Aydın’da bir hayranına cinsel saldırıda bulunmakla suçlanan müzisyen Kurtuluş Kuş hakkında verilen beraat kararına Aile Bakanlığı itiraz ederken mağdur da mahkeme heyetini HSK’ya şikayet etti.
Aydın’da 22 yaşındaki hayranı B.B.’ye cinsel saldırıda bulunduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanan müzisyen Kurtuluş Kuş (26) hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı çıktı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın avukatları karara itiraz ederken mağdur B.B. da mahkeme heyetini Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyet etti. B.B., MHP Aydın İl Başkanı’nın avukat kızının davada sanığı savunmaya başladıktan sonra yargılamanın seyrinin değiştiğini öne sürdü.
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyada bir milyonu aşkın takipçisi olan müzisyen Kurtuluş Kuş hakkında B.B. adlı kadın hayranına çağırdığı otel odasında 22 Şubat 2022 tarihinde nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla dava açmıştı. B.B., mahkeme ifadesinde “Şikâyet için annemle karakola gittik. Karakoldakiler bundan bir şey çıkmaz diyerek beni ve annemi eve gönderdiler. Sonra tekrar gittim, şikâyetçi oldum” dedi. Cinsel saldırı nedeniyle kadın doğum hastanesinde 1,5 saat ameliyat olduğunu anlatan B., daha sonra terapi görmek zorunda kaldığını kaydetti.
Kendisine iftira atıldığını öne süren Kurtuluş Kuş ise mahkeme ifadesinde “zorla cinsel ilişkiye girmediğini” öne sürdü.
Temizlik görevlisi otel odasında kan gördü
Mahkemede tanık olarak dinlenen otelin temizlik görevlisi, sabah odayı temizlerken yatağın üzerinde kan lekeleri gördüğünü ve yönetime haber verdiğini kaydetti.
B.B.’nin arkadaşları da dava sırasında tanık olarak dinlendi. Olaydan sonra B.B. ile buluştuklarını belirten S.Ç., arkadaşının İzmir’e dönerken arabayı uçuruma sürerek “Ben bu acıyla yaşayamam” dediğini anlattı. A.S. adlı arkadaşı ise ifadesinde şunları anlattı:
“Saat sekiz buçuk dokuz gibi B.S., mesaj attı ve çok kötü şeyler olduğunu, gelip kendisini otelden almamızı istedi. Bunun üzerine bizde otele gittik. Bu esnada B. yürüyerek geldi. Gelirken yürümesinde, oturmasında aksaklık olduğunu fark ettim. Yoldayken yüzü bembeyazdı ve ağlıyordu. Herhangi bir ayrıntı vermedi. Kendisini zorladım ancak çok bir şey söylemedi. Otele döndüğümüzde hareket edemediği için kıyafetlerini ben değiştirdim. Bu esnada şortunu çıkartırken, bir kopukluk olduğunu fark ettim. Daha sonrasında sütyeninin askı kısmında bir kopukluk olduğunu fark ettim. Yine alt kısmında bacağının iç kısmında kanama olduğunu gördüm ve temizledim. Arkadaşımı tekrar giydirdim. Oturttum. Titriyordu. Üzerine örttüm. Sanığın kendisiyle zorla ilişkiye girdiğini söyledi.”
Mahkeme “rıza var” dedi, beraat verdi
Ancak Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesi, “her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı” gerekçesiyle sanığın beraatine karar verdi. Şikâyetin 4 gün sonra yapıldığını belirten mahkeme, “katılanın şikayette bulunmak için bu kadar süre beklemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını” savundu.
Kararda, otel duvarlarında ses yalıtımı olmadığı, buna karşın sanıkla mağdurun bulunduğu odadan dışarıya bağırma sesinin duyulmamasının imkânsız olduğu iddia edildi. Yine katılanın sabah otelden ayrılırken cinsel saldırıya uğradığı yönünde hiç kimseye bir şey söylemediği anlatılan kararda, “hatta tanık beyanlarında genel durumunun iyi olduğunun belirtildiği ve sanık ile ‘tekrar görüşürüz’ diyerek ayrıldığı” kaydedildi. Mahkeme, cinsel saldırı sırasında kişinin cinsel birlikteliğe karşı koyması nedeni ile vücudunda yara, çürük ve berelerin oluşması gerektiğini savundu, ancak mağdurun vücudunda hiçbir yara-bere izi bulunmadığını kaydetti.
Kararda, “Bu hali ile katılanın, sanığın kendisine cinsel saldırıda bulunduğu yönünde kendi iddiası dışında bu saldırının gerçekleştiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle makûl şüphenin yenilmediği, katılanın durumu ailesinin öğrenmesinden sonra onların olaya gösterdikleri tepkisi nedeniyle şikâyette bulunduğu kanaatine varıldığı” belirtildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da karara itiraz etti
Mağdur B.B. ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı karara itiraz etti. Bakanlığın avukatının dilekçesinde, mağdurun kıyafetlerindeki zorlamanın cinsel saldırının delili olduğuna işaret edildi. Sanığın cinsel saldırı sırasında “yaralama seviyesinde zorlama” olduğu belirtilen dilekçede, mağdurun sanığa iftira atmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı belirtildi.
B.B.’nin avukatları Burcu Ece Güler, Delil Bilgiç ve Özge Tuna’nın itiraz dilekçesinde ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun cinsel ilişki boyutuna varmayan duygusal yakınlaşmanın “rıza anlamı taşımadığına” ilişkin içtihadına atıf yapıldı.
B.B.’nin olaydan sonra psikolojik tedavi görmeye başladığı anımsatılan dilekçede, psikiyatri servisinden alınan rapordan müvekkilin ruhsal bütünlüğünün “çok ciddi” zarar gördüğünün anlaşıldığı belirtildi.
Dilekçede “Dosyadaki tanık ifadelerinden de müvekkilin rızası ile gittiği şüphelinin kaldığı otelden arkadaşlarından yardım isteyerek ayrıldığı, çok kötü durumda olduğu sabittir. Müvekkilin sunduğu mesaj içeriklerinden de müvekkilin yine olayın hemen sonrası arkadaşlarına hiç hoş şeyler olmadı, beni gelin alın, eteğim de yırtıldı, ne halde geleceğim diye mesaj atarak yardım istediği anlaşılmaktadır. Mahkemece müvekkilin psikolojik olarak aldığı hasara ilişkin dosyaya sunulan delilere itibar edilmemiştir” denildi.
Davaya MHP etkisi mi?
B.B.’nin avukatları, beraat kararı veren mahkemenin başkanı ile bir üyesini de HSK’ya şikayet etti. Mahkemenin yargılama boyunca sanık lehine kararlar aldığını savunan B.B., sanığın kendisine ve ailesine hakaret etmesine karşın mahkeme başkanının “Bana işimi öğretmeyin” diyerek bunları tutanağa geçirmediğini kaydetti. B.B. beraat kararına tepki gösteren babasının da duruşmada gözaltına alındığını anlattı.
B.B. şikayetinde yargılamaya siyasi müdahale imasında bulundu. Sanığın üç tane tecrübeli avukatı bulunmasına karşın davaya henüz bir yıllık tecrübesi bulunan MHP Aydın İl Başkanı’nın avukat kızının da vekaletle girdiğine dikkati çeken B.B., “Vekâlet girdikten kısa süre sonra sanığın yurt dışı çıkış yasağı 400 bin TL kefaletle kaldırıldı” dedi. B.B. mahkemenin, adaleti olan güveni zedelediğine işaret etti.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – ALİCAN ULUDAĞ