“Bir arkadaşım öldü,” diyen Damla, “Onu tekrar görmeyi o kadar çok isterim ki,” diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tatil edilen okullarda yedi ay sonra ders zili çaldı.
Eşi ve 4 çocuğuyla birlikte yaşayan Filiz Çamlıca’nın hayatı birçok insan gibi depremle alt üst oldu.
Hatay’daki evleri ağır hasar görerek ve oturulamaz hale geldi. Sevdiklerini, komşularını, akrabalarını kaybetti.
Aylarca zor koşullar altında hayatta kalma mücadelesi verdiler. İlk başta çadırda yaşadılar, daha sonra arka bahçelerine konteyner ev inşa edildi.
Filiz, geçen hafta okula dönebildikleri için çocukların rahatladıklarını ancak bunun da zor olduğunu söylüyor.
Çocukların, hayatlarını yeniden rayına oturtmak için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Çamlıca, “İyi durumda olduklarını söyleyemem çünkü zihinsel olarak hâlâ mücadele ediyorlar,” ifadelerini kullandı ve çocuklarının depremden bu yana özellikle yağmur veya fırtına varken daha kolay korktuklarını belirtti.
Çamlıca, çocuklarının gittiği okul binasının sağlamlığından da endişe duyduğunu belirterek, “Güvenli diyorlar ama binanın tam ortasında çatlak var,” ifadelerini kullandı.
Okul, felaketten en çok etkilenen Antakya’nın merkezinde yer alıyor. Her yerde yıkılan binaların molozları var ama okul binası hâlâ ayakta.
Felaket, bölgede yaklaşık dört milyon çocuğu eğitimsiz bıraktı.
Pek çok öğrenci, 11 Eylül’de okullar yeniden açıldığında sınıf arkadaşlarından bazılarının artık orada olmadığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldı.
“Bir arkadaşım öldü,” diyen Filiz’in kızı Damla, “Onu tekrar görmeyi o kadar çok isterim ki,” diye konuştu.
Öğretmenler için de duygusal bir hafta yaşandı.
Matematik öğretmeni Nurettin Bolat, on iki yıldır görev yaptığı ortaokulda birçok meslektaşını kaybetti.
“Maalesef ilk günden itibaren matematik ve fiziğe odaklanmak zorunda kaldık” diyen Bolat, birçok öğrencisinin depremden sonra zorlandığını ifade etti.
Öğrencilerin yaşam koşullarında da sorunlar bulunuyor. Birçoğu altyapısı yetersiz çadır kamplarda yaşıyor.
Bolat, ne durumda olduklarını görmek için okuldan sonra düzenli olarak kontrole gidiyor.
Çadırlardan birinde 16 yaşındaki Betül ile konuşuyor. Depremden önce çalışkan bir öğrenci olan Betül doktor olmak istiyordu.
Gözlerinde yaşlarla çadırda sınavlara hazırlanmasının çok zor olduğunu söyleyen Betül, “Burada ders çalışmam mümkün değil. Kitabım yok, çalışma masam bile yok” diyor.
KAYNAK: EURONEWS TÜRKÇE