28 Mayıs seçimlerinin ardından başlayan ‘değişim’ tartışmaları, CHP’de medya tutum yönergesinin güncellenmesine neden oldu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem imzalı yeni yönergeyle ‘parti içi sorunların kamuoyu ve medya önünde tartışılmaması’ istendi.
Yönergede ayrıca “Koşullar ne olursa olsun, medya ve iletişim araçlarını kullanırken; devlet ile hükümet farkı gözetilmelidir. Hükümeti eleştirmek ile devleti eleştirmek birbirinden farklıdır” da dendi.
CHP’de İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı ‘değişim’ tartışmaları devam ederken, sık sık partili isimler basına konuşuyor.
CHP Medya İletişim Yönergesi adı ve Eren Erdem imzalı yayınlanan belgede ‘partililerden parti içi sorunları medya ve kamuoyunda konuşmamaları’ istendi.
Belgede şunlar dendi: “Parti’nin iç organlarında konuşulması gereken hususlar medya önünde konuşulmamalıdır. ‘Parti içi sorunların çözüm noktası medya ve kamuoyu değil parti içi organlardır’ ilkesi benimsenmelidir.”
Partililerin uyması gereken kuralları içeren belgede şu ifadeler yer alıyor:
*Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri katılacakları televizyon programları ile ilgili davet alınca kabul etmek konusunda yanıt vermeden önce CHP TBMM Grup Başkanlığı’na, PM üyeleri ve diğer CHP yetkililerinin ise Medya, Planlama ve Sosyal Medya Politikaları Genel Başkan Yardımcılığı’na bilgi vermeleri gerekmektedir.
‘Devlet’i eleştirmeme şartı
*Koşullar ne olursa olsun, medya ve iletişim araçlarını kullanırken; devlet ile hükümet farkı gözetilmelidir. Hükümeti eleştirmek ile devleti eleştirmek birbirinden farklıdır. Bu fark gözetilmeli, devlet yönetme iddiası içinde olan bir siyasi parti olduğumuz gerçeği göz ardı edilmemelidir.
*Millet ittifakı ve olası ittifak paydaşı olan partilere yönelik söylemlere dikkat edilmelidir. Hiçbir partinin içişlerine dair görüş açıklanmamalıdır.
*Medya mensuplarını kırıcı, incitici bir üslup asla kullanılmamalıdır.
*Genel başkan ve parti sözcüsünün açıklamaları dikkatle izlenmeli, medya ve sosyal medya kullanımında; ‘tekrarın gücü’ ilkesi ışığında bu söylemler dile getirilmelidir.
‘Parti söylemi’ dışına çıkmama koşulu
*CHP’yi temsil edecek kişiler uzmanlık alanı doğrultusundaki televizyon programlarına konuk olmalı, uzmanlık alanları dışındaki programlara ilgili kişiler (hukuk, dış politika vb.) yönlendirilmelidir.
*Programın konusu ile ilgili parti programı ve söylemi dışında bir görüş belirtilmemelidir. CHP’nin hazırladığı bilgilendirme notları, raporlar, politika notları, bildirgeler vb.. bu noktada yönlendirici olacaktır. Arzu edilirse; Medya, Planlama ve Sosyal Medya politikalarından sorumlu genel başkan yardımcılığından gerekli politika notları temin edilebilir.
*Televizyon programları ile ilgili program öncesi program sürene göre kullanılacak zaman baştan belirlenmelidir. Tüm konuklar ya da temsil edilen partiler arası denklik (karşılıklılık) vazgeçilmez unsurumuz olmalıdır. Gazete röportajları için de hangi sayfada, sayfanın neresinde ne kadar alan alacağı ile ilgili bilgi alınmalıdır.
‘Katılacak kişi ve yorumcuların kesin listesi istenmelidir’
*Tercih edilen medya grubu son derece önemlidir.
*Televizyon Programları için katılacak kişi ve yorumcuların kesin listesi istenmelidir.
*Parti’nin iç organlarında konuşulması gereken hususlar medya önünde konuşulmamalıdır. “Parti içi sorunların çözüm noktası medya ve kamuoyu değil parti içi organlardır” ilkesi benimsenmelidir.
‘Bireysel görüşlerinizi belirtmeyin’
*Sosyal medya hesaplarından yapılacak CHP ile ilgili paylaşımlarda ve kamuoyuna açık konuşmalarda bireysel görüşler yerine parti politikalarına uygun söylemler tercih edilmelidir.
*Eleştirel söylemlerimizi, projelerimizle desteklemeliyiz. Yanlışı gösterip, doğruyu anlatmalı, bunun adresinin de CHP iktidarı olduğu vurgusu yapmalıyız. Muhalefet görevini doğru yapıp iktidar alternatifi olduğumuzu göstermeliyiz.
‘Her soruya cevap verilmemeli’
*Her açıklamaya, herkese ve her soruya cevap verilmemeli. Düşük seviyeli söylemlere ilgili sorulara muhatap kabul etmeme yöntemi ile cevap verilmeli.
*Medya ve kamuoyu önüne çıkacak partimiz CHP üyeleri ile yönetici ve seçilmiş kişileri STRATEJİK önemdeki konular hakkında şahsi görüş ve kanaatlerini açıklayamazlar.
KAYNAK: DİKEN – ALTAN SANCAR