Suç örgütü kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama, işkence, yağma gibi suçlardan tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla olan ilişkisi gündemdeki yerini koruyor.
Soylu’nun İçişleri Bakanı olduğu dönemde, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ortak veritabanı sistemi olan POLNET’in içine yüklenen bir sistemle, belirli kişiler hakkında sorgulama yapıldığında Ankara’nın haberdar olduğu iddia ediliyor. Bu iddia, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesiyle TBMM kayıtlarına da girdi.
AK PARTİ YÖNETİCİLERİNİN YAKINLARI DA EKLENDİ İDDİASI
Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın haberine göre; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Soylu döneminde hukuka aykırı faaliyetlerde bulunan kişilerin bilgilerinin POLNET’e yüklendiği, bu sistemin ilgili kişiler hakkında işlem yapıldığında uyarı verdiği ve Soylu’nun ekibinin haberdar olarak soruşturma dosyalarına müdahale ettiği iddialarını dile getirdi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya “Söz konusu sistemden bilginiz var mı? Gerekli inceleme yapılacak mı?” diye soran CHP’li Murat Bakan, soru önergesinde ayrıca şu iddiayı da dile getirdi: “Söz konusu sisteme üst düzey AKP’li yöneticilerin yakınlarının da eklendiği, bu şekilde polisin işlem yaptığı an haber alındığı iddiası doğru mudur?”
KAPLAN’IN KARDEŞİNE DOKUNULAMADI MI?
Gazete Duvar’a konuşan CHP’li Bakan, iddiasına dayanak olarak, Ayhan Bora Kaplan’ın firari olan kardeşi Muhammed Kaplan’ın Antalya’da trafik çevirmesine takılıp, hakkında kesinleşmiş hapis cezası olmasına rağmen serbest bırakılmasını gösterdi. Bakan, Muhammed Kaplan hakkında işlem yapıldıktan sonra Ankara’dan Soylu’ya yakın bir ekibin devreye girdiğini ileri sürdü.
“Hala suçla iltisaklı, yozlaşmış polisler var” diyen Bakan, 7 Eylül’deki operasyonda gözaltına alınan Ayhan Bora Kaplan’ın, içeriden bilgi aldığını iddia etti. “Ayhan Bora Kaplan hangi sıfatla havalimanında VIP girişini kullanıyor?” diye soran Bakan, “Biz Kaplan’la ilgili 2019’da da teknik takip yapıldığını, soruşturma yürütüldüğünü ancak operasyon yapılmadığını görüyoruz. Ayhan Bora Kaplan, Soylu döneminde net bir şekilde korundu, kollandı” dedi.
Murat Bakan, POLNET’le ilgili iddiasına ilişkin ise, “Emniyet içinde namuslu polis memurları, emniyet müdürleri var. Kaynaklarım bugüne kadar beni hiç yanıltmadı” ifadelerini kullandı.
SOYLU’YA DA SORMUŞTU, 244 GÜNDÜR YANIT YOK
Bakan, iddiasına dayanak gösterdiği Muhammed Kaplan’ın hakkında kesinleşmiş cezası olmasına rağmen karakoldan serbest bırakılması olayını da TBMM’ye taşımıştı. 19 Ocak 2023’te dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yanıtlanması istemiyle önerge veren Bakan, sorularına 244 gündür cevap bulamadı. Kanuna göre 15 gün içinde yanıtlanması gereken soru önergesine cevap bulamayan Bakan, sorularını bu kez de yeni İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yöneltti.
Bakan, Muhammed Kaplan’ın Antalya’daki trafik çevirmesinde durdurulduğu, hakkında kesinleşmiş hapis cezası olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığı ancak tutuklanmayarak salıverildiği iddialarını yineleyerek, “Muhammed Kaplan’ı diğer suçlulardan ayıran özellik nedir?” diye sordu.
AŞİRET MENSUBU ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
2016 yılında bir cinayete adı karışan Muhammed Kaplan’ın, olaydan sonra tutuklanıp, pandemi izniyle serbest kaldığı, ardından yargılandığı davada hüküm giydiği ve cezasının kesinleştiği biliniyor. Kaplan’ın adının karıştığı cinayetle ilgili, Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ile gazeteciler Bahadır Özgür, Ertuğrul Mavioğlu, Hakkı Özdal ve Timur Soykan’ın 2021 yılında kaleme aldığı Duvar isimli kitapta şu ifadeler yer alıyor:
“Ankara’nın meşhur Tatar Aşireti mensuplarından Mahfuz Tatar’ın Çankaya’da bir eğlence mekânına alınmaması üzerine çıkan kavgadan sonra öldürülmesi de Kaplan grubuyla ilgiliydi. Güvenlik kameralarının anbean kaydettiği cinayeti işleyenlerin Muhammet Kaplan ve Semih Arslan olduğu belirlendi. Cinayetten bir gün sonra zanlılardan Semih Arslan, 9’uncu kattaki evinden düşerek öldü. Diğer zanlı Muhammet Kaplan tutuklanırken, Arslan’ın şüpheli ölümü, ilgili soruşturma kayıtlarına intihar olarak geçti.”
Gazeteci Erk Acarer, BirGün Gazetesi’ndeki 17 Temmuz tarihli yazısında, Tatar aşireti ile Kaplan grubunun arasına, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun girdiğini ileri sürmüş, olayın büyümesinin böylece önlendiğini ifade etmişti.