Gazeteci Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast, dün akşam saatlerinde Bolu F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. BBC Türkçe’ye konuşan hukukçular, örgüt üyeliği cezası zaman aşımıyla düşürülen ve iyi halden yararlanan Samast’ın tahliyesinin kamu vicdanını yaraladığını söyledi.
Agos gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazete binası önünde o dönem 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitirdi.
24 Ocak 2007’de tutuklanan Ogün Samast, suç işlediği sırada 18 yaşının altında olduğu için çocuk mahkemesinde yargılandı ve cezası düşürüldü.
Temmuz 2011’de çıkan kararda Samast, “tasarlayarak adam öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından 22 yıl 10 hapis cezası aldı.
2019 yılında örgüt üyeliği suçlamasıyla açılan dosyası, 2020 yılında diğer kamu görevlilerinin de yargılandığı ana dava ile birleşti.
2020 yılında aralarında Samast’ın da bulunduğu 9 kişi hakkında örgüt üyeliğinden ceza verildi ancak Yargıtay, zaman aşımı sebebiyle örgüt üyeliği cezasının düşmesine karar verdi.
Böylece Ogün Samast örgüt üyeliğinden değil, sadece Hrant Dink cinayetinden ceza aldı.
‘Biz zaten yıllardır katillerle aynı havayı soluyoruz’
Agos’un aktardığına göre Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, Samast’ın tahliyesini “Bir kez daha adaletsizliği yüzümüze çarpıp, yasın en ağır günlerine geri yolladılar bizi” ifadeleriyle değerlendirdi.
“Yıllardır katillerle aynı havayı soluduklarını” ifade eden Rakel Dink, eşinin ölüm emrini verenlerin aralarında dolaştığını bildiğini ifade etti ve şunları söyledi:
“Sabahattin Ali’nin, İlhan Erdost’un, Zeki Tekiner’in, Uğur Mumcu’nun, Musa Anter’in katilleriyle aynı havayı soluduğumuzu bilmiyor muyuz?”
BBC Türkçe’ye konuşan hukukçular, Hrant Dink cinayetinin arkasındaki karanlık odakların aydınlatılmadığını ve kamu vicdanını zedelediğini söylüyor.
‘Bir bebekten katil yaratan karanlık aydınlatılmadı’
BBC Türkçe’ye konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Dink cinayetinin örgütlü bir suç olarak incelenmesi gerekirken, münferit bir insan öldürme davası gibi görüldüğünü söylüyor:
“Bu davada o karanlık odakların üzerine gidilmemesi, davanın münferit bir dosya olarak görülmesi, haliyle arkasındaki örgütlü yapının ortaya çıkartılmaması, verilmesi gereken cezadan çok daha düşük bir cezayla sonuçlanmasına sebep oldu. Bu, kamu vicdanını yaralamıştır.”
Sağkan, örgütlü suç yargılamasına daha erken başlanmış olsaydı, Samast’ın bugün tahliye olamayacağını belirtiyor:
“Suçun işlendiği tarihte, onca ısrara rağmen arkasındaki örgütlü yapıya gidilmedi. Daha sonra Türkiye’de bazı konjonktürel değişiklikler oldu, cinayetin arkasındaki karanlık odaklar araştırılacak gibi oldu ancak o zaman da karşımıza zaman aşımı sorunu çıktı.”
“Bu cinayetin işlenmesinde azmettiricilikten tutun da iştirak edenlere kadar bütün unsurlar ortaya çıkartılıp, örgütlü suçlar kapsamında değerlendirme yapılmış olsaydı, Samast çok daha yüksek bir cezaya çaptırılmış olacaktı.”
Avukat Bilge Gündüz ise Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in sözlerini hatırlatarak, ‘bir bebekten katil yaratan karanlığın’ aydınlatılmadığını ekliyor:
“Daha önce Hrant Dink’i hedef haline getiren süreç neydi ve bu süreçte hangi kamu görevlileri kimler rol aldı? Bunda devletin hangi kanalları rol oynadı?Burada aslında Ogün Samast’ın tahliyesinden daha acı olan, bu sürecin aydınlatılmamış olmasıdır.”
‘Cezaevinde suç işledi ama iyi halden yararlandı’
Mevcut infaz yasasına göre, ağırlaştırılmış müebbet gibi en yüksek hapis cezalarında dahi, içeride belli bir zaman geçiren hükümlüler, iyi halli olmaları halinde ‘koşullu olarak’ tahliye edilebiliyor.
Örneğin ağırlaştırılmış hapis cezası alan bir kişi, 30 yılını cezaevinde iyi halli olarak geçirdiği değerlendirilirse, koşullu salıverilmeden yararlanarak tahliye edilebiliyor.
Bu uygulama hükümlülerin yaşına ya da suç tiplerine bağlı olarak farklı oranlarda uygulanabiliyor. Hükümlülerin iyi hal değerlendirmesini ise İdare ve Gözlem Kurulu yapıyor.
Kurul hükümlünün, “cezaevi kurallarına uyup uymadığı, yükümlülükleri eksiksiz yerine getirip getirmediği, toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı” gibi hususları inceliyor.
Ogün Samast özelinde İdare ve Gözlem Kurulu iyi hal değerlendirmesine olumlu yanıt verdi ve “tahliye edilebilir” sonucunu çıkardı.
Halbuki Samast, cezaevinde işlediği suçlar sebebiyle cezasını artırmış bir hükümlüydü.
Avukat Gündüz, “Samast’ın üç gardiyana saldırdığı ve bir gardiyanın boğazına da nereden elde ettiği bilinmeyen bir bıçağı dayadığı biliniyordu. Buna rağmen idari gözlem kurulundan iyi hal onayı aldı” diyor.
Sağkan ise Samast’ın hiçbir zaman işlediği suçtan ötürü pişmanlık göstermediğini değerlendiriyor:
“Koşullu salıverme müessesesini işleten idari gözlem kurullarımızın maalesef objektiflikten uzak, kişiye göre ve suç tipine göre değişen değerlendirmeleri söz konusu. Bu aslında sadece Ogün Samast dosyası için ortaya çıkan bir sorun değil, son birkaç senedir bize çok yoğun bir şekilde iletilen bir sorun.”
“Samast özelinde bunu değerlendirecek olursak, suçu işlediği andan itibaren pişman olmadığını defalarca ifade eden, cezaevine girdiği zaman gardiyanlara saldırmak suretiyle ayrı bir suç işleyen kişiyle ilgili olarak hangi kıstaslar göz önüne alınarak iyi halli olduğu kanaatine varıldığı, bizim tarafımızdan da henüz anlaşılamamıştır.”
Adalet Bakanlığı: ‘Daha önceki tahliye taleplerini kabul etmemiştik’
Adalet Bakanlığı Samast’ın denetimli serbestlik hakkının 19 Şubat 2022 tarihinde doğmuş olmasına rağmen bundan yararlandırılmadığını, şartlı tahliyesinin dün gerçekleştirildiğini kaydetti:
“Hükümlünün denetimli serbestlik hakkı 19 Şubat 2022 tarihinde doğmuş olmasına rağmen denetimli serbestlikten yararlandırılmamıştır. Adı geçen hükümlü hakkında 19 Ocak 2023 ve 13 Temmuz 2023 tarihlerinde yapılan değerlendirmelerde koşullu salıverilmesine uygun olmadığına karar verilmiş, şartlı tahliyesi 15 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirilmiştir.”
“Bu süreçte 2015 yılından itibaren hükümlünün 5 kez açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebi, 2 kez de denetimli serbestlik talebi uygun görülmemiştir. Bu kapsamda 7456 sayılı Kanun ile yapılan infaza ilişkin düzenlemelerden istifade etmesi söz konusu değildir. 5275 sayılı Kanun’un genel hükümlerine göre cezası infaz edilmiştir.”
Avukat Didem Doğu ise, daha önce tahliye talebi reddedilen Samast’ın neden bu kez tahliye edildiğinin anlaşılmadığını söylüyor:
“İdari gözlem kurulunun tahliye yönünde karar vermesini gerektirir ne gibi bir neden oluştuğu açıklanmamıştır. Bu durum, idari gözlem kurulunun yeni düzenlemede kendisine verilen takdir hakkını Ogün Samast lehine gerekçesiz olarak kullandığı şüphesini yaratmaktadır.”
“Bakanlığın konuya ilişkin açıklamasında daha önce tahliye talebi reddedilen ve hükümlü bulunduğu süre içerisinde de birden fazla suç işleyen Ogün Samast hakkında nasıl olup da tahliyeye yarar olumlu bir gözlem oluştuğu hususuna değinilmemesi de bu kanaati güçlendirmektedir.”
Cinayetten sonra neler yaşandı?
Hrant Dink’in İstanbul’un Şişli ilçesinde bulunan Agos gazetesi yakınlarında, ana cadde üzerinde suikasta uğramasından kısa süre sonra, güvenlik kamerası kayıtlarından cinayet şüphelisi tespit edildi.
Şüpheli Ogün Samast’ın görüntüleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
O tarihte 17 yaşında olan Samast, suikasttan 36 saat sonra babasının ihbarı üzerine Trabzon’a gitmek üzereyken Samsun Otogarı’nda gözaltına alındı.
Samast ile birlikte cinayette kullanılan silah da ele geçirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, cinayetten kısa bir süre sonra zanlının görüntülerini basınla paylaştı.
Anadolu Ajansı, Samast’ın sorgusunda cinayeti kabul ettiğini ancak pişman olmadığını söylediğini bildirdi.
Haberlere göre, Samast, suikastı Yasin Hayal’in talimatı üzerine işlediğini de ifade etti. Yasin Hayal’in adı daha önce 2004 yılında Trabzon’da bir fast-food restoranında altı kişinin yaralandığı bombalama olayına karışmıştı.
Samast’ın ifadelerinin ardından Hayal de gözaltına alındı. Hayal de ifadesinde cinayeti Erhan Tuncel ile birlikte planladığını söyledi.
Bu ifade üzerine o dönem Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencisi olan Tuncel de yakalandı.
Tuncel’in bir dönem Trabzon Emniyet Müdürlüğü için muhbirlik yaptığı ortaya çıktı. Basında, Tuncel ve Hayal’den Samast’ın “ağabeyleri” olarak bahsedilmişti.
Samast’ın Samsun’da yakalandıktan birkaç gün sonra bazı polis memurlarıyla birlikte Türkiye bayrağı önünde çekilmiş görüntüleri bir televizyon kanalında yayımlandı.
Bu görüntüler, bir yandan büyük tepki yaratırken, cinayette kamu görevlilerinin rolü olup olmadığına dair soruların da daha kuvvetle gündeme gelmesine neden oldu.
Hrant Dink’in eşi Rakel Dink cenaze töreninde yaptığı konuşmada, “Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim” diye konuşmuştu.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – FUNDANUR ÖZTÜRK