Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin kapatılma davasının 3. duruşması öncesinde İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. Platformun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, “Aileye zarar veriyoruz diye bizi kapatmak istiyorlar ama o aileler açlık sınırında yaşıyor, memlekette bu rezalet durum varken konu biz miyiz” dedi.
Kav şunları söyledi:
“Biz her hava şartında, her türlü zorlukta kadın cinayetlerini durdurmaya ve bunun için mücadele etmeye kararlıyız. Kapatma davası açılalı bir yıla yaklaştı. Bu son bir yıldır uğraşılacak şey bu memlekette bu mudur? Aileye zarar veriyormuşuz diye bizi kapatmaya çalışıyorlar ya. O aileler açlık sınırında yaşıyor açlık.”
Platform avukatlarından Leyla Süren de 11 kurşunla öldürülen meslektaşı Müzeyyen Boylu’yu anarak başladığı konuşmasında şu vurguları yaptı:
“5 Ekim’den bu yana 95 davaya girmişiz. 161 duruşma yapılmış. Ve biz hala burada kanuna ve ahlaka aykırı gelmekten yargılanıyoruz. Bir derneğin tabelası kanuna aykırı gelemez, sandalyesi masası aykırı gelemez. Gönüllü avukatları, gönüllüleri, kayıp aileleridir o zaman kanuna ve ahlaka aykırı gelen. Biz katilleri yakaladığımız için ahlaka aykırı davranıyoruz avukatlar olarak! Ya da biz üzeri kapatılmak istenen nitekim şubatta deprem varken 11 kadın öldürüldü. Ve Türkiye’de ilk kez 12 şüpheli kadın ölümü oldu. Şüpheli ölüm kadın cinayeti sayısını geçti. Çünkü diyorlar ki, ‘Nasıl olsa kimse işini yapmıyor. Bari gizleyerek öldürelim.’ Bu nedenle bu dava çok önemlidir.”
Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise bu davanın bütün kadınların davası olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bizler her gün kadınlar öldürülürken, kadınların yaşaması için, en temel yaşam hakkı için mücadele ediyoruz. Kadınlar eşit, özgür yaşasın diye mücadele ediyoruz. LGBT+’lara ayrımcılık yapılmasın diye, nefret cinayetlerine kurban gitmesinler diye mücadele ediyoruz. Ve sadece bununla da kalmıyoruz, bizler kim eşitsizliğe uğrarsa kim haksızlığa uğrarsa onun yanında yer alıyoruz. Bütün eşitsizliklere karşı da mücadele ediyoruz. Depremde halkın enkaz altında bırakılmasının karşısında halkımızla birlikte mücadele ediyoruz. Çünkü biz biliyoruz, kadın cinayetleri durdurulabilir, depremlerin ardından enkazlar olmayabilir.
Kadınları ayakta tutan 6284 sayılı kadına yönelik şiddetten koruyacak olan kanunu hangi anlayış kaldırmak isteyebilir? İstanbul Sözleşmesi’nden hangi anlayış imzayı geri çekti? Bu anlayış Taliban anlayışıdır. İran’daki Molla rejiminin anlayışıdır. Biz bu anlayışı tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Yakındır mücadele arkadaşlarım. 6284 sayılı Kanun etkin uygulanacak. İstanbul Sözleşmesi etkin uygulanacak.
Hani Yeniden Refah Partisi temsilcileri açıklıyor ya? Kadının beyanı esas alınmamalıymış. Mirastan faydalanmamalıymış, nafaka almamalıymış. Medeni Kanun konusu, modern haklar konusu bir ülkenin medeniyeti söz konusu. Bu yüzden 14 Mayıs’taki seçimde 6284 diyerek oylarımızı kullanacağız. Kadınların seçimini onlara göstereceğiz.”
Aileler adına Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral ise hükümetin istifa etmesini istediğini belirterek şunları söyledi:
“İlk günden beri kadın cinayetlerini durduracağız platformu bizi asla yalnız bırakmadı. Öfkem çok büyük. Platformun kapatılması, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi, sırf tarikatlardan oy kaybetmemek için kadınların üzerinden siyaset uyguluyorlar. Platform kapatılsa da kapatılmasa da biz her zaman buradayız. Cumhurbaşkanına asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ölüler hakkını helal edemez.”