Gelecek Partisi Kurucusu, Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı Abdullah Teber, partisinden ve tüm görevlerinden istifa ettiğini duyurdu. Teber, yayımladığı mesajda, “Onca insana karşı, hata yapılmasına izin vermeyeceğimi bilen, adil ve hakkaniyetli olunması konusunda söylemlerim olacağını bilen Genel Başkan, telefonlarıma çıkmadı, toplantı taleplerimi karşılıksız bıraktı. Neticede; insanların kendine olan inancını, beklentisini karşılayamadı, hayal kırıklığına uğrattı. Kendini ve birçok yakınını kurtarma pahasına partiyi ve partiye inananları ve dahi, ülkeyi yarı yolda bıraktı.” diye yazdı.
Teber, istifasını sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu. Partiden ayrıldığını aktardığı mesajında, “Geçirdiğimiz onca zamandan sonra, adaletin, liyakatin çok da benimsenmediğine şahit oldum” ifadelerini kullanan Teber, “Aslında, en çok karşı çıktıkları, en çok istemediklerinin, adalet ve liyakat olduğunu gördüm. Son seçimlerde görüldüğü üzere, adam kayırmaca, yandaş besleme, eş, dost, akraba derken liyakatin ve adaletin unutulduğu, emeğin, zamanın, yılların ve onca insanın umutlarının boşa harcandığını gördüm” ifadelerini kullandı.
Mesajında, “Bazı şeyleri düzeltmek, anlatmak istediğimde Ahmet Davutoğlu’na ulaşamadım” diyen Teber, istifa mektubunda şunları yazdı:
“Adaletten mahrum bırakılmış birisi olarak, adaleti en çok savunacak kişidir diye düşündüm”
“1980 yılında başlayan iş hayatında, bugün ülkemizi dünya sıralamalarında temsil eden bir iş insanıyım. Liderlik hizmet etmek makamıdır. Ben de buna inanarak, hizmet etmekten, hukuktan, adaletten, yana yolumu hiç bir zaman değiştirmedim, şükürler olsun. Adalete olan güvenimizden, inancımızdan ötürü her zaman, adaletsizlikle, hukuksuzlukla, liyakatsizlik ile, karşılaşanlarla birlikte yan yana, omuz omuza yol aldım. Dinine, diline, milletine, kültürüne, rengine menşeine, bakmaksızın.
Bu noktada, ülkede seçilmiş son Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yaşadığı adaletsizlik ten ötürü, fikir ve dünya görüşlerimiz ne kadar ayrı da olsa, sessiz kalmamak adına, 2019 yılında kurduğu Gelecek Partisinin kurucular kurulunda görev aldım. Amacım uğradığı hukuksuzluğa sesli destek vermekti. Neticede, adaletten mahrum bırakılmış birisi olarak, adaleti en çok savunacak kişidir diye düşündüm, kullandığı enstrüman adaletten ve liyakatten başka bir şey olmaz diye düşündüm. İş hayatımdaki yoğunluğumu bir kenara bırakarak, yılların verdiği tecrübe ve birikimim ile, adaletin vuku bulacağına inandığım parti ile yol almaya başladım.
“İnsanın umutlarının boşa harcandığını gördüm”
Fikirleri, kültürleri, eğitimleri, yaşları, cinsiyetleri, farklı 152 kişi olarak çıktığımız yolda, ben önce adalet, sonra liyakat desturu ile hareket ettim ve tüm ekip arkadaşlarımın da Genel Başkan Ahmet Davutoğlu dahil böyle olduğunu düşündüm. Fakat geçirdiğimiz onca zamandan sonra, adaletin, insanın umutlarının boşa harcandığını gördüm. Aslında, en çok karşı çıktıkları, en çok istemediklerinin, adalet ve liyakat olduğunu gördüm. Son seçimlerde görüldüğü üzere, adam kayırmaca, yandaş besleme, eş, dost, akraba derken liyakatin ve adaletin unutulduğu, emeğin, zamanın, yılların ve onca insanın umutlarının boşa harcandığını gördüm.
“Ülkeyi yarı yolda bıraktı”
Kurucular kurulu üyesi olarak, üzerimde seçmene, üyelere, benim gibi düşünen mesai arkadaşlarıma karşı, kendimi sorumlu hissederek, bazı şeyleri düzeltmek, anlatmak istediğimde Ahmet Davutoğlu’na ulaşamadım.
Onca insana karşı, hata yapılmasına izin vermeyeceğimi bilen, adil ve hakkaniyetli olunması konusunda söylemlerim olacağını bilen Genel Başkan, telefonlarıma çıkmadı, toplantı taleplerimi karşılıksız bıraktı. Neticede; insanların kendine olan inancını, beklentisini karşılayamadı, hayal kırıklığına uğrattı. Kendini ve birçok yakınını kurtarma pahasına partiyi ve partiye inananları ve dahi, ülkeyi yarı yolda bıraktı.
“Önce yol arkadaşlarının güven oyunu, sonra da seçmenin oyunu kaybetmiştir”
Bizleri, Milletvekili olmak için mücadele eden kişiler, kendisinde vekillik makamı dağıtan bir mevki olarak gördü. En başından beri bazı arkadaşlarımın ( Teşkilatın en çalışkan neferi kurucu kardeşim Veysi Akay’ın da açıklıkla izah ettiği gibi ) ve benim verdiğim desteği, anlamamış, görmemiş adil olacağı, liyakatli davranacağı konusunda, verdiği sözü şimdiden tutamamış ve önce yol arkadaşlarının güven oyunu, sonra da seçmenin oyunu kaybetmiştir.
“İstifa ediyorum”
Kuruluşundan bugüne memleketin her yerinden benim için, bu partiye mesai , emek ve para harcayan tüm yol arkadaşlarıma hakkınızı bana helal etmenizi istiyorum. Genel Başkana olan inancımı kaybettim, adaletli ve liyakatli bir tutumu olacağına inanmadığımdan dolayı,
Genel başkan danışmanlığından , Parti Yönetim Kurulu üyeliğinden ve Parti Üyeliğinden istifa ediyorum.”