Rus muhalif lider Aleksey Navalny’nin kaldığı cezaevinde hayatını kaybettiği bildirildi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en sert muhaliflerinden olan Navalny, geçtiğimiz aylarda Sibirya yakınlarındaki Yamalo-Nenets bölgesinde bir cezaevine nakledilmişti.
Söz konusu ceza infaz kurumundan bugün (16 Şubat) yapılan açıklamada, Navalny’nin öldüğü belirtildi.
Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi Federal Cezaevi Servisi, internet sitesinde yayınladığı açıklamada, Navalny’nin yürüyüş yaptıktan sonra “kendini iyi hissetmediğini” ve “anında bilincini kaybettiğini” belirtti.
Açıklamanın devamında, sağlık personelinin çağrıldığı ancak Aleksey Navalny’yi hayata döndüremedikleri belirtildi.
Muhalif liderin ölüm nedeninin tespit edilmeye çalışıldığı kaydedildi.
Navalny’nin kaldığı “Kutup Kurdu” kolonisi olarak bilinen cezaevi, ülkedeki en ağır şartlara haiz hapishanelerden biri olarak kabul ediliyor.
Başkent Moskova’ya 1900 km mesafede ve aşırı soğukların yaşandığı bir kentte bulunuyor.
Aralık ayında, taraftarları ve sevenleri, haftalarca Navalny’den haber alamamış ancak daha sonra kutup bölgesine nakledildiği ortaya çıkmıştı.
Kuzey Kutup Dairesi’nin yaklaşık 60 km kuzeyindeki cezaevi, 1960’larda bir zamanlar zorunlu Sovyet çalışma kampları olan GULAG sisteminin bir parçası olarak kurulmuştu.
Navalny, Ocak 2021’de yurt dışından Rusya’ya dönüşünde daha önce hakkında verilen 3,5 yıllık cezasını çekmek üzere cezaevine konulmuş, ardından bu yıl 4 Ağustos’ta da “aşırılıkçılık” suçlamalarıyla 19 yıl daha hapis cezasına çarptırılmıştı.
Aleksey Navalny’nin hücresinin Rusya’nın uç noktasına taşınmasının, mevcut Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeniden başkanlığa adaylığını açıklamasından kısa süre sonraya denk gelmesi dikkatleri çekmişti.
Annesi: Oğlum sağlıklı ve mutluydu
Rus Novaya Gazeta gazetesi, Aleksey Navalny’nin annesinin, oğlunu en son 12 Şubat’ta gördüğünde “hayatta, sağlıklı ve mutlu” olduğunu söylediğini aktardı.
Novaya Gazeta’nın haberine göre Lyudmila Navalnaya, bir Facebook paylaşımında şu ifadeyi yazdı:
“Herhangi bir başsağlığı mesajı duymak istemiyorum. Onu en son 12 Şubat’ta cezaevinde bir toplantıda gördük. Hayattaydı, sağlıklı ve mutluydu.”
Rus muhalif lider Aleksey Navalny’nin cezaevinde ölümüne dünyadan tepkiler
Rusya’da muhalif lider Aleksey Navalny’nin mart ayında yapılacak genel seçimlere günler kala cezaevinde ölmesi, dünya genelinde tepkiyle karşılandı.
İşte 47 yaşında hayatını kaybeden Navalny’nin ölümüne dünyada gelen tepkiler:
Avrupa Birliği Konseyi: Ölümden Rus rejimi sorumludur
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, yaptığı açıklamada, “Aleksey Navalny özgürlük ve demokrasi değerleri için mücadele etti. İdealleri uğruna en büyük fedakârlığı yaptı. AB, bu trajik ölümden yalnızca Rus rejimini sorumlu tutmaktadır.” dedi.
Avrupa Birliği Komisyonu: Putin ve rejiminin acı hatırlatıcısı
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Navalny’nin ölüm haberi üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
“Aleksey Navalny’nin ölüm haberi karşısında derin bir rahatsızlık ve üzüntü duyuyorum. Putin kendi halkının muhalefetinden başka bir şeyden korkmaz. Bu, Putin ve rejiminin nasıl bir şey olduğunun acı bir hatırlatıcısı. Otokrasiye karşı durmaya cesaret edenlerin özgürlük ve güvenliğini korumak için mücadelemizde birleşelim.”
Beyaz Saray: Korkunç bir trajedi
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, “Eğer teyit edilirse, bu korkunç bir trajedidir. Rus hükümetinin muhaliflerine zarar verme konusundaki uzun ve kirli geçmişi de göz önüne alındığında, burada ne olduğuna dair gerçek ve açık sorular ortaya çıkmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Almanya: Putin, Navalny’ye işkence ederek öldürdü
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yaptığı açıklamada, “Aleksey Navalny, başka hiç kimsenin olmadığı kadar özgür ve demokratik bir Rusya’nın sembolüydü. İşte tam da bu nedenle ölmesi gerekiyordu.” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Almanya Maliye Bakanı Christian Linder de, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Aleksey Navalny demokratik bir Rusya için mücadele etti. Bunun için Putin ona işkence ederek öldürdü.” yorumunu yaptı.
Fransa: Putin rejiminin gerçekliğini hatırlatıyor
Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Aleksey Navalny, bir baskı sistemine karşı direnişinin bedelini hayatıyla ödedi. Bir ceza kolonisindeki ölümü bize Vladimir Putin rejiminin gerçekliğini hatırlatmaktadır. Fransa olarak ailesine, sevenlerine ve Rus halkına başsağlığı diliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
İsveç: Putin rejiminin işlediği bir başka korkunç suç
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, eski adıyla Twitter olan X sosyal medya platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:
“Aleksey Navalny hakkında korkunç haberler… Eğer hapishanede öldüğü haberi doğruysa, bu Putin rejiminin işlediği bir başka korkunç suçu temsil ediyor. Navalny’ye yönelik acımasızlık, otoriterliğe karşı mücadeleye devam etmenin neden gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.”
NATO: Rusya’nın ölüm koşullarıyla ilgili soruları yanıtlaması şart
Navalny’nin ölümüyle ilgili haberlerden “derin üzüntü ve rahatsızlık” duyduğunu söyleyen NATO Genel Sekreteri Jens Stroltenberg, “Tüm gerçekleri ortaya koymamız lazım. Ve Rusya’nın da ölüm koşullarıyla ilgili tüm ciddi soruları yanıtlaması gerekiyor.” dedi.
Letonya: Nevalny, Kremlin tarafından vahşice katledildi
Letonya Cumhurbaşkanı Edgars Rinkevics, sosyal medya hesabı X’ten yaptığı paylaşımda, “Bir siyasetçi olarak Aleksey Navalny hakkındaki düşünceleriniz ne olursa olsun, kendisi Kremlin tarafından vahşice katledilmiştir. Bu bir gerçektir ve Rusya’nın mevcut rejiminin gerçek doğası hakkında bilinmesi gereken bir şeydir. Ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı diliyorum.”
Çekya: Putin’e karşı durduğu için işkenceyle öldürüldü
Dışişlerleri Bakanı Jan Pilavsky, Aleksey Navalny’nin ölüm haberine şu şekilde tepki verdi:
“Rusya, dış politikasında olduğu gibi vatandaşlarına da aynı şekilde davranmaya devam ediyor. Nemtsov ya da şimdi Navalny gibi daha iyi bir gelecek hayal eden insanları öldüren vahşi bir devlete dönüştü. Putin’e karşı durdukları için hapsedildiler ve işkenceyle öldürüldüler. Huzur içinde uyu.”
İngiltere: Korkunç bir haber
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “Bu korkunç bir haber. Rus demokrasisinin en ateşli savunucusu olan Aleksey Navalny, hayatı boyunca inanılmaz bir cesaret sergilemiştir.”
Hollanda: Navalny’nin ölümü rejimin acımasızlığını gösteriyor
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, “Navalny’nin ölümü, Rus rejiminin eşi benzeri görülmemiş acımasızlığını göstermektedir. Navalny demokratik değerler ve yolsuzluğa karşı mücadele etti. En ağır ve insanlık dışı koşullar altında tutulurken mücadelesinin bedelini ölümle ödemek zorunda kaldı. Ailesine, sevenlerine ve onunla birlikte Rusya’da değişim için mücadele eden herkese güç diliyorum.” açıklamasında bulundu.
Belçika: Düşüncelerimiz tüm Rus siyasi mahkumlarla birlikte
Belçika Başbakanı Alexander de Croo, Rus muhalif lider Aleksey Navalny’nin ölümüne ilişkin açıklamasında şöyle dedi:
“Navalny’nin trajik ölümü, bir kez daha Ukrayna’yı neden desteklemeye devam edeceğimizin altını çiziyor. Rusya, Ukrayna’da galip gelemeyecektir. Düşüncelerimiz Navalny’nin ailesi, arkadaşları ve tüm cesur Rus siyasi mahkumlarla birlikte.”
Kremlin: Putin, ölüm haberiyle ilgili bilgilendirildi
Navalni’nin ölümüyle ilgili Kremlin’den de ilk açıklama geldi. Kremlin Navalni’nin ölüm nedeni hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de Navalni’nin ölümü hakkında bilgilendirildiği aktarıldı.
Rusya Araştırma Komitesi: Soruşturma başlattık
Rusya Araştırma Komitesi, ölümle ilgili bir soruşturma başlattığını duyurdu.
Navalny, 2021’den bu yana cezaevindeydi
Aleksey Navalny, sinir gazı zehirlenmesi nedeniyle Almanya’da tedavi gördükten sonra Moskova’ya döndüğü Ocak 2021’den bu yana parmaklıklar arkasındaydı. Tutuklanmadan önce yolsuzluğa karşı kampanya yürütmüş, Kremlin karşıtı büyük protestolar düzenlemiş ve kamu görevlerine aday olmuştu. Navalny, Rusya lider Putin’in en sert muhaliflerinden biriydi. Ayrıca Aleksey Navalny, sinir gazı Noviçok ile zehirlenmesinden de Kremlin’i sorumlu tutmuştu. Hakkındaki ‘aşırıcılık’ suçlaması nedeniyle 19 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Cezaevinde hayatını kaybeden Rus muhalif lider Aleksey Navalni kimdir?
47 yaşında, üç yıldır tutulduğu cezaevinde hayatını kaybeden Rus muhalif lider Aleksey Navalni, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en önemli muhalifleri arasındaydı.
Daha önceden sinir gazıyla zehirlenen ancak hayatta kalan Navalni, 19 yıl hapis cezasını çekmek üzere Moskova’nın 1900 kilometre uzağındaki ücra bir hapishanede tutuluyordu.
Rusya’da uzun yıllardır yolsuzluklara karşı mücadele eden ve kamuoyu oluşturmaya çalışan Aleksey Navalni, Putin’in partisini ‘Sahtekârlar ve hırsızlar’ olarak nitelemişti.
Navalni, Putin’in yıllar içerisinde kurduğu sistemin ‘Rusya’nın kanını emdiğini’ söylüyor ve ülkenin adeta bir feodal düzenle yönetildiğini savunuyordu.
Navalni, yıllar içerisinde Putin’e karşı birçok toplumsal harekete öncülük yapmış bir isimdi. Düzenlediği protesto gösterilerine binlerce kişi katılmıştı.
Ancak Navalni hiçbir zaman seçimlerde Putin’in rakibi olamadı. 2018 başkanlık seçimlerinde aday olması engellenmişti. Gerekçe, Rusya’da dolandırıcılık suçundan hüküm giymiş olmasıydı.
Navalni, kendisine yöneltilen suçlamaları hiçbir zaman kabul etmedi. Açılan davalar ve verilen cezaları, ‘Kremlin’in muhaliflerden intikam alma çabası’ olarak niteledi.
Siyaset sahnesinde yükselişi
Navalni’nin Rus siyasi sahnesindeki yükselişi 2008 yılında başlamıştı.
Rusya’nın büyük kamu şirketlerinde yaşandığını ifade ettiği yolsuzlukları blogunda kaleme alıyordu.
Uyguladığı yöntemlerden birisi, devlete ait büyük petrol şirketlerinde, bankalarda ve diğer kuruluşlarda azınlık hissedarı olup toplantılarda yetkililerin çok da hoşuna gitmeyen kamu finans hesaplarına dair sorular sormaktı.
Siyasi mesajlarını topluma ulaştırmak için sosyal medyayı etkin biçimde kullandı.
Özellikle genç kitlelerin desteğini çekmek için çalışmalarını yürüttü. Kullandığı dilde kısa ve öz mesajlar vermeye çalıştı, Putin ve çevresindekilere yönelik alaycı bir üslubu benimsedi.
Navalni’nin kamu şirketlerine yönelik eleştirileri kısa sürede Putin iktidarına ve Birleşik Rusya Partisi’ne yönelik bir tepkiye evrildi.
2011’deki milletvekili seçimleri öncesinde blog takipçilerine ‘Birleşik Rusya hariç herhangi bir partiye oy verin’ çağrıları yaptı, Birleşik Rusya’yı ‘Sahtekârlar ve hırsızlar partisi’ olarak tanımladı. Navalni o seçimde kendisi aday olmamıştı. Ama taktığı lakap bir slogana dönüştü.
Birleşik Rusya, 2011 seçimlerini kazansa da oy oranı gerilemişti. Ayrıca oy sayım işlemlerinde usulsüzlük iddiaları da seçim zaferini gölgeliyordu.
Başkent Moskova dahil birçok büyük kentte hükümet karşıtı protestolar düzenlendi.
5 Aralık 2011’deki ilk protesto gösterileri sırasında Navalni gözaltına alınmış ve 15 gün boyunca hapiste tutulmuştu.
Serbest bırakıldığı gün yeniden gösterilere katıldı ve kalabalıklara hitap ettiği konuşma o güne kadarki en büyük protesto gösterisi haline geldi.
Navalni’nin 24 Aralık 2011’de Moskova’da yaptığı konuşmayı 120 bini aşkın kişi dinlemişti.
Dolandırıcılık suçlamasıyla beş yıl hapis
Ardından Başkanlık seçimleri düzenlendi ve Putin ezici bir üstünlükle seçimi kazandı.
Hemen ardından ise Navalni hakkında bir dizi yasal süreç başlatıldı. Navalni’nin hukuk diplomasının gerçek olup olmadığı dahi soruşturuluyordu.
2013 yılında Kirov kentinde aleyhinde dolandırıcılık suçlamasıyla açılan davada hüküm giydi ve beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Batılı ülkeler ve Rusya’daki muhalifler bu yargı kararının tamamen siyasi olduğunu savundular.
2015 yılında beklenmedik bir şekilde tahliye edildi. Moskova Belediye Başkanlığı seçimlerinde aday olmuştu. Navalni oyların yüzde 27’sini aldı ancak Putin’in desteklediği Sergey Sobyanin seçimi kazandı.
Yine de bu sonuç Navalni için ciddi bir siyasi zafer olarak görüldü. Navalni’nin kısıtlı imkanlarla seçim kampanyasını yürüttüğü, devlet televizyon kanallarında kendisine yer verilmediği hatırlatılıyordu.
Navalni, Moskova seçimlerinde de internet ve sosyal medya üzerinden seçmene ulaşmaya çalıştı.
Navalni’nin dolandırıcılıktan suçlu bulunduğu mahkeme kararı ise temyizdeydi. Rusya Yüksek Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı üzerine hükmü bozdu.
Ancak 2017’de Navalni yine daha suçlu bulundu ve bir kez daha beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak cezası ertelendi.
Navalni yaptığı konuşmalarda mahkeme kararını eleştirerek “Amaçları 2018’de başkan adayı olmamı engellemek” demişti.
Zehirlenme ve hapis
Navalni’nin kurduğu siyasi hareket, Rusya’da “aşırılık yanlısı” olduğu gerekçesiyle yasaklandı.
Navalni 2020 yılının Ağustos ayında Noviçok isimli bir sinir gazıyla zehirlendi.
Tedavi için götürüldüğü Berlin’de aylarca hastanede yatan Navalni, 17 Ocak 2021’de Moskova’ya geri döndü.
Destekçilerinin gösterilerle karşıladığı Navalni, burada tekrar tutuklandı.
2021’deki hapis cezası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) gündemine geldi. AİHM, “hayati riski bulunduğu” gerekçesiyle Navalni’nin serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Ancak Navalni o tarihten itibaren tutuklu olarak yargılandı.
2022’nin Mart ayında yolsuzluk ve mahkemeye hakaret gibi suçlardan hapis cezası aldı. Moskova’nın 250 kilometre uzağındaki Melekhovo’da bir cezaevine nakledildi.
Halihazırda şartlı tahliye ihlali, dolandırıcılık ve mahkemeye saygısızlık suçlarından dokuz yıllık hapis cezası devam eden Navalni’ye 2023 Ağustos’unda ‘aşırılık yanlısı örgüt kurmak, finanse etmek ve eylemde bulunmak’ suçlamasıyla 19 yıl daha hapis cezası verildi.
Navalni ise suçlamaları reddetti.
Navalni, karardan önce sosyal medyada paylaştığı bir mesajda, diğer muhalifleri korkutmak için tasarlanan “Stalin” tarzı bir hapis cezasına çarptırılacağını düşündüğünü söyledi.
Navalni’nin geçmişte yaptığı yabancı düşmanı yorumlar ise kendisine yönelik eleştirilerin başında geliyordu.
2007 tarihli bir videoda, etnik çatışmaları ‘diş çürüğüne’ benzetmiş, göçmenleri ise ‘hamamböcekleri’ olarak nitelemişti.
2014 yılında Rusya Kırım’ı ilhak ettikten sonra Navalni’nin tavrı bazı çevrelerde tepki çekmişti.
Navalni, Kırım’ın ilhakının uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen artık bu bölgenin Rusya’nın bir parçası olduğunu ifade ediyordu. Ekho Moskvy radyo kanalına röportaj veren Navalni, “Kırım artık bizim” diyordu.