Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) seçimde bekledikleri sonucu alınmaması üzerine başlayan değişim tartışma ve talepleri sürüyor.
Daha önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştiriler yöneltmeyen kimi isimler de değişim istediklerini belirtiyor.
Bu durum parti kulislerini hareketlendiriyor. Ancak pek çok kişinin eleştiriden kaçındığı dönemde CHP’de eleştirel açıklamalarda bulunan bazı kişiler de var.
Bunlardan biri de “Gelecek İçin Biz Oluşumu”nun önde gelen ismi CHP 24 ve 26’ncı dönem milletvekili, hukukçu İlhan Cihaner.
Cihaner, CHP’nin sosyal demokrat – sol çizgiden uzaklaştırıldığı iddiasında bulunuyor ve bu konuda Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na eleştiriler yöneltiyordu.
2020’de yapılan 37. Olağan Kurultay’da aday olan fakat yeterli imzayı toplayamadığı için yarıştan çekilmek zorunda kalan Cihaner’i değişim taleplerine bakışını ve sürece dair görüşlerini paylaştı.
İlhan Cihaner, Independent Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
“Değişim üç sütun üzerinde tartışılmalı”
Değişim taleplerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
‘Değişim’ diyenler neredeyse ikinci cümleyi kurmuyor. Yani örneğin nasıl bir parti, nasıl bir yönetim öngördüklerine, partinin ideolojik tutumuna dair bir şey söylemiyor. Değişim üç sütun üzerinde tartışılmalı. Birincisi parti içi hukuk. Ön seçimden, parti içi demokrasiye kadar yani her şeyin öngörülebilir olması lazım. Eşitliği garanti etmesi lazım. Bir ideoloji, program yani buradan bir keskin ve sert bir öz eleştiri yapıp bu kadar elverişli koşullara rağmen ortadaki yenilginin gerekçelerinin çok çok objektifle keskin bir analizinin yapılması lazım. Bunun kadrolarının da yavaş yavaş ortaya çıkması lazım. Ama şu ana kadar parti içerisinde değişimin öncüsü olarak öne çıkan isimler de buna dair bir şey görmüyoruz. Yani bir değişim deniliyor ama bu değişim nedir? Yani parti aynı çizgisinde devam edecek. Sadece işte falanca isimler gidip bir vitrin yenileme şeklinde bir kozmetik değişiklik mi olacak buna dair hiçbir şey yok.
“Yönetim kademesine hakim olmaya dair bir değişim talebi”
Şu ana kadar ki söylemler sizin için tatmin edici değil mi?
İstediğimiz, beklediğimiz ve değişimden anladığımız ayağı yere basan bir durum. Henüz bunu görmedik. Maalesef mevcut yapıdaki yönetim kademesine hakim olmaya dair bir değişim talebi var. O da informel (biçimsel ve resmi olmayan) olarak yürüyor.
“Karşımızda net bir yenilgi var”
Yakın zamana kadar CHP değişti söylemleri yapılıyordu. Bunlara ne diyorsunuz?
Seçim öncesinde mevcut yönetimi elinde bulunduranlar, özellikle liberaller, eski AKP’liler, bir kısım muhafazakârlar ‘CHP değişti’ diyor, alkışlıyor ve bunun başarı getireceğini söylüyorlardı. Oysa karşımızda net bir yenilgi var. İşte parlamento çoğunluğu AKP, MHP’de. Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedildi. Tabii ki seçimler kaybedilebilir. Bu olabilir. Ama öyle bir coşku yüklemesi yapıldı ki bunun yarattığı siyasi travma parti yönetimi tarafından da dikkate alınmayınca seçim sonuçları parti açısından çok çok olumsuz olacak boyuta taşınmış oldu.
Alınan olumsuz sonuçtan ders çıkarıldı mı?
Hâlâ buna dair ciddi bir şey göremiyorum. Bu da dediğim gibi bir keskin bir özeleştiriyle olur. Bundan sonrasına dair bir umut ve güven duygusu inşa etmekle oluyor. Maalesef bunları göremiyoruz.
“Moda deyim ile sorumluluk alırız”
Yeniden aday olmayı düşünüyor musunuz?
Garip bir durumla da karşı karşıyayız. ‘Kurultay yapılacak’ denildi ve tüm siyaset de böyle algıladı. Fakat kurultay tarihi belli değil. Genel merkezin açıkladığı takvimde kurultayın tarihi belli değil. Orada nasıl bir tablo çıkacak? Önceden de değişimden yana cesaret gösterip böyle bir iddia ortaya koymuştuk. Önümüzdeki günlerde o koşullar oluştuğunda tabii ki biz de bu yönde arkadaşlarımızla değerlendirip moda deyim ile sorumluluk alırız.
“İmamoğlu ile de aramızda bir makas olduğu anlaşılıyor”
Kılıçdaroğlu’nu sosyal demokrat çizgiye sahip çıkmamakla eleştirmiştiniz. CHP’ye liderlik noktasında Ekrem İmamoğlu’nun adı öne çıkarılıyor. İdeolojik olarak kendisiyle uzlaşabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Parti siyaseti, gelecek Türkiye tasavvuru yönünde baktığımızda aramızda bir makas olduğu anlaşılıyor. Özellikle partinin güncellenmiş bir sosyal demokrat sol çizgiye oturması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak diğer değişim telafi de edenler ya bu tartışmayı geçiştiriyor ya daha siyasetsizliği çağrıştıran birtakım işte genel-geçer sloganlar ya da sözlerle geçiştiriyorlar orayı. Dolayısıyla orada da bir kristalize olmuş bir ideolojik tutum tarifi olmadığı için yani ne desek boş durumda.
“Genel başkanın göreve devam edeceği anlaşılıyor”
Kılıçdaroğlu, kurultaya kadar devam etmeli mi yoksa bırakmalı mı?
İlk baştan itibaren bir özeleştiri ve sorumluluk açıklaması olsaydı, bu parti açısından belki bir yenilenmeye yol açabilirdi. Ancak o fırsat kaçırılmış görülüyor. Çünkü artık devam edeceğine dair bir açıklama yaptı. Dolayısıyla onu çok tartışmamıza gerek yok. Yani genel başkanın göreve devam edeceği anlaşılıyor.
“Süreç partinin elitleri arasında bir siyasi mühendislik diyebileceğimiz bir şekilde yürütülüyor”
Kurultaydan sonra bir değişim beklentiniz var mı?
Bir şey diyemiyorum. Tekrar vurgulamak istiyorum. Bu tarz siyasi kararlar her ne kadar işte partinin karar organları referans verilerek değerlendiriliyorsa da maalesef pratikte öyle olmuyor. Genellikle karar mekanizmasının dışında alınan kararlar tebliğ edilip oradan yasal ya da tüzüğün gerektirdiği bir meşruiyet sağlanmış oluyor. Cumhurbaşkanı adaylarının belirlenmesi böyle oldu. Onun için o konuda da bir şey kestirmemiz biraz zor görünüyor. Yapılan görüşmeler ve arka arkaya gelen açıklamalara bakılınca anlaşılıyor ki süreç yine partinin elitleri arasında bir siyasi mühendislik diyebileceğimiz bir şekilde yürütülüyor. Öyle olunca da bizim bu konuda bir şey kestirmemiz de çok spekülasyon oluyor.
KAYNAK: INDEPENDENT TÜRKÇE – ALİ KEMAL ERDEM