Tolga Şardan, “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” yazısı gerekçe gösterilerek tutuklanmasının ardından avukatı aracılığıyla dikkat çekici açıklamalarda bulundu. “Yine olsa yine yaparım” diyen Şardan, tutuklanmasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz’ın “kişisel hırsı” olduğunu öne sürdü.
Birgün gazetesinden Kayhan Ayhan’ın haberine göre, avukatı Suna Öztaşdönderen cezaevinde Şardan’ı ziyaret etti. Öztaşdönderen’in aktardığı mesaja göre Tolga Şardan, “Hırsımdan ağladım. Üzüldüğümden değil. Bunun bir siyasi meseleye dönüşmesini de istemiyorum. Bu ülkenin sorunu. Bu bir gazetecilik meselesi. Şardan’ın şahsi mesele değil. Ben çıkınca yazmaya devam edeceğim tabi ki. Yazdığımın doğruluğuna da güveniyorum. Ben sadece gazeteciliğin gereğini yaptım. Yine olsa yine yaparım” ifadelerini kullandı.
‘BAŞSAVCININ KİŞİSEL HIRSI NEDENİYLE YAPTIĞI BİR TUTUKLAMA’
“Bu tutuklamanın Cumhurbaşkanının talimatıyla olduğunu da düşünmüyorum” diyen Şardan, “Bu başsavcının kişisel hırsı nedeniyle yaptığı bir tutuklamadır. İçişleri Bakanlığınca bir temizlik operasyonu başladı bunun yargı ayağının da mutlaka olması gerekiyor. Ali Yerlikaya operasyonlara başladı güvenliği sağlamak için, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de ‘artık gri listedeyiz ülkenin istikrarının sağlanması gerekiyor’ diye düğmeye bastı. Bu sebeple ne olursa olsun bunların devamının geleceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
İFADESİNDE DE ADI GEÇMİŞTİ
Şardan’ın sözünü ettiği başsavcı, soruşturmayı başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz. Şardan, savcılık ifadesinde de Yılmaz’dan bahsetmiş, hakkında duyduğu bilgileri teyit etmediği için yazmadığını söylemişti.
Şardan, Yılmaz hakkında da çeşitli iddialar olduğunu öne sürerek, “Eğer ben TCK 217. Madde hükmüne göre aykırı hareket etmiş olsaydım, söz konusu yazı içinde ulaştığım ama teyidini alamadığım ham bilgileri de kullanabilirdim. Hatta şunu söyleyeyim, bu bilgiler içinde İstanbul Çağlayan Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Şaban Yılmaz ile ilgili de kimi iddialar bulunmaktadır. Dolayısıyla ben art niyetli bir gazeteci olsaydım, tecrübesiz bir gazeteci olsaydım, bugün kamu görevlilerinin kişi hak ve özgürlüklerine yönelik hareket etmiş olurdum” demişti.