İstanbul Havalimanı Metrosu Kağıthane-Gayrettepe Etabı’nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefete ve Ekrem İmamoğlu idaresindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yüklendi. “İstanbul bugün mevcut durumundan çok daha kötüye gitmemişse bunun sebebi bizim elimizi taşın altına koymamızdır” diyen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘in, AKP’ye geçen ve Cumhur İttifakı’nın Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olan Nebi Hatipoğlu’nu eleştirmesine yanıt vererek, “Bu skandal açıklama muhalefette yaşanan panik havasının bir işaretidir” yorumunu yaptı.
Muhalefet partilerinin aralarındaki tartışmalara da isim vermeden gönderme yapan Erdoğan, “Bunlar Altılı Masa’da beraber değil miydiler? Ne oldu bunlara şimdi. Birkaç gün öncesine kadar işbirliği görüşmesi yaptığı partilerin, içtikleri çayın dumanı kalkmadan ihanetle suçlamak tam bir siyasi basiretsizlik örneğidir.” ifadelerini kullandı.
Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın son halkası olan Gayrettepe-Kağıthane Metro Hattı tamamlandı. Hattın açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum da yer aldı. Yeni hatla birlikte Taksim’den İstanbul Havalimanı’na ulaşım 41 dakikaya düştü. Hatta, günde 600 bin yolcu taşınacak.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Bugün giderek ağırlaşan trafik sorunundan dolayı adeta omuzları çöken İstanbulumuzun yükünü hafifletecek bir projemizi daha hayata geçirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Geçen sene İstanbul Havalimanı Kağıthane Metrosunun açılışını yapmış bu önemli projeyi vatandaşlarımızın hizmetine sunmuştuk. Bugün de bu hattı Gayrettepe’ye bağlayan Kağıthane- Gayrettepe kesiminin açılışını yapmak üzere bir aradayız. Böylece İstanbul Havalimanı ile Gayrettepe arasında kesintisiz metro ulaşımını sağlamış oluyoruz. Toplam 37,5 kilometre uzunluğundaki Gayrettepe Kağıthane Metrosu, İstanbullu kardeşlerimizin hayatını fevkalade kolaylaştıracaktır. 9 istasyondan oluşan ve hızı saatte 120 kilometreye ulaşan hattımızın günlük yolcu kapasitesi 600 bin kişidir. Hattımızın devreye girmesiyle birlikte Gayrettepe İstanbul Havalimanı arası 30 dakikaya, Göktürk- Mahmutbey arası 38 dakikaya, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı arası 45 dakikaya, Taksim-İstanbul Havalimanı arası 41 dakikaya, Taksim-Göktürk arası 26 dakikaya, 4. Levent- İstanbul Havalimanı arası 35 dakikaya inecektir. Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla, İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi, yaparız. Ortada bırakmayız”
Belediye başkanlığımdan tutun daha sonra hükümete geldik ve hükümette de ulaştırma bakanlığı olarak nasıl bu yolları, bu hızlı tren hatlarını, yüksek hızlı tren hatlarını nasıl yaptıysak, aynı şekilde İstanbul’umuzda da bunu yaptık. Birileri de hatırlayın maalesef hafriyatla ne yaptılar, kim olduğunu biliyorsunuz, söylememe gerek yok. Raylı sistem projelerinde en önemli, hassas, zor konulardan birisi, hattın beyni diyebileceğimiz sinyalizasyon sistemidir. Hamdolsun ASELSAN, TÜBİTAK iş birliğiyle artık bu alanda başkalarına bağımlı olmaktan kurtuluyoruz. ASELSAN, sinyalizasyon sistemi için gerekli araç üstündeki ekipmanları, hatlara konulacak sistemlerle istasyonlara konulacak akıllı sinyal sistemlerini TÜBİTAK geliştirdi. Biz yapıyoruz. Bu hatta kullanılacak 60 adet sürücüsüz metro aracı da Ankara-Sincan Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikada üretiliyor. Gayrettepe-Havalimanı Metro hattının ilk etüt projesinden uygulamasına kadar tüm süreçlerini, kendi yerli mühendislik ve tasarım birikimimizle gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Bundan sonra hangi alanda olursa olsun hayata geçirdiğimiz her projede, yerli, milli teknolojilerin payının artırılmasına ağırlık vereceğiz. Savunma Sanayii başta olmak üzere teknolojiye dair her konuda tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar azimle çalışacağız”
“Millete tepeden bakanlar kaybetmeye mahkumdur”
Millete tepeden bakanlar, milleti hor görenler, millete karşı kibirli, nobran davrananlar siyasette kaybetmeye mahkumdur. 31 Mart akşamı inşallah bunları da hep beraber göreceğiz. Türk siyasi tarihine göz attığımızda bunun sayısız örneğine şahit olursunuz. Emanetin teslim edildiği nice bakan, başbakan, belediye başkanının siyaset sahnesinin tozlu raflarında unutulup gittiğini görürsünüz. Bu gerçeklerin ışığında kendimizi sürekli hesaba çekiyor, her gece bugün ülkemiz milletimiz için ne yaptık sorusunu kendimize soruyoruz. Geride hayırla, şükranla yad edilecek bir miras bırakmayı arzu ediyoruz. Siyasetin inişli çıkışlı yolculuğunda pek çok zorluk, engel, hukuksuzlukla karşılaştık. Vesayetin gölgesinin ülkemiz karabasan gibi çöktüğü 1990’larda belediye başkanlığı yapmış siyasetçi olarak zorluklar karşısında yılmadık. Millete hizmet sevdamızda aramıza kimsenin girmesini istemedik.
“Belediyelerimizi siyasi rengine göre ayırmadık”
“Bizim nazarımızda 85 milyon vatandaşımızın tamamı oy tercihlerinden bağımsız olarak eşit şekilde hizmete ve hürmete layıktır. 21 yılı aşkın iktidarlarımızın belediyelerimizi siyasi rengine göre ayırmadık. Kampanya dönemi boyunca yaptıklarımızı anlattık, projeleri paylaştık, muhalefetle ilgili eleştirileri açık yüreklilikle dile getirdik. Bu durum İstanbul için de geçerlidir. İstanbul bugün mevcut durumundan çok daha kötüye gitmemişse bunun sebebi bizim elimizi taşın altına koymamızdır.
“Muradınıza kavuşmak istiyorsanız Murat’a sahip çıkacaksınız”
“Hükümetimizin görev alanına giren hizmetlerden çok daha fazlasını İstanbul’a kazandırarak şehrin iflas bayrağını çekmesinin önüne geçtik. Şimdi biz neredeyiz? Kağıthane… Bu Kağıthane’nin Haliç’e bağlanan kısmının nasıl pislik olarak aktığını hatırlıyor musunuz? Belki gençler hatırlamayabilir ama anneleri babaları bunu gayet iyi hatırlıyor. Bütün bu pisliği, Boğaz’ı o pırıl pırıl temiz suyunu ne yaptık, biz buraya bağladık. Kağıthane’ye ve Haliç’e bağladık. Ondan sonra buranın suyu tertemiz oldu. Biz yaptık, söyledik mi yaparız. Bundan sonra da yapacağız. Muradımızla yapacağız ama siz de muradınıza ermek istiyorsanız, Murat’a sahip çıkacaksınız. Durmak yok. Şurada 61 gün kaldı. Yola devam. Bir tarafta belediyeler, bir taraftan hükümet olarak biz, ikimiz el ele vereceğiz ve ülkemizi ayağa kaldıracağız. İstanbul’umuzu ayağa kaldıracağız, Ankara’mızı ayağa kaldıracağız. İzmir’imizi, Eskişehir’imizi, Konya’mızı, Kayserimizi velhasıl ülkemizi 30 büyük şehrini ayağa kaldıracağız. Sadece son 2 yıl içerisinde 51 kilometrelik metro hattını İstanbulluların hizmetine sunmanın sevincini yaşıyoruz. Sabiha Gökçen Havalimanı, Pendik Metrosu gibi önemli bir projeyi İstanbul halkının ve bölgedeki diğer illerimizin hizmetine verdik. Elbette bunları yeterli bulmuyoruz. İstanbul gibi her gün büyüyen bir şehrin artan ulaşım alt yapı ihtiyacına ve diğer sıkıntılarına çözüm yolları geliştiriyoruz”
Muhalefete: Bunlar 6’lı masada beraber değiller miydi?
31 Mart seçimleri yaklaştıkça maskeler düşüyor, herkesin gerçek niyeti ortaya çıkıyor. Kimin şehrine aşkla hizmet ettiği, kimin de 5 yıl boyunca vaktini boşa geçirdiği netleşiyor. Sandıkta millete hesap verme günü yaklaştıkça birilerinin paçaları tutuşmaya başladı.
Kimin şehrine aşkla hizmet ettiği, kimin de 5 yıl boyunca 3 dönüm bostan, yan gel yat Osman misali vaktini boşa geçirdiği netleşiyor. Ülkenin ikinci büyük partisinin acemi genel başkanının birkaç gün önce belediye başkan adaylarıyla ilgili skandal açıklama muhalefette yaşanan panik havasının bir işaretidir. Neymiş, illerde farklı partilerde adayların olması oyunmuş, tezgahmış. Bakınız çok açık ve net söylüyorum. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir beyana rastlayamazsınız. Milli İrade’ye saygı duyulan hiçbir ülkede muhalefet partisinin çoğulcu demokrasinin bir gereği olan yarıştan korktuğunu, ürktüğünü, rakiplerinin sayısı karşısında hırçınlaştığını göremezsiniz. Meselenin çok daha vahim tarafı, suçladığı partilerin daha 8 ay öncesine kadar beraber Türkiye’yi yönetmeye talip olduğu siyasi yapılar olmasıdır. Bunlar 6’lı masada beraber değiller miydi? Gerekirse 16’lı masa da kurarız diyenler değil miydi? Ne oldu bunlara şimdi? Olay bu. Birkaç gün öncesine kadar iş birliği görüşmesi yaptığı partileri daha içtikleri çayın dumanı kalkmadan ihanetle suçlamak, beraber siyaset yaptığı insanları ihanetle itham etmek, tam bir siyasi basiretsizlik örneğidir”
“Faşizan kodlarında zerre gerileme olmuyor”
“Açık oy gizli sayımla milletin oylarının gasp edildiği tek partili sistemin özlemiyle yaşıyorlar, demokrasiye tahammülsüzlükleri değişmiyor. Faşizan kodlarında zerre gerileme olmuyor. 31 Martta sandıktan çıkacak güçlü iradeyle her yerde demokrasiden ürken bu kibirli zihniyet hak ettiği dersi alacaktır
“İstanbul’un kronikleşen sorunlarına dahil kapsamlı, detaylı ve pratik çözüm önerilerimizi büyükşehir belediye başkan adayımız Murat Kurum kardeşimiz de kısa süre önce İstanbul halkıyla paylaştı. Siztem İstanbul adını taşıyan proje paketimizle ulaşımdan kentsel dönüşüme kadar her alanda İstanbul’u yeniden hak ettiği hizmetlere kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu projelerden özellikle ulaştırma alanında öne çıkan bazı başlıkları kısaca sizlere hatırlatmak, paylaşmak istiyorum. İstanbullu kardeşlerimizin ömrünün önemli bir kısmı trafikte geçiyor. Yapılan hesaplamalara göre İstanbul’da her bir vatandaşımız yılda 288 saatini trafikte kaybediyor. 2019’da yüzde 47 olan trafik yoğunluğu bugün yüzde 64’e yükseldi. Şayet biz tüm engelleme çabalarına rağmen Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Kuzey Marmara Otoyolu’nu, şehir içindeki tünelleri yapmasaydık, emin olun İstanbul trafiği çok daha içinden çıkılmaz bir hal alırdı. Hamd olsun zamanında attığımız bu adımlarla, İstanbul’un trafik çilesini bir nebze de olsa hafiflettik. Murat kardeşimizle birlikte önümüzdeki dönem için hedefimiz ortalama yolculuk süresini, 64 dakikadan, 39 dakikaya düşürerek trafiği bir sorun olmaktan önemli ölçüde çıkarmaktır”
İstanbul’da trafik sorunuyla ilgili açıklamalar
“Raylı sistemde 2029 yılına kadar, toplam uzunluğu 650 kilometreye yükseltmeyi planlıyoruz. Bir sonraki aşamada bu uzunluğu bin 4 kilometreye çıkarmak istiyoruz. Şu anda toplu ulaşımda karayolunun ağırlığı yüzde 72’ler, raylı sistemlerin payı ise yüzde 26 seviyesindedir. İstanbul’da trafiği bir mesele olmaktan çıkarmak için bu dağılımın daha dengeli bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Yol, köprü, viyadük ve tünel yaparak trafik sorununu azaltabiliriz ama sorunu kökten çözemeyiz. Trafik sorununa kalıcı çözümün anahtarı, karayolu, raylı sistem ve deniz yolu alt yapısını eş zamanlı olarak geliştirmektir. Bizim niyetimiz ulaşımda 2029 yılına kadar karayolunun payını yüzde 60’a düşürmek, raylı sistemlerin payını yüzde 37’ye çıkarmaktır. Bir sonraki aşamada hedefimiz bu oranları yüzde 48’ler seviyesinde dengelemektir. Beylikdüzü’nden Avcılar’dan metroya binen bir İstanbullu’nun boğazın altından geçerek Söğütlüçeşme’ye kadar güvenle varmasını temin edeceğiz. Bunu biz yaparız, şu andaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi acaba ne yaptı? Deniz ulaşımı payını 3 yeni hat ile 2 kat artıracağız. İstanbul’un iki yakasına iki büyük tünel inşa ederek karayolu ulaşımını da Allah’ın izniyle rahatlatacağız. Murat kardeşimiz de ilk 5 yılda Avrupa Yakası’nda 15 kilometrelik Çayırbaşı Ayazağa Levazım Dolmabahçe Tüneli’yle 6,5 kilometrelik Kağıthane Bayrampaşa Hal Tüneli’ni açacağız
“Anadolu Yakası’nda ise Yenisahra ile Bostancı’yı 6 kilometrelik tünelle bağlayacağız. İkinci 5 yılda, Bayrampaşa Hal Büyükçekmece arasında 28,5 kilometre karayolu tünelini tamamlayacağız. Harem, Çengelköy, Kavacık arasında 13,6 kilometrelik b ir karayolu bağlantısı kurarak sahil yoluna alternatif güzergah oluşturacağız. Daha bunun gibi pek çok eseri İstanbullu kardeşlerimizin hizmetine sunmakta kararlıyız. Aziz milletimizin takdiriyle 1 Nisan tarihinden itibaren ‘nerede kalmıştık?’ diyerek, İstanbulumuz için ilk günkü heyecanla, ilk günkü aşkla çalışmayı sürdüreceğiz. İstanbul’a sadece kaybolan yıllarını geri vermekle kalmayacağız, inşallah bu güzel şehri hakiki manada bir dünya yıldızı haline getireceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Açılışını yaptığımız Gayrettepe- Kağıthane Metro Hattı’nın şehrimize hayırlı olmasını diliyorum