Ekonomist Mahfi Eğilmez, Türkiye’de başkanlık sistemine geçildikten sonra dünya sefalet endeksinde en alt sıralara düşüldüğünü açıkladı. Eğilmez, “Başkanlık sistemi sonrası her alanda geriye gidildi” dedi.
Mahfi Eğilmez, bloğunda, Türkiye’nin, dünya sefalet endeksindeki yerini analiz etti. Başkanlık sistemine geçildikten sonra ekonomide yaşanan gerilemenin sefalet endeksinde açık şekilde görüldüğünü aktaran Mahfi Eğilmez, 2022 yılı sonuçlarına göre Türkiye’nin, sefalet endeksinde dünyada en kötüden en iyiye sıralamasında (en kötü) 10’uncu sırada yer aldığını aktardı.
Mahfi Hoca’nın, “Başkanlık Sistemi ve Sefalet Artışı” başlıklı yazısı şöyle:
“Sefalet endeksi (misery index), Arthur Okun tarafından ilk kez ortaya atıldığında işsizlik oranıyla enflasyon oranının toplanmasından oluşan bir göstergeydi:
Okun Sefalet Endeksi = Enflasyon Oranı + İşsizlik Oranı
İşsizliğin yükselmesi geliri olmayanların sayısının arttığını, enflasyonun yükselmesi yaşamın pahalandığını gösterdiği için endeksin yükselmesi sefaletin arttığını, dolayısıyla ekonomide bozulma ortaya çıktığını gösteriyor. Zaman içinde endeks, Robert Barro ve Steve Hanke tarafından yeniden formüle edildi (HAMI sefalet endeks.) Yeniden formüle edilmiş haliyle endeksi şöyle bir denklemle ifade etmek mümkündür:
HAMI Sefalet Endeksi = (Enflasyon Oranı + İşsizlik Oranı + Faiz Oranı) – Büyüme Oranı
Burada yer alan faiz oranı olarak on yıllık devlet tahvili faizleri alınıyor. Eğer büyüme oranı pozitifse yani ekonomi büyümüşse bu oranın düşülmesi gerekiyor, çünkü ekonomik büyüme sefaleti azaltıyor. Tersine büyüme oranı negatifse yani ekonomi küçülmüşse o zaman bu oranın da toplama eklenmesi gerekiyor, çünkü eksi büyüme sefalet artışı getiriyor.
Aşağıdaki tablo Türkiye’de HAMI sefalet endeksinin yıllar itibarıyla gelişimini ortaya koyuyor (Tablodaki enflasyon, işsizlik ve büyüme oranları TÜİK sitesinden, 10 yıllık tahvil faizi oranları da Bloomberg HT sitesinden alınmıştır.)
Türkiye, 2017 yılında güçler ayrımı sistemini terk ederek başkanlık sistemine geçti. Bu amaçla yapılan oylama tam olarak buna yönelik değildi. Başkanlık sistemi olacak ama güçler ayrımı, yargı bağımsızlığı, yasamanın yürütmeden ayrılığı devam edecekti. Yalnızca yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı, sembolik olarak değil gerçekten yürütmenin başında olacaktı. Ne var ki uygulama böyle olmadı. Yasama, parti disiplininin Cumhurbaşkanınca denetlenmesi sonucu, yürütmenin emrine girdi, yargı bağımsızlığı da derece derece ortadan kalktı ve bugünkü tek yetkili başkan sistemine gelindi. Bu geçiş dönemi boyunca anlatılan hep Türkiye’nin koalisyonlardan çektiği sıkıntıların geride kalacağı ve her alanda daha hızlı karar alarak ileri gideceği, refahının artacağı, dünya sıralamalarında öne geçeceğiydi.
Söylenenlerin tam tersi oldu. Türkiye, başkanlık sistemine geçtikten sonra her alanda geriye gitti. Daha önceki yazılarımda Türkiye’nin sosyal ve siyasal göstergelerini ve ekonomik göstergelerini çeşitli tarafsız kuruluşların endeksleri çerçevesinde dünya ülkeleriyle karşılaştırmalı olarak paylaşmıştım. Bu karşılaştırmalar Türkiye’nin başkanlık sistemine geçtikten sonra sürekli geriye gittiğini ortaya koyuyordu.
Sefalet endeksi de diğer endeks ve göstergelerde olduğu gibi başkanlık sistemine geçişle birlikte Türkiye’de sefaletin arttığını gösteriyor. 2022 yılı sonuçlarına baktığımızda Türkiye, sefalet endeksinde dünyada en kötüden en iyiye sıralamasında (en kötü) 10’uncu sırada yer alıyor.”