Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dünya ve Türkiye gündemini Türkgün’e değerlendirdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milli irade tarafından kabul gördüğünün altını çizen Devlet Bahçeli, muhalefetin sistemle ilgili eleştirileri için, “Kuvvetler ayrılığı kalmadı diyorlar. Suçu da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne atıyorlar. Cehaletin bu kadarı ancak diplomayla olur” diye konuştu.
Yeni Anayasa Çalışmalarıyla ilgili, “Milliyetçi Hareket Partisi, yeni anayasanın hazırlanmasında 100 maddelik teklif metniyle katkı vermeye kuşkusuz hazırdır” diyen Bahçeli, “Darbe anayasası Türkiye’ye layık değildir” açıklaması yaptı.
50+1 sistemin kilididir
50+1 tartışamalarına iliçkin de açıklamalarda bulunan MHP Lideri, “Herhangi bir değişiklik yok. Yüzde 50+1 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kilididir. Seçilen cumhurbaşkanının meşruiyet temelidir. Yüzde 50+1 milli iradenin güçlü ifadesi ve tecellisidir. Böyle tartışmalardan ülkemizi uzak tutmak lazımdır” yorumunu yaptı.
Utanç verici bir tablo
Son günlerde Türkiye gündemini meşgul eden fenomenler ve Fatih Terim Fonu dolandırıcılığı hakkında açıklamalar yapan Bahçeli sert sözler söyledi. Bahçeli, bankacı Seçil Erzan’a para kaptıranlar için, ‘açgözlü, faiz düşkünü şahıslar’ diyerek, fenomenleri ise Sülün Osman’a benzetti. Olaylara adı karışanlardan acımadan hesap sorulması gerektiğine dikkat çeken Devlet Bahçeli şöyle konuştu:
“Saçına dolardan bukleler yapan, kaynağı meçhul, nereden kazanıldığı muamma olan servet düzeyindeki paralarla gösterişe dalan bir kişinin foyası ortaya çıktıktan sonra endişe verici olaylar çorap söküğü gibi kamuoyunun gündemine döküldü.
Fenomen olarak isimlendirilen bazı sonradan görmelerin taşınır-taşınmaz tüm mal varlıklarına el konuldu.
Bir de ponzi dolandırıcılığı ortaya çıktı. Utanç verici bir tablo!
Sahtekâr bir bankacı fon adı altında, açgözlü ve faiz düşkünü şahısları ağına düşürmüş. Hukuksuzluk diz boyu. Sülün Osman’a rahmet okutacak dolandırıcılar at koşturuyor. Hukuki süreç nereye giderse gitsin, kime kadar dayanıyorsa dayansın, yeter ki sorumlular hesap versin.
Bu açgözlülüğün ıslahı şarttır. Milli ve manevi terbiyemize aykırı ahlak ve hukuk dışı iş ve işlemlerin, aynısıyla faillerinin kökü kazınmalıdır.
Hukuka uymak yerine hukuku kendisine uydurmak isteyenlere müsaade edilemez. Milletimizi sarsan ve inciten bu azgın kaymak tabakanın daha çok kazanma iştahı ahlaki hüsrandır.
Kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Yasa dışı fon oyunlarıyla huzurumuzu gölgelemeye, servet edinmeye, onun bunun sırtından geçinmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Süreci izliyoruz. Vurgunculardan ve buna çanak tutan soygunculardan hesap sorulmasını ümit ediyoruz.”
Özgür Özel abuk subuk konuşuyor
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kayyum atamalarına yönelik eleştirileri de sorulan Devlet Bahçeli şunları söyledi:
“O her şeyi eleştiriyor. Abuk sabuk konuşuyor. PKK ağzına özenmeyi bırakmalı. Yoksa millet onu sınıfta bırakacak.
HEDEP’li belediyelerden bölücü terör örgütüne aktarılan vergilerimizi, tüyü bitmemiş yetimlerimizin haklarını Özgür Bey nasıl izah edecek?
Şayet PKK ve HEDEP’in sözcüsü olduysa itiraf etsin bilelim, ona göre davranalım. İnsanlık tarihi, ülkelerin içeriden de teslim alınacağını yazar. Mücadele cephede sürerken cephe gerisini vurup kaleyi çökertmek tarih boyunca sık sık görülmüştür.
CHP’nin başını çektiği muhalefet iç cephemizi düşürmeyi amaçlıyor. Elbette buna fırsat vermeyeceğiz, hevesleri kursaklarında kalacak.”
-Türk Tabipleri Birliği yönetimi mahkeme kararıyla görevden alındı. Bu gelişmeye ne diyorsunuz?
“Hayırlı ve memnuniyet verici bir gelişmedir. Adında Türk olan, ancak yönetimi Türk düşmanlarından müteşekkil bir yapıyla ilgili yargı hükmünü vermiştir. Bu karara herkes saygı duymalıdır. Türk Tabipleri Birliği yönetimi PKK’nın ikmal kaynağına dönüşmüştü. Karar doğru bir karardır. Milletimizin yüreğine su serpilmiştir. CHP, HEDEP ve TTB’nin ihanet paydasında buluşması da alenileşmiştir.”
“Sülün Osman’a rahmet okuturlar”
-Son günlerde sosyal medya fenomenleriyle bazı sporcuların kurulan illegal fonlara astronomik para yatırmaları ve sonuçta dolandırılmaları gündemin üst sıralarında yer aldı. Bununla ilgili görüşünüzü paylaşabilir misiniz?
“Saçına dolardan bukleler yapan, kaynağı meçhul, nereden kazanıldığı muamma olan servet düzeyindeki paralarla gösterişe dalan bir kişinin foyası ortaya çıktıktan sonra endişe verici olaylar çorap söküğü gibi kamuoyunun gündemine döküldü. Fenomen olarak isimlendirilen bazı sonradan görmelerin taşınır-taşınmaz tüm mal varlıklarına el konuldu. Bir de ponzi dolandırıcılığı ortaya çıktı. Utanç verici bir tablo!
Sahtekâr bir bankacı fon adı altında, açgözlü ve faiz düşkünü şahısları ağına düşürmüş. Hukuksuzluk diz boyu. Sülün Osman’a rahmet okutacak dolandırıcılar at koşturuyor. Hukuki süreç nereye giderse gitsin, kime kadar dayanıyorsa dayansın, yeter ki sorumlular hesap versin.”
İsveç’in NATO üyeliği
İsveç’in NATO’ya üye olmasına nasıl bakıyorsunuz?
“İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakıldı. Dinimize hakaretler edildi. Maneviyatımıza en ağır saldırılar yapıldı. İsveç’in NATO’ya girişine elbette soğuk bakıyoruz. Fakat bizim için kitabımıza hakaret etmekle Müslümanlara zulmetmek aynıdır. Eğer İsrail ile Filistin arasında kalıcı bir barış ortamı sağlanırsa, 1967 sınırları dâhilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip Filistin devleti tanınırsa, İsrail tazminat ödemeyi kabul ederse, Netanyahu’nun Lahey’de yargılanmasının yolu açılırsa İsveç’in NATO üyeliğine tamam deriz.
En son Norveç’in katılımıyla NATO’ya üye ülke sayısı 31’e çıktı. Bize göre İsveç NATO’ya üye olsa ne olacak olmasa ne çıkacak. Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütünün ilk üç müessir gücünden birisi Türkiye’dir. Biz bu gerçeğe bakarız. İsveç’in üyeliğini bekleyenlerin de yerine getirmesi şart olan öncelikli görevleri olduğunu kararlılıkla ifade ederiz.”