Adalet mücadelesiyle sembol haline gelen Yeşil Sol Parti Şanlıurfa milletvekili adayı Ferit Şenyaşar, Meclis’te adaletsizliğe uğrayan milyonların sesi olarak olacağını belirterek, AKP adayı Bekir Bozdağ’a ilişkin, “Mücadelemiz Nemrut ile Hz. İbrahim’in mücadelesine dönmüştür” dedi.
Cumhurbaşkanı ve 28’inci dönem milletvekillerinin belirleneceği 14 Mayıs seçimlerinde, 14 milletvekilinin seçileceği Şanlıurfa’da 1 milyon 93 bin 782 seçmen bulunuyor. Emek ve Özgürlük İttifakı çatısı altında seçime giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), gösterdiği adaylarla kent seçiminde birinci parti olarak çıkmayı hedefliyor. Annesi Emine Şenyaşar’la birlikte Urfa Adliyesi önünde başlattığı Adalet Nöbeti ile sürdürdüğü mücadelesiyle tanınan Ferit Şenyaşar da Yeşil Sol Parti’nin Şanlıurfa adayları arasında yer alıyor. Ferit Şenyaşar, Yeşil Sol Parti listelerinden aday olma sürecini, hedeflerini ve mücadelesini anlattı.
‘HAYATIMIZ ALT ÜST OLDU’
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 1983 yılında doğan Şenyaşar, 7 çocuklu bir ailenin oğlu. Ailesinden üniversite okuyan tek kişi olduğunu belirten Şenyaşar, İnönü Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra Suruç’ta 8 yıl boyunca ücretli öğretmenlik yaptığını söyledi. Ailesinin maruz kaldığı katliamdan önce mütevazi bir yaşamları olduğunu kaydeden Şenyaşar, yaşadıkları katliamdan sonra her şeyi kenara bırakarak adalet mücadelesine başladığını anlattı.
AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve yakın korumalarının 2018 yılında işyerlerine ayak basmasıyla hayatlarının altüst olduğunu ifade eden Şenyaşar, “Önce iş yerimizde kardeşlerime saldırı oldu. Ardından Suruç Devlet Hastanesi’nde saldırılar devam ederek ailemizden 3 kişi katledildi. Ailemize yönelik gerçekleşen katliamın kamera görüntüleri var. Kardeşimin işyerinde meşru müdafaa için yaptığı fiiller olmasına rağmen kardeşim tutuklanırken, diğer taraftan 3 insanımızı katledenlerle ilgili bir işlem başlatılmadı” dedi.
‘ADALET MÜCADELESİNE BAŞLADIK’
Ailesine yönelik gerçekleşen katliamdan önce de birçok katliamın yaşandığını ve bunları takip ettiklerini kaydeden Şenyaşar, “Bu olay başımıza geldikten sonra bu adaletsizliği ve hukuksuzluğu kaldıramazdık. Evimizde oturup normal yaşantımıza devam edemezdik. Bunun için ilk önce hukukun işletilmesi için Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüştük. Defalarca görüşme talebimiz reddedildi ama ısrarlı tavrımız sonucunda görüşme gerçekleştirebildik. Görüşmede savcı açık bir şekilde, ‘davanın siyasi bir boyutu var. Fazla üzerimize gelmeyin. Biz bir şey yapamayız. Siz sabredin. Zamanı gelince biz gereğini yapacağız’ diyerek üzerlerinde siyasi bir baskının olduğunu itiraf etti. Bu işin peşini bırakmadık. En sonunda uzun soluklu olan adalet mücadelemize başladık” diye konuştu.
‘İKTİDAR, YANDAŞLARINA KORUMA ZIRHI VERİYOR’
Urfa Adliyesi önünde başlattıkları adalet mücadelesinden önce Ankara’ya gittiklerini ve 12 gün boyunca ilgili kurumlarla görüşmeye çalıştıklarını söyleyen Şenyaşar, “Fakat bu kurumların kapıları bizlere açılmadı. Bizde son çare olarak Urfa Adliyesi’ne geldik ve Başsavcı ile görüşmek istedik. Bu görüşme talebimizde reddedilince adliye önünde ‘Adalet Nöbeti’ne başladık. Bu katliamla birlikte yaşanan adaletsizlik sonucunda Türkiye’de adaletsizliğe uğrayan diğer ailelerle de görüştük. Bütün ailelerin ortak noktası katliamları yapanların iktidar partisine endekslenmiş birileri olduğunu gördük. Katliam yapan kişiler iktidara yakın olduğu için mevcut iktidar tarafından da korunuyor. İktidara yakınlık yargıyı ve emniyeti etkisiz hale getiriyor. Yargı ve emniyet görevini bağımsız olarak yerine getirmiyor. Eğer bir savcı bu faillere bir işlem yaparsa, ‘yarın bizde farklı yere sürgün edilebiliriz ya da görevimiz elimizden alınabilir’ diye korkularını itiraf ediyor. Herkes bu psikolojik tehdidin farkındadır. O yüzden aşikar olan katliam davalarında bile hukuk, yargı işlemiyor. Bizim katliamı yapan bir milletvekilidir ama bu milletvekilini koruyan bir zihniyet var Türkiye’de. Bu zihniyet iktidardan destek alarak korunuyor. İktidar, kendi gücünü korumak için yanında bulunan ve kendisiyle hareket eden insanları bütün hukuksuzluklara rağmen koruyarak onlara koruma zırhı veriyor” ifadelerini kullandı.
‘SADECE ŞENYAŞAR’IN DEĞİL MİLYONLARIN SESİ OLACAĞIZ’
Mücadeleye başlarken iki talepleri olduğunu ve bunlardan birinin seslerini duyurmak, diğerinin ise yargının üzerine düşeni yapmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Şenyaşar, “Adalet Nöbetimiz süresince birinci hedefimize ulaştık. Sesimizi bütün Türkiye ve dünyaya duyurduk. Duyarlı olan herkes mücadelemize sahip çıktı. Fakat hukukun işletilmesi konusunda ne yapıp ettiysek, bir türlü işletemedik. Adalet mücadelemizi belli bir seviyeye getirdik, fakat bu mücadeleyi daha da büyütmek, yargının daha hızlı ve etkin işlemesini sağlamak için mücadelemizi meclise taşıyoruz. Adaletsizliğe uğrayan milyonların sesi olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadelemizi daha da büyütmek, bizim gibi mağdur olan herkesin sesi olmak için bu mücadelemizi meclise de taşıma gereği duyduk. Meclise gittiğimiz zaman ana gündemimiz adalet mücadelesi olacak. Sadece Şenyaşar ailesinin sesi olmayacağız. Zulme uğrayan, adaletsizliğe uğrayan milyonların sesi olarak mecliste olacağız. Yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi için örgütlü bir mücadele yürüteceğiz” şeklinde konuştu.
‘URFA HALKI, CEVAP VERECEKTİR’
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın AKP listelerinden Şanlıurfa’da aday gösterilmesini değerlendiren Şenyaşar, şunları söyledi: “Türkiye’nin her yerinde birçok adaletsizlik var. Bu adaletsizliklerden bir tanesi de Urfa Adliyesi önündedir. Yaşanan adaletsizliklerin en sorumlusu da adalet bakanıdır. Bütün bu adaletsizlikleri görmeyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gelip Urfa’dan milletvekili adayı oluyor. Bu bize gösteriyor ki, eğer onlar seçilirse bu adaletsizlikleri daha da büyütüp devam ettirecekler. Urfa halkı tüm bunları görüyor ve takip ediyor. Şu an mücadelemiz Nemrut ile Hz. İbrahim’in mücadelesine dönmüştür. Nemrudu temsil eden Adalet Bakanıdır. İnanıyoruz ki Urfa halkı 14 Mayıs’ta bu adaletsizliğe sebep olan ve bu adaletsizliği görmezden gelen iktidar partisine gerekli cevabı verecektir.”
KAYNAK: MEZOPOTAMYA AJANSI – ÖMER AKIN