Teknoloji devi Apple’ın, Apple Watch’tan (Apple Saat) sonra tanıttığı en önemli yeni ürün olarak değerlendirilen Vision Pro’yu ilk deneyenlerden biri de BBC Teknoloji Editörü Zoe Kleinman oldu. Kleinman, Vision Pro’yu kullanmanın nasıl bir deneyim olduğunu yazdı.
Apple’ın Vision Pro gözlüğünü takınca ilk hissettiğiniz, epey rahat olduğu. Bir kayak gözlüğünü takmak kadar rahat.
Büyük merak uyandıran ve oldukça pahalı yeni karma gerçeklik gözlüğünü Pazartesi günü California’daki tanıtımdan sonra ilk deneyenlerden birisi de bendim.
Piyasadaki benzerlerinden farklı olarak Apple, pili üründen ayırmış, dolayısıyla gözlük başınızda ağırlık yapmıyor. Batarya bir kabloya bağlı şekilde yanınızda olmak zorunda.
Klasik, minimalist Apple’ın kullanıcı deneyimini, bu cihaz da veriyor.
Cihaz açıldığında çevrenizdeki ortamı görüyorsunuz ama camın içinden görmek gibi değil. Cihazın önündeki kameralar vasıtasıyla görüyorsunuz. “Karma gerçeklik” deneyimi için bu önemli çünkü sanal öğeler çevrenize yansıtılıyor.
Gözlüğün sağ üst tarafında bir tuşa basıyorsunuz ve eğer iPhone kullanıyorsanız size tanıdık gelecek bazı uygulama sembolleri önünüze geliyor. iMessage, photos, Apple TV gibi… (Bunların sayıları artacak.)
Bundan sonrası ise tamamen sizin jest ve hareketlerinizle kontrol ediliyor. Cihaz nereye baktığınızı takip ediyor ve örneğin bir uygulamaya baktığınızda baş parmağınız ile işaret parmağınızı birlikte kullanarak onu açabiliyorsunuz.
Apple bana birkaç tane demo gösterdi. Fotoğraf galerisi çok etkileyiciydi. Tabii bunlar çok özenli şekilde hazırlanmış, güzel çekilmiş kareler.
Cihazdaki kameralarla 3D video çekmeniz mümkün. Ben kullanırken, bir çocuğun doğum günü pastasındaki mumları üflediği bir video izledim. O kadar yakındı ki neredeyse nefesini hissedecekmişim gibi geldi.
Bir Apple çalışanıyla canlı video görüşmesi yaptım. Gerçek görüntüsü yerine gerçekçi bir avatarıyla konuştum. Onu gerçek hayatta tanımadığım için nasıl göründüğünü bilmiyorum ancak avatarında cildi ve gözlerindeki detaylar epey ilginçti.
Dijital olarak karartılmış, sinema salonuna benzeyen bir odada sanal bir ekrana bakarak film bölümleri izledim. Üç boyutlu devasa bir T-Rex yüzüme doğru soluyordu. Bir de meditasyon sırasında dijital bir çiçeğin yapraklarının odada dolaştığını gördüm.
Önünüzdeki görüntünün ne kadar içerisinde olacağınızı ayarlayabiliyorsunuz. Gözlükteki imajlar tüm odayı da kaplayabiliyor, karşınızdaki duvarda bir projeksiyon gibi küçük de görülebiliyor.
Her durumda, eğer gerçek ortamda karşınızda birisi yürüyorsa onu görebiliyorsunuz.
Bir mesaja yazılı olarak yanıt vermek ise benim için çok zahmetliydi. “Unutma ki bu henüz tamamlanmış bir ürün değil” dedim her seferinde kendi kendime.
Maalesef bu anlattıklarımı size gösteremiyorum çünkü deneme sırasında kayıt almak yasaktı. Bu sırada Apple’dan kimsenin gözlük takmamış olması dikkate değerdi. Patron Tim Cook ya da cihazı “gerçek yaşamdaki sihir” olarak tanımlayan Disney CEO’su Bob Iger bile…
Teknoloji gazetecisi olarak birçok sanal gerçeklik (VR) gözlüğü denemişimdir. Bu, iyiler arasındaydı. Çıkış fiyatının 3.499 dolar olduğunu görünce, iyi olmasını umuyorsunuz zaten.
Gelecek yıl, indirime girmiş hali bile muhtemelen piyasadaki en pahalı sanal gerçeklik gözlüğü olmaya devam edecek. Bloomberg, ilk yıl 900 bin cihazın satışının umulduğunu yazdı.
Bu gözlüğü kimler alacak?
Bence Apple burada çok zekice bir pazarlama oyunu oynuyor. Tutup tutmayacağını ise bilmiyorum.
Genelde karma gerçeklik cihazları, oyun sektörüne ya da büyük, abartılı deneyimlere hitap eder. Ev kadar büyük canavarı öldürmek ya da Wembley Stadyumu’nda sahnedeki bir rock star olmak gibi…
Apple ise oyunlardan hiç bahsetmedi. Buradaki mesaj şuydu: Telefonunda yaptığın her şeyi, daha büyük, daha parlak şekilde ve evinin ortamında yap!
Apple Vision Pro tanıtımının, iPhone’un akıllı telefon alanında yaptığı gibi, bir değişimi temsil eden büyük bir an olacağı konuşuluyordu.
Peki ya Apple Vision Pro, yeni iPhone’un ta kendisiyse?
Bu aleti, nadir bir heyecan sunmaktansa, gündelik hayatın kullanışlı bir parçası haline getirerek, Apple ana akımı hedefliyor.
İşe yarayıp yaramayacağından emin değilim. Apple’ın kendine has bir sihri var ve kullanıcıları oldukça sadık. Öte yandan VR söz konusu olduğunda bazı donanmsal engeller de var.
Gözlüğü uzun süreler takmak iyi hissettirmiyor. Bazıları (ben dahil) mide bulantısı yaşadı.
Sonuç olarak size bunun kayda değer bir deneyim olduğunu söyleyebilirim.
3499 dolar ise yeni bir ürüne uygun bir fiyat değil. Geçen yıl Meta, Quest Pro adlı gözlüğünün piyasaya 1500 dolardan sürüleceğini söylemişti. Sonra 1000 dolarak düştü.
Peki bu gözlüğü ya her gün kullanırsanız?
Moda endüstrisinde çalışan bir arkadaşım, en fazla parayı en sık giydiğin kıyafete harcamalısın diyordu.
Bir elbiseye 100 pound verip bir kez giyiyorsan, o tek kullanımın bedeli 100 pounddur. Ama 100 kere giydiysen, her seferinde 1 pound’a mal olmuştur.
Belki de Apple, bu cihazı yeterince kullanışlı tasarlayıp insanların bu şekilde düşünmesini sağlayacak şekilde bir kumar oynamıştır. Bunun için birçok içerik, bir sürü uygulama gerekli.
Eğer Apple seviyorsanız, karma gerçeklik seviyor ve paranız da varsa, bu cihazı muhtemelen seversiniz.
Beş yıl içinde bu cihaz akıllı telefonunuzun yerini alırsa, belki avatarlarımız FaceTime üzerinden bu konuyu da konuşurlar.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE