Yeni bir araştırmaya göre iklim krizini önlemek için ormansızlaşmayı durdurmayı taahhüt eden 100’den fazla ülke bu hedeflerinden tamamen saptı.
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün Küresel Orman İzleme projesi kapsamında yapılan araştırmada, 2022’de bir önceki yıla kıyasla daha fazla yaşlı ve karbon açısından zengin tropikal ormanın kesilerek veya yanarak yok olduğu tespit ediliyor.
2022 yılı boyunca her dakika 11 futbol sahası kadar ormanlık alan yok oldu.
Brezilya bu tahribatta lider konumundaydı.
Öte yandan Endonezya’da ormanlık alan kaybında yaşanan keskin düşüş, bu eğilimi tersine çevirmenin mümkün olduğunu gösterdi.
Ne taahhüt edilmişti?
2021’de yapılan 26. BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) dünyadaki ormanların yüzde 85’ini kapsayan 100’den fazla ülke, 2030 yılına kadar ormansızlaşmayı durdurmayı taahhüt etmişti.
“2030 yılına kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmak ve tersine çevirmek” için birlikte çalışmayı vadeden liderler Glasgow Deklarasyonu’nu imzaladı.
2014’te de benzer bir anlaşma imzalanmıştı, ancak ormansızlaşmanın önüne geçilememişti.
Küresel Orman İzleme’nin yeni analizine göre Glasgow taahhütleri yerine getirilmiyor.
Uzmanlar özellikle tropikal yaşlı ormanların kaybının küresel ısınma ve biyolojik çeşitlilik kaybının önde gelen etkenlerinden olduğunu söylüyor.
Brezilya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Endonezya’daki yağmur ormanları büyük miktarlarda sera gazı tutuyor.
Ormanların kesilmesiyle bu alanlar karbon salımı kaynağı haline geliyor.
Bu da küresel sıcaklık seviyesinin artmasına yol açıyor.
Bu ormanlar ayrıca biyolojik çeşitlilik ve milyonlarca insanın geçimini sağlamak için kritik öneme sahip alanlar.
Bilim insanları, bu tür yaşlı ormanların “ekosisteme sunduğu hizmetlerin” başka bölgelere yeni ağaçlar dikilerek kolayca elde edilemeyeceğini söylüyor.
ABD’deki Maryland Üniversitesi’nin verilerine göre 2022 yılında dünyanın tropikal bölgelerinde yaşlı ormanlık alanlardaki kayıp, 2021’e kıyasla yüzde 10 oranında arttı.
Toplamda 4 milyon hektarlık orman alanı kesilerek veya yanarak tahrip oldu.
Bu alanlardan atmosfere salınan karbondioksit miktarı ise Hindistan’ın yıllık fosil yakıt salımıyla eşdeğerdi.
Küresel Orman İzleme’nin direktörü Rod Taylor, “2030 yılına kadar ormansızlaşmayı durdurma yolunda ilerliyor muyuz? Bu sorunun basit cevabı hayır” diyor.
Taylor şöyle devam ediyor:
“Küresel olarak ormansızlaşmayı durdurma yolumuzdan saptık ve yanlış yönde ilerliyoruz. Analizlerimiz, 2022’deki küresel ormansızlaşmanın, 2030’a kadar sıfır ormansızlaşmaya giden yolda olması gereken seviyenin 1 milyon hektar üzerinde olduğunu gösteriyor.”
Amazon yağmur ormanlarının yarısından fazlasını barındıran Brezilya’da 2022 yılında yaşlı ormanlık alan kaybı yüzde 14 oranında arttı.
Bu bölgedeki ormansızlaşma son 3 yılda ise neredeyse iki katına çıktı.
Glasgow Deklarasyonu’nu imzalamayan Bolivya’da ise 2022’de orman kayıplarında neredeyse üçte bir oranında hızlanma görüldü.
Araştırmacılara göre tarım, ormansızlaşmanın en büyük sebebi.
Soya fasülyesi üretimindeki artış, son 20 yılda Bolivya’da yaklaşık bir milyon hektarlık ormanlık alanın yok olmasına yol açtı.
Batı Afrika’daki Gana’da ise yaşlı ormanlık alan çok ufak olsa da 2022 yılında bu alanda yüzde 71 oranında kayıp meydana geldi.
Bu kaybın büyük bir kısmı koruma alanlarında görüldü.
Endonezya ve Malezya örnekleri
Genel tablo iyi olmasa da dünyada ormansızlaşmanın önüne geçilebileceğini gösteren bazı olumlu gelişmeler de var.
Endonezya, 2016’da tüm zamanların en yüksek ormansızlaşma seviyesini kaydetmesinden bu yana son yıllarda yaşlı tropikal orman kaybını diğer tüm ülkelerden daha fazla azalttı.
Araştırmalar bunun hem hükümet politikaları hem de kurumsal çalışmalara bağlı olduğunu gösteriyor.
Ülkede 2019’da yeni palmiye yağı tarlalarına giriş yasağı kalıcı hale getirilirken, orman yangınlarını izleme ve sınırlama çabaları hızlandırıldı.
Malezya’da da benzer bir yol izlendi.
Her iki ülkede de palmiye yağı şirketleri yeni yasal düzenlemelerle harekete geçiyor.
Brezilya’da da yeni bir başkanın Amazon’daki ormansızlaşmaya 2030’a kadar son vermeyi taahhüt etmesiyle, 2021’de Glasgow’da verilen sözlerin önümüzdeki yıllarda yerine getirileceğine dair umutlar tazeleniyor.
Uzmanlar, küresel ısınmayı 1,5 derece sınırının altında tutmak için dünyanın ormansızlaşmayı durdurma çalışmalarında hızlanması gerektiğini söylüyor.
Rod Taylor, “Ormanları bir kez kaybettiğinizde onları geri kazanmak çok daha zor. Ormanlar bir nevi geri alınamaz doğal varlıklar” diyor.
Ormansızlaşma nasıl ölçülüyor?
Ormanlarda ağaç örtüsü kaybı, uydu görüntülerini analiz ederek nispeten kolayca izlenebiliyor.
Bazen ağaçların kesin olarak hangi yılda tahrip olduğu konusunda belirsizlikler yaşanabiliyor.
Ormansızlaşmayı, yani ağaç örtüsünün insan kaynaklı yok olmasını ölçmek daha zor çünkü tahribat her zaman insanlardan kaynaklanmıyor.
Örneğin, yangın, hastalık veya fırtınalardan kaynaklanan kayıplar genellikle ormansızlaşma olarak sınıflandırılmıyor.
Ancak bu noktada durum yine karışıyor çünkü bazı yangınlar kasıtlı olarak bir ormanı temizlemek için çıkarılmış olabiliyor.
Bilim insanları, ormansızlaşma tahmini yaparken tüm bu faktörleri hesaba katmaya çalışıyor.
Son verilerde, 2021 yılına kıyasla 2022’de insan kaynaklı küresel ormansızlaşmada yaklaşık yüzde 3,6’lık bir artış yaşandığı tespit ediliyor.
Bu da Glasgow’da taahhüt edilenin tersi yönünde bir yolda olduğumuzu gösteriyor.
İlginç bir şekilde, 2022’de yaşlı tropikal ormanların kaybı yaklaşık yüzde 10 oranında artarken, genel küresel ağaç örtüsü kaybı yaklaşık yüzde 10 oranında düştü.
Uzmanlar bunun, özellikle Rusya’da olmak üzere 2022’de orman yangınlarından oluşan kayıpların azalmasından kaynaklandığını ve uzun vadeli bir eğilime işaret etmediğini söylüyor.
Tam tersine, son 20 yılda yangın kaynaklı ağaç örtüsü kayıplarının genel olarak arttığı ve iklim değişikliği ve arazi kullanımdaki değişiklikler nedeniyle gelecekte yangınların daha yayın hale gelmesi bekleniyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE