Enerji ve iklim değişikliği alanlarında çalışan düşünce kuruluşu Ember, yıllık Küresel Elektrik Görünümü Raporu’nun sonuncusunu yayımladı. Ember’a göre, dünya genelinde fosil yakıtlardan elektrik üretimi 2023 yılından itibaren azalabilir. Raporda bunun “gezegen dostu enerji” üretimi açısından “dönüm noktası” olduğu vurgulanıyor.
Ember’ın 2023 raporuna göre güneş ve rüzgar enerjisindeki büyüme, küresel enerji ihtiyacındaki artışın yüzde 80’ini karşıladı. 2023’te bu artışın tamamının yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılanması bekleniyor. 2023’te dünyada fosil yakıtlardan elektrik üretimi ilk kez küresel bir resesyon ya da pandemi gibi faktörler olmadan azalmaya başlayabilir.
Rapora göre rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı bu yıl yüzde 12’ye yükselerek rekor kırdı.
Raporun yazarlarından Dave Jones, “Artık fosil yakıtlardan enerji üretiminden kaynaklanan salımların düştüğü çağ için dönüm noktasına ulaştık. Rüzgâr ve güneş enerjisinin yanıt olduğunu biliyoruz ve bunları bir an önce kurmak için bir yol haritası belirlememiz gerekiyor” diyor.
Raporun yazarları, yenilenebilir enerji alanındaki büyümenin büyük ölçüde Çin’den kaynaklandığını söylüyor.
2022’de küresel rüzgar enerjisi ilavesinin yaklaşık yüzde 50’sini ve güneş enerjisinin yaklaşık yüzde 40’ını Çin tek başına gerçekleştirdi.
Enerji üretiminden kaynaklanan sera gazı salımları küresel ısınmada en önemli rolü oynuyor. 2021’de dünya çapında enerji üretiminden kaynaklı karbon salımları tüm salımların üçte birini oluşturdu.
Petrol, gaz ve kömürün enerji üretiminde kullanılması bu salımları artırıyor.
Nükleer ve hidroelektrik üretimi de dahil edildiğinde fosil yakıtlar dışındaki kaynakların enerji üretimindeki payı 2022’de yüzde 39’a yükseldi.
Rapor, geçen yıl üretilen elektriğin bugüne kadar üretilmiş en temiz elektrik olduğunu söylüyor.
Buna rağmen kömür kullanımının artmasıyla birlikte enerji sektörünün karbon salımları yüzde 1,3 artarak yeni bir rekor kırdı.
Kömürden elektrik üretimi yüzde 1,1 oranında arttı ve kapatılan kömür santrallerinin sayısı 7 yılın en düşük seviyesine geriledi.
Küresel elektrik talebinin yüzde 93’ünü kapsayan rapora göre güneş enerjisinin 2022’deki büyümesi yüzde 24 oldu.
Rapor, 2023’te rüzgar ve güneşten enerji üretimindeki artışın toplam enerji talebindeki artışından daha fazla olmasını bekliyor.
Raporun baş yazarı Malgorzata Wiatros-Motyka, “Elektrik üretiminde fosil yakıt kullanımını artırmayı bıraktığımızda, salımlarda bir düşüş görmeye başlayabiliriz. Temiz enerji üretimi, ulaşım ve ısınma gibi alanlara etkisiyle diğer sektörlerde de salımları azaltacaktır.” diyor.
Bu yıl elektrikte fosil yakıt salımlarındaki düşüşün yaklaşık yüzde 0,3 ile sınırlı olması beklenirken, yazarlar düşüşün devam edeceğine ve sonraki yıllarda hızlanacağına inanıyor.
Türkiye’de yenilenebilir enerji üretimi ne durumda?
2022’de Türkiye’nin enerji üretiminde rüzgar ve güneşin payı yüzde 15’e yükseldi. Bu, küresel yüzde 12 ortalamasından daha yüksek bir orandı ancak yüzde 22 olan Avrupa ortalamasının altındaydı.
2022’de Türkiye’de hidroelektrik santrallerden elektrik üretimi yüzde 20 oranında arttı. Buna bağlı olarak üretimde gaz kullanımı da yüzde 32 oranında azaldı.
Ember’in geçen hafta yayımladığı ve Türkiye’de yenilenebilir enerji üretimini inceleyen bir başka raporunda, 2022’de Türkiye’deki yenilenebilir elektrik üretiminin yarısının, ağırlıklı olarak doğu illerinde yoğunlaşmış hidroelektrik santrallerinden geldiği belirtiliyor.
Kuraklık riskine vurgu yapan rapor, güney illerinin güneş enerji üretimindeki potansiyelinin “yeterince kullanılmadığını” söylüyor.
Buna göre 2022’de güneş enerjisi üretiminin yarısından fazlasını yalnızca on il gerçekleştirirken, Konya tek başına yüzde 21’ini üretti. Aynı zamanda Antalya ve Van gibi yüksek potansiyelli illerin payları sırasıyla yalnızca yüzde 3 ve yüzde 2 ile sınırlı kaldı.
Rapora göre Türkiye’nin yılda 3-4 GW ilave güneş enerjisi kapasitesi hedefine ulaşması için, yeterince kullanılmayan güney ve güneydoğu illerinde güneş enerjisine yönelmesi gerekiyor.
Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nda belirtilen hedefler arasında güneş enerjisi kapasite hedefleri en iddialı olanı. Plan, güneş enerjisinin 2035 yılına kadar en büyük kapasiteye sahip enerji kaynağı olmasını hedefliyor.
2022’de 9,4 GW olan kapasitenin, 2030’da 32,9 GW’a yükselmesi ve 2035’te 52,9 GW’a ulaşması bekleniyor.
Türkiye’de güneş enerjisi kapasite artışını şebeke ölçeğinde lisanslı santrallerin aksine çoğunlukla lisanssız güneş enerjisi projeleri sağlıyor.
Bunun başlıca nedeni, ülkenin her yıl yalnızca 1 GW’lık lisanslı güneş enerjisi kapasitesi için ihale düzenlemesi.
Bu ihale dışında lisanslı kapasite inşa etmek mümkün olmadığı için Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinin çoğu lisanssız santrallerden oluşuyor.