Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kabul etti. Burada konuklara hitaben bir konuşma yapan Erdoğan, “Yahudi vatandaşların Türkiye’nin gelişmesi, güçlenmesi, hedeflerine ulaşması için yaptıkları katkıları takdirle karşıladıklarını” söyledi. Erdoğan, “Irkçılık gibi antisemitizm gibi farklı dinden olana tahammülsüzlük gibi gayri insani fikirlerin bu topraklarda zemin bulmasına izin vermedik, vermeyiz. İslam düşmanlığını nasıl bir insanlık suçu olarak görüyorsak antisemitizmi de aynı şekilde insanlık suçu olarak görüyoruz” diye konuştu.
Konuşmasında yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve İslam düşmanlığına da değinen Erdoğan, Ortadoğu’da barış ve istikrar ortamının güçlendirilmesi için hep birlikte çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan Filistin-İsrail ihtilafına ilişkin şöyle konuştu:
“Bizim İsrail hükümetine yönelik uyarılarımız, meselelere Ortadoğu’nun uzun vadeli barış ve istikrarı açısından yaklaşılmasını sağlamak içindir. Kudüs başta olmak üzere Filistin meselesinde atılacak adımlar, sadece Filistinlilerin değil İsrail’in de güvenlik ve istikrarına katkı yapacaktır. Gerek İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog gerekse Başbakan Sayın Bennett ile yeniden canlanan diyaloğumuzu bu bakımdan önemsiyorum. Filistin konusundaki görüş ayrılıklarımıza rağmen İsrail’le ekonomi, ticaret ve turizm alanındaki ilişkilerimiz, kendi mecrasında ilerlemektedir. İsrail’in barış çabaları bağlamında samimi ve yapıcı bir tutum sergilemesi, hiç kuşkusuz normalleşme sürecine katkıda bulunacaktır. Kudüs’te tüm inanç guruplarının hassasiyetlerini gözetecek bir çözüm bulunabileceğine inanıyorum. Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir. Bu konuda özellikle sizlerin desteğini önemsiyorum. İş birliğimizi geliştirmeye yüksek potansiyelimizi daha iyi değerlendirmeye hazırız. Temas ve diyaloğu sürdürmeye önem veriyorum. Zira bunun ortak menfaatimize olduğuna inanıyorum.”
İki ülke ilişkilerinde gerginlik
Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine 2010’da saldırı düzenlenmesi Türkiye-İsrail ilişkilerinde 6 yıllık tahribata neden olmuştu. Taraflar, 2016’da ikili ilişkileri normalleştirmek için karşılıklı adım atıp büyükelçi ataması yaptı ancak 2018’de ilişkilerde yine büyük kriz çıktı. ABD’nin Kudüs’te büyükelçilik açmasını protesto eden Filistinlilere karşı İsrail’in şiddet uygulamasıyla onlarca kişinin hayatını yitirmesinin ardından Türkiye, büyükelçisini geri çekmişti. İki ülke o tarihten bu yana diplomatik ilişkileri maslahatgüzar seviyesinde yürütüyor.
İstanbul’da casusluk suçlamasıyla tutuklanan İsrailli çiftin serbest bırakılması sonrasında İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak, teşekkür etmişti.
Bennett’in ofisinden yapılan açıklamaya göre Kasım ayında gerçekleşen bu görüşme 2013’ten bu yana bir İsrail başbakanı ile Türkiye Cumhurbaşkanı arasında yapılan ilk görüşme olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı gün İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile de telefonda görüşmüştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan için ‘Anoten kutsama duası’ okundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Toplantının ardından Hahamlar, Külliye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anoten kutsama duası okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Türk Yahudi Toplumu ve İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti.
Birçok ülkeden hahambaşı ve hahamların katıldığı kabulde, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da hazır bulundu.
Toplantı sonrasında Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anoten kutsama duası okundu.
Anoten kutsama duası ne demek?
Anoten ya da Ha-noten Türkiye Yahudileri tarafından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı kutsama duasıdır. Anoten Duası, 15. yüzyıldan sonra İspanya’dan kaçan Sefarad Yahudileri’ne kapılarını açan Osmanlı Devleti’ne bir şükran ve medyunluk (borç) duygusu içinde yazılmış bir duadır.
