Yapay zeka teknolojisi hızla gelişiyor ve modern yaşamın birçok alanında dönüşümlere yol açıyor.
Ancak bazı uzmanlar bu teknolojinin kötü amaçlı kullanılabileceği ve istihdamı tehdit edebileceğine dair endişelerini dile getiriyor.
Yapay zeka nedir, nasıl çalışır?
Yapay zeka, bir bilgisayarın neredeyse bir insanmış gibi düşünmesine, eyleme geçmesine ve yanıt vermesine olanak tanır.
Bilgisayarlar, tahminlerde bulunmak, sorunları çözmek ve hatta kendi hatalarından ders çıkarmak için bol miktarda bilgiyle beslenebilir ve bu verilerdeki dizilimleri tanımlayacak şekilde eğitilebiliyorlar.
Yapay zeka, verilerin yanı sıra algoritmalara da dayanır; algoritma, bir görevi tamamlamak için doğru sırada takip edilmesi gereken kurallar listesi olarak tanımlanabilir.
Sesli komutları yerine getiren Siri ve Alexa gibi sanal asistanların arkasında bu teknoloji yatıyor. Spotify veya YouTube’da bir sonraki adımda ne dinlemek veya izlemek isteyebileceğinize dair önermeleri yapan, Facebook ve Twitter’ın kullanıcılara hangi sosyal medya gönderilerini göstereceğine karar vermesine yardımcı olan bu teknolojidir.
Yapay zeka, online alışveriş platformlarında müşterilerin satın alma alışkanlıklarını analiz ederek yeni alışveriş önerileri veriyor ve büyük firmalar bu teknolojiyi sahte yorumları engellemek için de kullanıyor.
ChatGPT ve Snapchat My AI
Son aylarda popüler hale gelen yapay zeka odaklı uygulamalara, Snapchat’in yapay zeka (AI) destekli özelliği My AI ile ChatGPT örnek verilebilir.
Bunlar “üretken” yapay zeka olarak adlandırılan yapay zeka örnekleri.
Bunlar, yeni ve orijinal içerik üretmek için bol miktarda kaynak veriyle tanımlanan kalıpları kullanarak, bir insan tarafından yaratılmış hissi veren içerikler üretiyor.
Bunlar yapay zekanın, sohbet robotu (chatbot) olarak bilinen ve kullanıcılarla metin aracılığıyla iletişim kuran bir bilgisayar programıyla birleştirilmesiyle ortaya çıkan uygulamalar.
Bu uygulamalar soruları yanıtlayabiliyor, hikayeler anlatabiliyor ve bilgisayar kodu yazabiliyor.
Ancak her iki uygulama da da bazen kullanıcılar için yanlış yanıtlar üretebilir ve kaynak materyallerinde yer alan cinsiyetçilik ya da ırkçılık gibi önyargıları yeniden üretebilir.
Neden yapay zekanın tehlikeli olabileceğinden korkuluyor?
Yapay zekanın nasıl kullanılacağını düzenleyen çok az kural var. Bu nedenle uzmanlar yapay zekanın hızlı büyümesinin tehlikeli olabileceği uyarısında bulunuyor. Hatta yapay zeka araştırmalarının durdurulması gerektiğini söyleyenler bile var.
Yapay zeka alanında öncü isimlerden biri olarak kabul edilen Geoffrey Hinton, yapay zeka sohbet robotlarının yakında insanlardan daha zeki olabileceği uyarısında bulunarak Google’daki işinden ayrıldı.
Ardından, ABD merkezli Center for AI Safety (Yapay Zeka Güvenlik Merkezi), önde gelen onlarca teknoloji uzmanı tarafından imzalanan bir bildiri yayınladı.
Merkez, yapay zekanın toplumu istikrarsızlaştırabilecek yanlış bilgiler üretmek için kullanılabileceğini savunuyor. Hatta makinelerin yönetimi ele geçirecek kadar zeki hale gelebileceğini ve bunun da insanlığın yok olmasına yol açabileceğini söylüyorlar.
Avrupa Birliği’nin (AB) Teknoloji Komiseri Margrethe Vestager ise yapay zekanın önyargı veya ayrımcılığı artırma potansiyelinin daha acil bir endişe kaynağı olduğunu belirtiyor.
Özellikle yapay zekanın kredi başvuruları gibi insanların geçim kaynaklarını etkileyen kararların alınmasında oynayabileceği rolden endişe duyduğunu vurgulayan Vestager, yapay zekanın seçimleri etkilemek için kullanılmasının da “kesinlikle bir risk” olduğunu ekliyor.
Teknoloji liderlerinden Martha Lane Fox’un da aralarında bulunduğu bazıları ise yapay zeka konusunda “çok histerik” olmamamız gerektiğini söylüyor ve yapay zekanın yetenekleri hakkında daha mantıklı bir konuşma yapılması çağrısında bulunuyor.
Yapay zeka konusunda hangi kurallar yürürlükte?
Yapay zekayla ilgili yasal düzenlemelerin ne olacağı konusunda dünyanın dört bir yanındaki hükümetler çalışma yürütüyor.
Avrupa Parlamentosu, Yapay Zeka Yasası’nı onayladı. AB’nin yapay zeka için şirketlerin uyması gereken katı bir yasal çerçeve oluşturulması öngörülüyor.
Dijital işlerden sorumlu AB Komisyonu Kıdemli Başkan Yardımcısı Margrethe Vestager, yapay zekanın yarattığı en büyük risklere karşı koymak için sınırlayıcı bir çerçeveye ihtiyaç olduğunu söyledi.
2025’te yürürlüğe girmesi beklenen mevzuat, yapay zeka uygulamalarını tüketiciler için risk seviyelerine göre kategorize edecek ve yapay zeka destekli video oyunları veya “spam filtreleri” en düşük risk kategorisine girecek.
Kredi puanlarını veya konutlara erişimi değerlendirmek için kullanılanlar gibi yüksek riskli yapay zeka sistemleri en sıkı kontrollere tabi olacak.
Ancak Vestager, yapay zeka düzenlemesinin “küresel bir mesele” olması gerektiğini ve “benzer düşünen” ülkeler arasında bir fikir birliği oluşturmak istediğini söylüyor.
ABD’li yasa yapıcılar da gönüllülüğe dayalı mevcut kuralların bu işi yapıp yapamayacağına dair endişelerini dile getiriyor.
Çin ise bir yapay zeka algoritması kullanıldığında şirketlerin kullanıcıları bilgilendirmesini sağlamayı hedefliyor.
Yapay zeka nedeniyle hangi meslekler risk altında?
Yapay zeka iş dünyasında devrim yaratma potansiyeline sahip. Ancak bunun hangi rolleri sonlandırabileceği konusunda soru işaretleri var.
Yatırım bankası Goldman Sachs’ın yakın zamanda yayımladığı bir rapor, belirli görevler ve iş fonksiyonları otomatik hale geldikçe, yapay zekanın dünya genelinde 300 milyon tam zamanlı istihdama eşdeğer işin yerini alabileceğini öne sürdü. Bu da ABD ve Avrupa’da şu anda insanların yaptığı tüm işlerin dörtte birine denk geliyor.
Raporda, idari işler, hukuk işleri, mimarlık ve yönetim de dahil olmak üzere etkilenebilecek bir dizi sektör ve rol vurgulanıyor.
Raporda aynı zamanda birçok sektör için büyük potansiyel faydadan söz ediliyor ve yapay zekanın dünya milli gelir toplamında yüzde 7’lik bir artışa yol açabileceği öngörülüyor.
Tıpta ve bilimin bazı alanlarında halihazırda yapay zekadan faydalanılıyor; doktorlar meme kanserlerini tespit etmek için, bilim insanları ise yeni antibiyotikler geliştirmek için bu teknolojiyi kullanıyor.