Oxford Üniversitesi öğretim üyesi hukukçu Dr. Mehmet Karlı, AKP rejiminin Irak petrolünü yasa dışı yollarla sattığı için yargılandığı Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Merkezi’nde kendisini petrolü ‘Irak’ta IŞİD tarafından yapılan Yezidi Soykırımı’nı engellemek için sattık’ diye savunduğunu ve bu savunmanın ‘utanç verici’ olduğunu söyledi.
Dr. Karlı, Kısa Dalga’ya yaptığı değerlendirmede ‘Gerçekten merak ediyorum, bu savunma yapılırken Dışişleri Bakanlığı ile danışıldı mı? Dışişleri Bakanlığı’nın bu savunmadan haberi var mıydı? Bu savunmayı tahkim heyeti çok net bir şekilde samimi bulmamış. Bu kanımca ciddi bir şekilde utanç vericidir.’ ifadesini kullandı.
Türkiye’nin 2014-2018 30 Eylül arası kaçak yollarla aldığı petrol için Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) 27.1 milyar dolar ödeme yaptığını belirten Dr. Karlı, Tahkim Mahkemesi’nin Ankara’ya kestiği 1.4 Milyar dolar cezanın sadece başlangıç olduğunu Irak yönetimin alacağı tazminatın ciddi oranda artacağını kaydetti.
IKBY ile yasa dışı petrol ticaretini Erdoğan ailesinin kurduğu petrol şirketlerinin yaptığı ortaya çıkmıştı. Dr. Karlı, ‘ 605. Paragraf aslında kimlerin bu işten kimlerin kar ettiğini de söylüyor; bir grup petrol taciri petrolü indirimli fiyatla alıyorlar. İşte karı eden o tacirler. Ama tazminatı Türkiye Cumhuriyeti ödeyecek. Durum maalesef çok açık. Bazı petrol tacirleri kar ederken tazminatı Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak biz ödeyeceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.
Dr. Mehmet Karlı şunları yazdı:
İddia edildiği gibi Irak ile Türkiye daha bu kararın nasıl uygulanacağına dair anlaşmış değiller. Irak kararı ABD’de tenfiz ettirmek için başvurmuş. Bu bize Irak’ın Türkiye’nin üzerindeki baskıyı arttırmak için adımlar atmaya devam edeceğini gösteriyor.
Bu karar 2014 yılının başı ile 30 Eylül 2018 yılı arasındaki petrol ticaretine ilişkin tazminat kararı. Türkiye ile Irak arasındaki 1976, 1985 ve 2010 tarihlerinde değiştirilen 1973 tarihli anlaşmayı ihlal ettiğimiz artık maalesef kesin hüküm haline gelmiş durumda. Dolayısıyla Irak tabii ki 30 Eylül 2018 sonrası için de tazminata hak kazanacaktır. Dolayısıyla ödeyeceğimiz tazminat ciddi olarak artacak.
Aleyhimize tazminat verilirken iki önemli kalem var. Birincisi IKBY’nin petrolü, Irak merkezi hükümeti satsa satacağı fiyatın altında satmak zorunda kalması. Kararın 620 ve 626. Paragrafları arası çok ilginç. 620. Paragrafta tahkim heyeti açık açık bu düşük fiyata satımdan istifade edenin aslen Türkiye Cumhuriyeti olmadığını söylüyor. 605. Paragraf aslında kimlerin bu işten kimlerin kar ettiğini de söylüyor; bir grup petrol taciri petrolü indirimli fiyatla alıyorlar. İşte karı eden o tacirler. Ama tazminatı Türkiye Cumhuriyeti ödeyecek. Çünkü heyet açıkça “önemli olan Irak’ın ne zarara uğradığıdır; bu zarara Türkiye Cumhuriyeti’nin ihlali yol açmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu işten kendisinin kar etmiş olmaması önem arz etmez” diyor. Durum maalesef çok açık. Bazı petrol tacirleri kar ederken tazminatı Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak biz ödeyeceğiz.
Son olarak bir de kararın soykırım ile ilgili kısmı var ki bunu tamamen yeni öğreniyoruz. Türkiye dava kapsamında, IKBY ile yaptığı petrol ticaretinin Irak’ta IŞİD tarafından yapılan Yezidi Soykırımı’nı engellemek için olduğunu iddia etmiş. Yani Türkiye, “ben IKBY ile petrol ticareti yaptım ki Peşmerge güçleri Yezidi Soykırımını engelleyecek güce ulaşabilsinler” demiş. Bu savunmayı yaparken Türkiye, soykırımı engelleme yükümlülüğünün uluslararası hukukun amir bir hükmü haline geldiğini iddia etmiş. Gerçekten merak ediyorum, bu savunma yapılırken Dışişleri Bakanlığı ile danışıldı mı? Dışişleri Bakanlığı’nın bu savunmadan haberi var mıydı? Bu savunmayı tahkim heyeti çok net bir şekilde samimi bulmamış. Petrol ticareti IŞİD saldırılarından önce başladı ve sonrasında devam etti; arada bağlantı yok demiş. IKBY’nin bu fonları soykırımı engellemek için kullandığına dair kullandığına dair delil yok demiş. Bu gibi hassas bir konuyu bu şekilde bir savunma aracıne çevirmek ve akabinde bu savunmanın samimi. Bulunmaması da kanımca ciddi bir şekilde utanç vericidir. Dediğim gibi Dışişleri Bakanlığı yetkilileri bu savunmadan haberdar mıydılar gerçekten merak ediyorum.