İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı canlı yayında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “montaj” itirafına ve AKP’li siyasilerin tepkilerine değinerek, “Bu nasıl bir hırstır. Bu nasıl bir simsiyah kalp. Olacak şey değil ya. Genel başkanımızı terör örgütü ile aynı kareye koyuyorsunuz, sonra çıkıyorsunuz ‘Ama montaj’… Allah’ın adaleti büyüktür” dedi.
İmamoğlu, Erdoğan’ın danışmanı Ayhan Ogan’ın sosyal medya hesabından Kılıçdaroğlu’na oy veren HDP’li seçmenleri kastederek “PKK” göndermesi yaptığı paylaşımına da sert tepki gösterdi. “Böyle bir trollük görmedim ben!” diyen İmamoğlu, “Bu ne biliyor musunuz o montajı yapan sayın cumhurbaşkanı aklının aşağıya doğru tezahürü” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah” programına konuk oldu.
İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“Bir ülkenin cumhurbaşkanı Allah aşkına. Siz bu videoyu miting miting izlettiniz. Bakan, danışman savunamıyor, dili dönüyor. Ben onlar gibi dilimi dolaştırmam! Bu tür günahlar bazen bir aileyi yok eder. Yapılan milletin düzenini yok etmek, nasıl bir hırs?
Erdoğan’a: Bu nasıl bir hırstır, bu nasıl bir simsiyah kalp’
“Hiçbirimiz buna tenezzül etmeden bir süreç yürüttük. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı ‘Ama montaj, ama şu, ama bu’… Gerçekmiş gibi gösterdiniz. Şimdi savunamıyor. Bu nasıl bir hırstır. Bu nasıl bir simsiyah kalp. Olacak şey değil ya. Genel başkanımızı terör örgütü ile aynı kareye koyuyorsunuz, sonra çıkıyorsunuz ‘Ama montaj’… Allah’ın adaleti büyüktür. Biz bin defa desek de milletimizin bir bölümüne anlatamazdık. Şimdi kendisi itiraf etti.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayhan Ogan’a tepki: Böyle bir trollük görmedim ben
“Ben hayatımda şu seçim dönemindeki milletimize verilen zamanı hiçbir dönem görmedim. Bu beyefendi (Ayhan Ogan) cumhurbaşkanı başdanışmanı. Burada illet var sayın Kılıçdaroğlu vatanseverdi, PKK ile ne alakası var canım diyerek aşağıda ne demek istiyor biliyor musun benim Vanlı, Ardahanlı hemşerilerime PKK’lı diyor. Kılıçdaroğlu’na oy verenler PKK’lı! Şu şahsiyet bu imam-cemaat meselesi. Bu aklı yüklüyor ekibine. Böyle bir trollük görmedim ben.
İmamoğlu, Deniz Baykal cenazesinde yaşadığı o anıyı anlattı: Allah’ın huzuruna birinin müsaadesi ile geçilir mi kardeşim!
“Camide protokol bunların döneminde başladı. Rahmetli Baykal’ın cenazesine gittim, girdim vakit namazı kılmaya, 3-4 kişi saf durmuş, baktım öndeki saflar boş, gittik en ön safa oturduk. Sonra insanlar gelmeye başladı, arasında bakanlar var, diyanet İşleri Başkanı var, kimse gelmedi ön safa oturmuyor, ben önce anlamadım, dördüncü safta dizildiler, biraz sonra bir gürültüyse Sayın Cumhurbaşkanı girdi, 4. Safta herkes ayağa kalktı, sayın Cumhurbaşkanı ile beraber yürüyerek en ön safa oturdular. Baykal’ın cenazesinden beri ben bunu hiçbir yerde anlatmadım. Ya Allah’ın huzuruna birinin müsaadesi ile geçilir mi kardeşim!
“Bunlar samimi dindarlığı yerle bir etti”
“CHP’li bir belediye başkanı cami yaptı diye camiye imam vermeyen müftüyü yaşadım ben. Bunların döneminde samimi dindarlığı yerle bir ettiler.
“Diyanet İşleri Başkanı delikanlıysa geri dönüp teftiş başlatsın”
“(İmamoğlu camide Atatürk’e hakaret ettiğin söyleyen imamı anlatan vatandaşı hatırlatarak) Diyanet İşleri Başkanı delikanlıysa geri dönüp teftiş başlatsın. Başlatamaz! Bu seçimde cami çıkışı miting yapan cumhurbaşkanının yanına bu milletin Diyanet İşleri Başkanı olarak dikilirsen sen bugün o soruşturmayı adil bir şekilde yapamazsın.
Ümit Özdağ’ın “İçişleri Bakanı” paylaşımı
“(Ümit Özdağ’ın ‘İçişleri Bakanı” paylaşımına) Ben o görüşmeler, sayın cumhurbaşkanı adayımızın ve Özdağ’ın gündemi ile ilgili bir bilgiye sahip değilim.”
“Bunun anlamı şu: 2050 yılında İstanbul’da beş kişiden birisi Suriyeli”
“(Sığınmacı açıklaması) Biz sorgusuz sualsiz bu insanları bu ülkeye yığdık. Artık kendileri bile ayı veremiyorlar. Aylarca yazı yazdım sayı, sayı diye. Biz bu şehirdeki su tüketiminden şundan bundan sayıyı görüyoruz, siz buraya mülteci yıkacaksınız. Ne diyor mevcut Bakan ‘Suriyelileri gönderemeyiz, Allah bizi yakar.’ (Mustafa Şen’in “Suriye’den gelenlere sordum, diyorlar ki ilk olarak bizden önce gelenler geldikleri yere gitsinler. Biz de yol yorgam öğrensek sonra biz gitsek” paylaşımına) Sayın Özdağ’ın Tweet’in üzerine koyarak kendine paye kazanacağını zannediyor. Sayın Erdoğan ne diyor ‘Suriyelileri asla bu ülkeden kovmayız, kapımız açık.’ Ya kovmaktan bahsetmiyoruz ki. 2050 yılında İstanbul’da beş kişiden birisi Suriyeli. Bunun anlamı bu. Yani 700 binin üzerinde bu ülkede çocuk doğru diye açıklama yaptı ta geçen sene. Bir ülkenin demografisini böyle değiştirip bu milleti böyle kepaze edemezsiniz kardeşim.
“Bu iktidar gelirse İstanbul’u talan ederler”
“Sen bir büfeye Üsküdar’da imar çıkarıyorsun muhtemelen birinden talimat aldığı için. Çevre ve Şehircilik Bakanı. Polisle nöbet tuttular. Çevre ve Şehircilik Bakanı o büfeye imar çıkarttı. (Çevre Bakanı büfeyle ilgilenir mi!) İlgilenir kardeşim, evraklarını yollarım yarın yayımlarsın. Kimin o büfe ne bileyim. Oraya beş altı tane çevik kuvvet otobüsünü yollayıp, benim canım polisimi başı önde eğik nöbet tutturan kimse o büfe onun. Orada nöbet tuttular 4-5 gün. Kaçağı kurtarmak için bakanlık üzerinden imar çıkardılar. Bunu niye anlatıyorum biliyor musunuz? Bu iktidar gelirse İstanbul’u talan ederler. Kanal İstanbul üzerinden ederler, boğazları ederler. Çivisi çıkmış bunlar iktidarları için her şeyi yapar!
“Bunlar kötülük!”
“(İmamoğlu, Sabah gazetesi, Ebabil Kusu ve TRHaber’in paylaşımlarını göstererek sitem etti) Bu görüntü Kütahya’da bir pazarda, kime yapıldı onu da bilmiyorum, bunu bana yapılmış gibi bir gün boyunca gösteriyor; bunlar kötülük!”
“Bu seçim bir rejim değişimidir, bu seçim Sayın Erdoğan gitsin Sayın Erdoğan gitsin seçimi değildir sadece”
“(Erdoğan kazanırsa ne olur?) Kurumlarımız yozlaştı. Deprem’de Kızılay’ı gördüm, AFAD’ı gördük. AFAD’ı kritik anda milletine hizmet veremeyeceği hale getirdiler. Bu memleketin sistemi şu anda şu, herkes yukarıya bakıyor acaba bu konuda fikri ne diye. Kiminle önemli bir mevzuyu konuşsam orayla konuş diyor. Bu sistem bu ülke için baş belası bir sistemdir. Bu sistemin acilen çöpe atılması gerekir. AK Partiyi seviyorum diyen vatandaşların bile bu sistemi çöpe atması gerekir. Onun için bu seçim sistemin tercihi seçimidir, bu seçim bir rejim değişimidir. Bu seçim Sayın Erdoğan gitsin Sayın Erdoğan gitsin seçimi değildir sadece. Bu seçimin altlığı, gazetelerin gazetecilerin özgürlüğü.
“İBB’nin TRT’de bir tek haberi çıkmaz mı!”
“TRT defalarca benim aleyhimde haber yaptı biliyor musunuz? İBB’nin TRT’de bir tek haberi çıkmaz mı! Yatırımlar, spor etkinlikleri faaliyetler… Bir tek haberi çıkmaz mı! Kimin parası? Senin benim. Ben onlarca yıldır bu ülkeye vergi ödeyen iş insanıyım aynı zamanda!
“28 Mayıs’ta 2-3 saat içerisinde seçimin sonucunu elde ederiz, bu iş 8’i 9’u bulmaz”
“Ben öyle düşünüyorum ki biz 2-3 saat içerisinde seçimin sonucunu o gün elde ederiz. Bu iş 8’i 9’u bulmaz yani. O bakımdan burada tabii ki Sayın Kılıçdaroğlu’na bütün vatandaşlarımızın oyunu talep ediyorum (Niye Kılıçdaroğlu’na oy vereyim?) Sistemin bu ülkeye getirdiği durumdan kurtulmaz için; ikincisi, adil bir memleket var etmek istiyorsak, yargının iktidarın silahı gibi kullanılmasını istemiyorsak; üç, bir çiftlik gibi eş, dost, akraba kadrolarının yerine Millet İttifakı’nın güçlü kadroları, yetmez başka ülkemizin en liyakatli insanlarımızın bakanlıklar olsun kurum ve kuruluşların başına liyakatli insanların gelmesini istemiyorsan Erdoğan’a oy ver. Kendi fikrini anlatmak istemiyorsan, emir kulu gibi müdür olmak istiyorsan o zaman Erdoğan’a oy ver.
“(Kılıçdaroğlu çıksa ben seçildiğim zaman kabinem şunlardan oluşacak dediğinde etkili olmaz mı?) Benim de fikrim etkili olur yönünde. Tabii bilindik bir kadrosu var. En azından cumhurbaşkanı yardımcısı kimliğiyle, başta etkin ve yetkin olacağını kendi söylemleriyle ifade ettiği Mansur Bey olsun, ben olayım, diğer siyasi parti liderleri olsun, görünen bir kadromuz var tabii. İçişleri bakanı özellikle ekonomi ile ilgili hat, çok iyi isimler var, dolayısıyla aslında kadro belli sadece kadronun mevkileri belirlenmedi. Çok nitelikli liyakatli isimlerin sayın cumhurbaşkanımızın önünde olduğunu biliyorum. Bunda hata yapmayacağını da biliyorum.”