İngiltere basını Türkiye’deki seçim sonuçlarına geniş yer ayırırken, başyazılarından birinde “Otokrasiye doğru bir adım mı?” diye soran Guardian gazetesi, “Türkiye’deki seçimlere giderken, seçmenlerin Recep Tayyip Erdoğan’ın otoriter milliyetçiliğine sırtlarına döneceğine inanmak için yeterli neden vardı” ifadelerini kullanıyor.
Kamuoyu yoklamalarına göre başa baş bir yarış beklendiğini ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı önemli oranda önde gözüktüğünü belirten gazete, Kılıçdaroğlu’nun ilk turda seçimi kazanmayı umduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor;
“Bu iyimserliğin maalesef yersiz olduğu görüldü. Erdoğan oyların yüzde 49’undan fazlasını kazandı. Cumhurbaşkanının Adalet ve Kalkınma Partisi’nin öncülüğündeki ittifak Meclis’te de sürpriz bir çoğunluk almak üzere. Bu sonuç, iki hafta sonraki ikinci tur seçimin sonucu ne olursa olsun muhalefetin Türkiye’ye parlamenter demokrasiye geri çevirme girişimlerine darbe vurabilir. Kılıçdaroğlu yine de yarışa girecek. Ancak iktidarda olmanın avantajı ve AKP’nin parlamento galibiyetiyle oluşan ivme, Erdoğan’ın giderek otokratlaşan iktidarının büyük ihtimalle üçüncü bir 10 yıla gireceğini gösteriyor”
Guardian, muhalefetin zafer kazanmasını ve Türkiye’nin yüzünü daha çok Batı’ya dönmesini uman Avrupa ve ABD için, özellikle de Ukrayna konusundaki belirleyici dönem öncesi Erdoğan iktidarının 5 yıl daha sürmesinin büyük ölçüde istenmeyen bir durum olduğunu kaydediyor.
Gazetenin eski İstanbul muhabiri Constanze Letsch’in kaleme aldığı yazıda, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti, 21 yıllık iktidarında inanılmaz bir güç ve kaynak biriktirerek anaakım medyayı, yargıyı ve devlet kurumlarını kendi iradeleri ve talimatları doğrultusunda yönlendirdi. Muhalefet her zaman çetin bir mücadelenin içindeydi” yorumu yapıldı.
“Türkiye’deki seçimlerde Erdoğan önde gidiyor ve kaybeden muhtemelen demokrasi olacak” başlıklı analizde, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun performansına dairse şu değerlendirmelere yer verildi:
“Pek çok kişi, muhalefetin siyasi reforma, birliğe ve ülkedeki zehirli kutuplaşmanın sona erdirilmesine odaklanan kampanyasının yeni bir soluk getirdiğini düşündü. Diğerleri de Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımını, çoğunlukla görüşlerine halihazırda katılanlara seslendiği, aşırı iyimser bir tutum sergilediği ve sosyal medyada olumlu seslere odaklandığı için eleştirdi.”
Lutsch, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun her kesimden toplulukların temsilini sağlayacak parlamenter bir sisteme dönme vaadinin gerçekçi olmadığı yönündeki eleştirileri haksız bulduğunu ifade ederek, “Türkiye’deki milyonlarca kişi halen bunu talep ediyor” diye yazdı.
Analizde, seçimlerin ilk turunda Kılıçdaroğlu’nun beklenenden daha kötü, Erdoğan’ın da tahmin edilenden daha iyi bir performans sergilediğine de dikkat çekildi.
28 Mayıs’ta düzenlenecek ikinci turda Erdoğan’ın avantajı elinde tuttuğu belirtilerek, şu değerlendirmeler paylaşıldı:
“Erdoğan’ın sağcı ve radikal muhafazakar ittifakı mecliste çoğunluğu sağlamış durumda ve seçmenler, yasamadan gerekli desteği alamayan bir cumhurbaşkanı adayını seçmekten çekinebilirler. Muhalefet kanadındaki hayal kırıklığı da Kılıçdaroğlu’nun ikinci turdaki oylarını eritebilir.”
Analizde, ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın “kampanyasında Kürt ve sığınmacı karşıtı politika izlediği, hem iki haftalık süreci hem de cumhurbaşkanı adaylarının söylemlerini önemli biçimde şekillendireceği” savunuldu.
Lutsch, yazısını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Bu seçimler, Türkiye’nin geleceği üzerine bir tartışma, demokrasi ve otokrasi arasındaki bir mücadele olarak lanse edildi. Ülkedeki herkes için hak ve adaleti savunanlar açısından bu savaş son raunduna girmiş olabilir.”
“Erdoğan, işçi sınıfının dindar kesimini, çıkarlarını korumak adına hala en iyi liderin kendisi olduğuna ikna etti. Kılıçdaroğlu onların fikirlerini değiştiremezse, Türk demokrasisinin orta vadedeki görünümü kasvetli görünüyor.”
“Türkiye’de seçim ikinci tura giderken avantaj Erdoğan’da” manşetiyle çıkan Financial Times da, “Başlıca rakibini rahat bir şekilde yenerek ikinci tura giden Türkiye’nin tecrübeli lideri Recep Tayyip Erdoğan, iktidarını üçüncü bir on yıla uzatma yolunda görünüyor” diyor.
Gazete, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’ndan 2 milyon oy daha fazla almayı başarmasının yanı sıra, Meclis’te de çoğunluğu alarak, ikinci tur için şansını yükselttiğini vurguluyor.
Oğan’ın aldığı destek
Independent da, Kılıçdaroğlu’nun seçimi ikinci turda kazanması ihtimalinin, “ultra milliyetçi aday” Sinan Oğan’ın ilk turda oyların yüzde 5,17’sini almasıyla zorlaştığını, Oğan’ın Kılıçdaroğlu ya da Erdoğan’dan birini tercih etmesi halinde kazananı belirleyebileceğini kaydediyor.
Ancak Kılıçdaroğlu’na Kürt seçmenlerin verdiği desteğin bu ihtimali daha da uzaklaştırdığını da ekliyor.
Gazete Oğan’ın amacının “iki Kürt partisini siyasi denklemden” çıkartıp, milliyetçileri ve laikleri desteklemek olduğunu olduğunu söylediğini hatırlatıyor. Gazete dolayısıyla Oğan’ın sadece Kürt yanlısı partilere hiçbir ödün vermemeyi kabul etmesi durumunda destek vereceğini vurguluyor.
Amerikan New York Times gazetesi, “Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turu ilk kez yaşayacağını belirtirken, avantajın Erdoğan’da olduğunu, Sinan Oğan’a oy veren yüzde 5’in üzerindeki kesimin ikinci turda büyük olasılıkla Erdoğan’ı tercih edeceğini öngörüyor. Gazete aynı zamanda Meclis’te çoğunluğu sağlamasının Erdoğan’ın lehine olacağını söylüyor.
New York Times kampanya döneminde Erdoğan’ın milliyetçi söylemini yükseltmesinin hem kendisi hem de muhafazakar parlamento ittifakının işine yaradığını aktarıyor.
Gazete, kampanya sırasında Erdoğan’ın bir savaş gemisini İstanbul’da ziyarete açtığını, ABD’ye yönelik eleştirilerini sürdürdüğünü, hatta Biden’ın kendisini devirmeye çalıştığını söylediğini de aktarıyor.
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin değerlendirmesinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oylarının düşmüş olmasına dikkat çekerek, otoriter kontrolü sayesinde ele geçirdiği tüm avantajlara rağmen Erdoğan’ın seçimde mutlak zafer kazanamadığını öne çıkardı.
Wall Street Journal gazetesinin editör ekibi tarafından kaleme alınan seçim analizinde, Erdoğan’ın her türlü avantaja rağmen mutlak zafer kazanamadığı yorumu yer aldı. Türkiye’de seçmenin 14 Mayıs seçimlerinde değişim istediklerini ortaya koyduğu belirtilen yazıda, halkın çoğunluğunun Erdoğan’a karşı oy kullandığı ancak Erdoğan’ın kurumlar üzerindeki otoriter kontrolü sayesinde yine de kazanabileceği ifade edildi.
20 yıldır ülkeyi yöneten Tayyip Erdoğan’ın neredeyse her ilde son seçimdekinden daha az oy aldığına dikkat çeken Wall Street Journal, Türk Lirası’ndaki erimeye ve enflasyondaki hızlı artışa değinerek iktidarın Merkez Bankası’nın bağımsızlığını yok ettiğini yazdı. Deprem sonrası iktidara yönelen öfkeyi de hatırlatan gazete, AKP’nin mecliste 18 kadar sandalye kaybettiğini ve koalisyon ortaklarıyla çoğunluğu zor koruduğunu kaydetti.
Sözcü’nün haberine göre, seçimi takip eden AGİT gözlemcilerinin, Erdoğan’ın eşitsiz bir avantaja sahip olduğunu ve ifade özgürlüklerinin baskı altında tutulduğunu vurguladığını aktaran WSJ, bağımsız medyaya yönelik baskılara da dikkat çekti. Geçen yıl Türkiye’de 17 bine yakın kişinin Erdoğan’a ve hükumete hakaret suçlamasıyla karşı karşıya kaldığı kaydedilen yazıda, medyaya yönelik sınırlamalar nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun YouTube ve sosyal medya aracılığıyla mesajlarını paylaştığına işaret edildi. Tüm bu avantajlarla Erdoğan’ın ikinci turda kazanabileceğini yazan WSJ, yine de halkın yarısının iktidarı bırakmayan Erdoğan’a öfkeli olduğu değerlendirmesinde bulundu.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE