Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ‘temel ihtiyaç’ listesinde bulunan lityum ilacı piyasada bulunamıyor. Birçok hasta şehir şehir ilacı arıyor ama nafile.
İstabul Eczacı Odası Yönetim Kurulu üyesi Murat Tülü Diken’e konuştu: “Lityum tuzu içeren ilacımız son üç aydır sıkıntılı. Ara sıra bir-iki kutu eczanelerimize geliyor. Fakat ihtiyacı karşılayacak düzeyde değil.“
İlaç avro kuru, önceki yıllarda senede bir kez, şubatta güncellenirdi. Ama ‘nas politikası’ nedeniyle dövizdeki agresif artış ilaca gelen zam rutinini de etkiledi. 2022’de bu nedenle şubat, temmuz ve aralık olmak üzere üç kere zam yapılmıştı. Aralıkta zam yapılırken 2023 Şubat’ta zam yapılmayacağı söylenmişti.
Ama temmuzda, yani genel seçimlerden sonra bir zam daha yapılmıştı. Böylece ilaç fiyatlandırmasında kullanılan avro kuru yüzde 30,5 artırılmış; 10,77 lira seviyesindeki kur, 14,0387 liraya çıkmıştı.
Ama bu zam da yetmedi. Reel piyasadaki avro değeriyle ilaçtaki değer arasındaki makas hala geniş. Bu nedenle temel ihtiyaç listesindeki bazı ilaçlara erişilemiyor. Bunlardan biri de daha çok psikiyatride duygu durum bozukluğu olan hastalara verilen lityum etken maddeli bir ilaç.
Hastalar eczane eczane geziyor
Eczacı Tülü şöyle konuştu: “İlaç yokları artık kaderimiz olmaya başladı. Bunun en önemli nedeni ülke olarak ilaçta (etken maddeye) dışa bağımlı olmamız. Bu bağımlılığın üzerine döviz karşısında Türk Lirası’nın ciddi değer kaybı ve bu değer kaybının sürekliliği. Bunun üzerine 2004’te çıkmış olan İFK’nın (ilaç fiyat kararnamesi) yıllık ortalama avro kurunun yüzde 60’ını baz alması da ilaç yoklarının en önemli nedeni.
İlaçta avro değeri 14 lirayken reel piyasada 30 liraya yaklaşmış durumda.
Eczacı şöyle devam etti: “Bu makas bu şekilde devam ettiği sürece hastalar ilaca ulaşmakta sorun yaşamaya devam edecek. Lityum tuzlarından karbonat içeren iki ürün var ülkemize gelen. Biri ülkemizde ruhsatlı, biri yurt dışı temin listesinde. Dönem dönem birçok ilaç yoka giriyor ama bu yıl erken başladı yoklar. Lityum tuzu içeren ilacımız son üç aydır sıkıntılı. Ara sıra bir-iki kutu eczanelerimize geliyor. Fakat ihtiyacı karşılayacak düzeyde değil. Bu durumun ne zaman çözüleceği hususuna gelirsek artık birçok ilaç için rutin bir durum olmaya başladı. Hastalar eczane eczane gezerek bazende farklı illerdeki meslektaşlarımıza ulaşarak ilaca ulaşmaya çalışıyor.“
Hem ilaca ulaşamayan hastalar hem de hekimler sorun yaşıyor. Muadiliyse yok. Tülü “Lityum gibi uzun yıllardır kullanılan bu tür moleküllerin alternatif ruhsatlandırma modeli olmalı. Bu sayede hasta mağduriyetinin önüne geçilmiş olunur” dedi.
Yurt dışına güncel kurdan satış
Kur farkı yeterli olmamasına rağmen firmaların neden bunu kabul ettiğini sorduğumuzda şu yanıtı verdi Tülü: “Bu kadar kur farkına rağmen ilaç üretmeye devam ediyorlar. Üstelik devlete kamu kurum iskontosu yapıyorlar. Aslında hala kazanıyorlar. Fakat diğer faaliyet giderlerinde çok büyük artış var. Sevk zinciri ciddi yara almaya başladı. Depolar bile taşıma maliyetlerinin altında ezilmeye başladı. Biz eczacılar aynı durumdayız. Ama firmalar kısıtlı ilaç vererek yurt dışına güncel kurdan ilaç satıyor olabilirler.”
İhracata teşvik
Firmalar ilacı iç piyasaya 14 liraya vermektense 30 liraya ihraç etmeyi tercih ediyor. Diğer yandan ‘ithal ilaç firmalarıysa kurdan dolayı Türkiye’ye vermek istemiyor.’
Şöyle devam etti Tülü: “En nihayetinde ilacın fiyatını belirleyen formül değişmedikçe ya jda döviz karşısında Türk Lirası’nın erimesi durmadıkça bu durum devam edecek.”
Tülü’nün aktardığına göre piyasada şu an bulunmayan ilaçlar şöyle: “Bazı antibiyotikler, göz damlaları, tansiyon ilaçları ,antidepresanlar, hormon grubu, burun spreyi, mantar kremi ve bazı analjezikler yoktadır. Özellikle migrende kullanılan bir analjezik.”
KAYNAK: DİKEN – AYŞEGÜL KASAP














