CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve eski Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, “Ocak’ta partinin yaptırdığı anketlerde seçim sonuçlarının başa baş olduğuyla ilgili birçok sonuç vardı. Ama parti genel merkezi birçok sorgulamaya rağmen bunları görmezden geldi” açıklamasının ardından, “Bu anketlerin kendisine sunulduğunu biliyorum. Bir kısmına şahit oldum. Genel Başkan’ın da analizleri görmeme şansı yoktu. Kampanya sürecini yöneten arkadaşın da görmeme şansı yoktu. Bunların aşılabilecek olduğunu düşündüler. Sonuç ortada” ifadelerini kullandı.
Sözcü yazarı Aytunç Erkin’e konuşan Adıgüzel, ocakta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerisinde gösteren anketlere dair, “Ocak ayında hepsi para verip yaptırdığımız anketler değil bir kısmı da abone olduğumuz firmalar. Hatırlayın o zaman AREA, Metropol, Panorama açık anketler vardı. Bu tartışma depreme kadar yoğun bir şekilde yürüyordu. O günleri hatırlatmak istedim. Bugün bütün sorumluluğu üzerinden atmaya çalışan genel merkez yapısı var. Ben de oradaydım, Ahmet de Mehmet de oradaydı. Bunun bir kişiye bir komisyona yıkılamayacağını anlatmaya çalışıyorum. Bu süreçlerin hepsinin merkezinde de Genel Başkan vardı. 36 saat vekil belirlenirken başımızda durdu” diye konuştu.
Adıgüzel, şu ifadeleri kullandı:
“Bu anketlerin kendisine sunulduğunu biliyorum. Bir kısmına şahit oldum. Raporların sunulduğunu biliyorum. 6 Şubat’a kadar ‘aday olma’ diye genel merkezin önüne gelenler vardı. Depremden sonra bunlar tartışılamaz oldu. MYK’da çok uzun tartışılmıyordu, genel başkanın adı adaylık için geçtiği için. Hepimizin çeşitli itirazları oldu. İtiraz edenlerin birçoğunu da ‘ocu bucu’ diye etiketlemeye başladılar. Seçim kazanmak önemli. Genel Başkan’ın da analizleri görmeme şansı yoktu. Kampanya sürecini yöneten arkadaşın da görmeme şansı yoktu. Bunların aşılabilecek olduğunu düşündüler. Sonuç ortada.”
Adıgüzel, CHP’ye “özel mutfak çalışması” yapan bir anket firmasının ocakta 3-4 puan fark olduğunu raporladıklarını söylerken, “Araştırmalara bakış açısından itirazım var. Seçimde siyasi partiler için önce bir strateji belirlenir. Sonra sahada durum ölçülür ve gelen verilere göre reklam kampanyası, aday stratejisi, propaganda dili oluşturulur. An an ölçülür. Sonucu da böylece gidilir. Seçimden çok önce yapılmış bir ankette sonuç bu çıktı diye bakılamaz. Seçmenin de oy verme hareketi değişkendir sandığa giderken. Kararsız seçmen kitlesi var, statik halde değildir. Ocak ayında durum bu diye bakılırsa hata olur. O zaman Ekrem İmamoğlu’nun da İstanbul seçimlerini kaybetmesi gerekiyordu” dedi.