Türkiye, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta başlayacak NATO Zirvesi’ne saatler kala İsveç’in ittifaka katılmasına yeşil ışık yaktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasındaki üçlü görüşmenin ardından yapılan yazılı açıklamada, TBMM’nin İsveç’in üyeliğine ‘bir an önce’ onay vermesine yönelik uzlaşma kamuoyuna duyuruldu.
Türkiye ve İsveç’in yaklaşık bir yıldan uzun süre müzakere ettikleri NATO’ya katılım sürecine ilişkin yeşil ışık, başta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve ABD’li üst düzey yetkililer olmak üzere yürütülen yoğun diplomatik çabalar sonucu geldi.
Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerden sonra görevine başlamasının hemen ardından 4 Haziran’da İstanbul’da başlattığı diplomatik trafiğinin son adımında Erdoğan ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’u NATO Zirvesi için bulundukları Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta buluşturdu.
Yaklaşık iki saat süren üçlü görüşmenin ardından Stoltenberg ve Kristersson, kısa bir ikili görüşme daha gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde alınan kararlar, NATO tarafından ortak açıklama olarak duyuruldu.
İsveç ve Türkiye arasında güvenlik alanında yeni bir işbirliği mekanizması kurma, ayrıca ittifak bünyesinde bir “Terörle Mücadele Özel Koordinatörü” atama kararları alındı.
İsveç ayrıca Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine de destek vereceğini beyan etti. Stoltenberg, kararı “Bugün tarihi bir gün” sözleriyle değerlendirdi.
7 maddelik ortak açıklama
Taraflardan yapılan ortak açıklama 7 maddeden oluşuyor. Açıklamanın en kritik unsuru yedinci madde:
“Bu temelde, Avrupa-Atlantik bölgesinin caydırıcılık ve savunma zorunlulukları ışığında, Türkiye, İsveç’in Katılım Protokolünü TBMM’ye iletecek ve onaylanmasını sağlamak için Meclis ile yakın işbirliği içinde çalışacaktır.”
Ancak maddede, bu onayın ne zaman gerçekleşeceğine ilişkin bir takvim sunulmaması dikkat çekti.
Stoltenberg, basın toplantısında bununla ilgili bir soruya yanıt verirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda taahhütte bulunduğunu ve bunun için “en kısa sürede” adım atılacağını söylediğini kaydetti.
Sürecin Katılım Protokolü’nün Cumhurbaşkanlığı’nca TBMM’ye gönderilmesi ve Meclis’te oluşan iki ayağı olduğunu anımsatan NATO Genel Sekreteri, yasamayı ilgilendiren bu süreçle ilgili bir görüş bildirmenin doğru olmayacağını kaydetti.
Anlaşmanın yedinci maddesinde varılan uzlaşının temelleri diğer maddelerde açıklanıyor.
İkinci maddede, Türkiye ve İsveç’in Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarının giderilmesi için son bir senedir çalıştıkları anımsatılıyor ve İsveç hükümetinin PKK ile mücadele için anayasa ve yasalarını değiştirdiği ve Türkiye’ye silah ambargosunu kaldırdığı kaydediliyor.
İsveç’ten ‘teröre karşı yol haritası’
Üçüncü madde, Türkiye ve İsveç’in Finlandiya ile kurulan üçlü Ortak Daimi Mekanizma’nın yanı sıra yeni ikili bir Güvelik Sözleşmesi kapsamında her yıl bakanlar düzeyinde bir kez toplanacak bir mekanizma daha kurma kararını aldıklarını kayda geçiriyor.
Aynı maddeye göre İsveç, ilk toplantıda Madrid’de imzalanan üçlü mutabakatta yer alan unsurların uygulanmasına dönük olarak “her türlü terörizme ve gösteriye karşı” bir yol haritası sunacak. Bu maddede İsveç’in Türkiye’de “FETÖ” olarak tanımlanan Gülen yapılanması ve Suriye’nin kuzeyinde mevcut YPG/PYD’ye destek vermeyeceği de vurgulanıyor.
Türkiye, Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Halk Savunma Birlikleri (YPG) olarak bilinen her iki grubu da “terör örgütü PKK’nın Suriye ayağı” olarak değerlendiriyor ve müttefiklerinden de öyle tanımlamasını bekliyor.
Dördüncü maddede, Türkiye ve İsveç’in “terörle mücadelenin uzun erimli olduğu” ve İsveç’in katılımının ardından da işbirliğinin süreceği vurgulanıyor. Ayrıca NATO’nun “terörün her türlüsüne karşı” daha da aktif olması vurgusu yapılıyor ve ittifakın tarihinde ilk defa “Terörle Mücadele Özel Koordinatörü” pozisyonu oluşturma kararı aldığı duyuruluyor.
Türkiye, bu mekanizmanın kurulmasını uzun süredir istiyordu.
Stoltenberg, bir soru üzerine, “terörle mücadelenin küresel boyutuna” işaret etti ve özellikle radikal İslamcı IŞİD gibi örgütlerin Afrika’dan Orta Doğu’ya uzanan bir coğrafyada faaliyet gösterdiğini, bu açıdan ittifakın “terörle mücadelede eşgüdümü artırmak” için böyle bir atamaya gereksinim duyduğunu kaydetti.
Beşinci madde de yine Türkiye’nin talebi üzerine müttefikler arasında silah satışına ilişkin engelleme ve sınırlandırma olmaması ilkesini anımsatıyor.
İsveç’ten AB sözü
Ortak açıklamanın altıncı maddesi, Türkiye-İsveç ikili ekonomik ilişkileri ile Türkiye-AB ilişkilerine atıfta bulunması açısından dikkat çekici.
İki ülkenin ekonomik ilişkileri geliştirme kararını aldıklarını açıklayan madde, “İsveç, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi de dahil olmak üzere, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin yeniden canlandırılması çabalarına aktif katkı verecektir” ifadelerini içeriyor.
AB konusunda yapılan bu atfın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Vilnius’a hareketinden önce düzenlediği basın toplantısında, İsveç’in NATO üyeliği için Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin önünün açılması gerektiği açıklamasının ardından gelmesi dikkat çekti.
Stoltenberg, NATO olarak AB’nin genişleme süreciyle bir ilgileri olmadığını, üçlü ortak açıklamanın üzerinde uzlaşılan çerçeveyi aktardığını kaydetti.
İsveç’in katılımına onay vermeyen diğer bir ülke Macaristan. Stoltenberg, basın toplantısında buna ilişkin bir soruya yanıt verirken, “Macaristan bize ‘Onay veren son ülke biz olmayacağız’ sözünü vermişti. Dolayısıyla şimdi bu sorun da çözüldü” diye konuştu.
Biden’la görüşmede odak F-16’lar olacak
İsveç ile ilgili kararın alınması sürecinde Türkiye-ABD arasındaki temasların önem taşıdığı kaydediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden, 9 Temmuz akşamı telefonda görüşmüşlerdi ve Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada bir kez daha İsveç’in üyeliği için vaktin geldiğine vurgu yapılmıştı.
Liderlerin yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Perşembe gününden bu yana üç telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Pazartesi günü yapılan son telefon görüşmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, hem İsveç’in NATO’ya resmen katılması için hem de Türk-Amerikan savunma işbirliğini daha da güçlendirmek için zamanın geldiği vurgusu yapıldı.
Bu ifade, Türkiye ve ABD’nin resmen kabul etmese de İsveç’in üyeliği ile F-16 savaş uçağının Türkiye’ye satışı konusunun bağlantılı olduğunu, Amerikan yönetiminin bu tıkanıklığı aşma konusunda çalıştığı yorumlarına neden oldu.
Bu nedenle Erdoğan’ın Salı günü TSİ 18.00’de Biden ile yapacağı görüşmenin ikili ilişkiler ve özellikle savunma sanayi işbirliğine odaklanması öngörülüyor.
Erdoğan’ın Biden’ın yanı sıra zirvenin ilk gününde İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikinci gününde Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile görüşmesi bekleniyor.
Bu temaslarda da İsveç konusu ve AB-Türkiye süreci ile ikili ilişkiler gündemde olacak.