek veriyor dedikleri hep tehlikeye dikkat çekti. Bundan 3 yıl önce orada siyanür sızıntısı oldu. Göstermelik durdurdular madeni. O madeni durdurdular 16 milyon 440 lira ceza kestiler. İlk caydırıcı diye düşünüyorsun. Sadece aylar sonra plan bütçe komisyonunda vergi affı getirdiklerinde bu şirket de yararlandı. İliç’i zehirlenmenin, siyanürü sızdırmanın cezası 16 milyon. Kendilerine yapılan kıyak 22 milyon lira. Erdoğan’ın haberi olmadan 2 milyon kimsenin cebine giremez. Bu İliç madeninin büyümesine izin veren rapor. Bakan adına imzayı genel müdür atıyor. Ey Devlet Bey, siz devleti bilen, devlet geleneğini bilen bir partinin genel başkanı olarak, bakanın benim adıma imzayı sen at dediği genel müdürün imzasından, bakan Murat Kurum’un sorumlu olmadığını söylüyorsun. Belge imzanın Murat Kurum adına atıldığını söylüyor. Vatandaşlarımıza söylüyorum; bakan adına atılan imzayla bunlar yaşandıysa, ben bunları sizleri vicdanınıza havale ediyorum.
Deniz Baykal, 1978’de Ecevit hükümetinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’ydı. Baykal bütün madenleri kamulaştıracaktı. 1985 cunta sonrası gelen ANAP hükümetinde madenlerde yavaş yavaş özel sektöre açılmaya başlarken, ‘Türkiye yüzde 10 devlet hakkıdır’ diye madde konuldu. 2004 yılına kadar böyle devam etti. 2004 yılında AKP devlet hakkını yüzde 2’ye indirdi. 2010’da bu hak yüzde 4’e çıkarıldı, yüzde 50 teşvik verildi. 2019’da ise devletin indirimi yüzde 75’e çıkarıldı. Bu hesaba göre nasıl oluyor? Altının fiyatı dünyada düşüyorsa Türkiye’de devlet hakkı da düşüyor. Çıkaran şirket 100 liranın 98 lirasıyla para kazanırken, payımızı düşürüyorlar. Halkın çıkarları yerine ayrıcalıklı grupların çıkarlarını üstün tutanların, birilerine rant yaratanların nasıl ekonomimizin canına okuduklarını hem de 9 canımızı nasıl felakete sürüklediklerini gördük. Bu sorunları herhangi bir muhalefet partisi çözemez. 1978’nin morali ve gücüyle Ecevit’in cesareti ve Baykal’ın kararlılığıyla CHP çözer.
31 Mart akşamının bambaşka bir önemi var. Yoksullar, garibanlar, emekliler ve emekçiler için; bu iktidar beklediği desteği görecek olursa, beklemediği desteği alamazsa, bu gidişata kırmızı ışık yakılmazsa 1 Nisan sonrası felakettir. İlk mesajı 31 Mart’ta verirse ayağını denk alacak. 4 yıl boyunca seçim olmaması, zenginin kayrılması, en düşük maaşa mahkum edilmenize son çareniz, son yetkiniz. Gücünüzü gösterin.
OECD, 2015’teki ev kiralarını 100 birim kabul ederken, 2023 ev fiyatlarını karşılaştırmış. En tepesinin bir altında Macaristan var. 2015’ten 2023’e konut kiraları en çok artan ülke olmuş. Macaristan’ın bir üstünde Türkiye var. 2015’ten 2023’e yüzde 530 artmış. Ancak gerçek hayatta bu 15-18 kata kadar artıyor. Bunu bizim söylememiz, sizin yaşamanız ayrı ama OECD’nin açıklaması ayrı. Köprü geçişleriyle ilgili bir şey çıktı. Yollar, köprüler, otoyollar yaptık diye övünüyorlar. Maliyeti yokmuş gibi. Geçiş garantisi verilmiş bu köprü ve yolların bize maliyeti Ocak 2024’te 36 milyon TL oldu.”
Akşener’e yanıt
“Biz iktidar olursak ezanı sustururlar dedikleri CHP o ezanı okuyan müezzinin hakkını savunmaya bayrağı indirecekler dedikleri CHP günü gelince o bayrak için can vermeye her zaman hazırdır. Dışarıda bir basın emekçisi arkadaşımız var bekliyor. Akşener’in açıklamalarına ne diyeceksiniz? Ona karşı vereceğim cevap iki kelime canı sağ olsun.
(Şevki Yılmaz açıklaması) “Şevki Yılmaz ile normal şekilde konuşulmaz. Bir foseptik kamyonu bulup ait olduğu yere taşıyacaksınız”
Hatay açıklaması
Son 22 yılda deprem vergilerini doğru yere harcamamış hükumetin sorumluluğunun bir yere yüklenmesi doğru değildi ama biz mesajımızı aldık. Dün gece saat 3’e gelirken biz üzerime düşen bütün eleştiriyi yaparak, Lütfü Savaş’ı ilk kullandığı bazı ifadelerden kendisinin de üzüldüğünü not ederek; ama bir yandan Hatay’ı ele geçirip demografisini değiştirmek isteyen ve Hatay’ı Hatay olmaktan çıkaracak olanlara karşı, örgütümüzün talebi, inancı ve seyre baktığımızda Hatay’da yola Lütfü Savaş ile devam etmeye karar verdik.