Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) önündeki süreç sonuçlanıncaya kadar Selahattin Demirtaş için “tutukluluk dışı her türlü önlemin değerlendirilmesini” isteyen bir ara karar aldı. Karar, Bakanlar Komitesinin bu hafta Strasbourg’da düzenlenen AİHM kararları gündemli toplantısında alındı.
Komitenin kararında, Demirtaş hakkında AİHM tarafından 22 Aralık 2020 tarihinde açıklanan hak ihlali kararının yerine getirilmediği bir kez daha tekrarlandı. Demirtaş’ın mevcut tutukluluk hali konusunda 7 Kasım 2019 tarihinde AYM’ye yaptığı bireysel başvurunun, AİHM kararına rağmen hâlâ sonuçlanmamış olması da “esef verici” olarak tanımlandı.
Ankara’ya çağrı: Karar en kısa sürede açıklanmalı
Kararda Ankara’dan, “AYM’nin AİHM kararı temelinde Demirtaş’ın tutukluluk hali konusunda en kısa sürede karar açıklaması için her türlü önlemi alması” istendi. Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını sağlamak için “AYM önündeki süreç sonlanıncaya kadar tutukluluk dışı diğer önlemlerin değerlendirilmesi” çağrısında bulunuldu. Avrupa Konseyi kulislerinde bu önlemlerin “Demirtaş için ev hapsi, elektronik kelepçe ya da adli kontrol şartıyla serbest bırakılma” gibi formüller olabileceği konuşuluyor.
AİHM, Demirtaş’ın tutuklu olmasının “çoğulculuğu bastırma ve demokratik toplum kavramının özünde yer alan siyasi tartışma özgürlüğünü sınırlama yönünde ağır basan bir amaç izlediğinin her türlü makul şüphenin ötesinde tespit edildiği” sonucuna varmış ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “haklara getirilen kısıtlamaların sınırlandırılması”yla ilgili 18’inci maddesinin ihlaline hükmetmişti. Mahkeme, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamının, uğradığı hak ihlalini sürdüreceğini, bunun da Türkiye’nin AİHM kararlarına uyma yükümlülüğünü ihlal edeceğini belirtip, “derhal serbest bırakılmasını” kararlaştırmıştı.
Ankara’nın tutumu
Ankara, Bakanlar Komitesine ilettiği görüşlerde, Demirtaş hakkındaki 20 Eylül 2019 tarihli tutukluluk kararının AİHM’nin 22 Aralık 2020 kararı kapsamında girmediği ve Demirtaş’ın bu tutuklama kararıyla ilgili olarak AİHM’ye yeni bir başvuruda bulunduğu tezleriyle savunma yaptı. Türk hükümeti Bakanlar Komitesinden “Demirtaş’la ilgili AYM ve AİHM kararlarını beklemesini” de istedi.
Demirtaş’ın avukatları ise toplantı öncesi Komiteden, Demirtaş’la ilgili AİHM kararının yerine getirilmemiş olması nedeniyle, Osman Kavala davasında olduğu gibi Ankara’ya karşı “ihlal prosedürü” başlatılabileceği mesajını vermesi, Demirtaş davasının Bakanlar Komitesinin her toplantısında gündeme alınmasını, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ve üyesi devletlerin konuyu Ankara ile diplomatik görüşmelerde gündeme getirmelerini ve Türkiye Dışişleri Bakanına konu hakkında bir mektup yazılmasını talep etti.
Osman Kavala da görüşüldü
Bakanlar Komitesi, Demirtaş kararına ek olarak Osman Kavala dosyasını da görüştü. Toplantı sonunda Kavala’nın AİHM kararına rağmen hâlâ tutuklu olmasını bir kez daha eleştiren Komite, yargı organlarının “Kavala’nın tutukluluk halini sonlandırarak, kendisine yönelik cezai suçlamaların olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırabileceğini” not etti.
Kararda, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türkiye raportörlerinin geçtiğimiz haftalarda Kavala’yı cezaevinde ziyaret etmelerinin “ilgiyle not edildiği” belirtildi. Buna karşılık, AİHM kararlarının uygulanışında denetim yetkisine sahip yegâne organın Bakanlar Komitesi olduğuna vurguda bulunuldu. Bu kapsamda Ankara’ya, Kavala dosyası için Komite bünyesinde büyükelçiler düzeyinde oluşturulmuş “Temas Grubu” ile gecikmeksizin daha sıkı diyalog yürütmesi çağrısında bulunuldu.
Kavala’yı ziyaret eden raportör DW Türkçe’ye konuştu
Öte yandan, Silivri Cezaevi’nde Osman Kavala ile görüşen AKPM Türkiye raportörü İngiliz parlamenter John Howell, ziyareti DW Türkçe’ye değerlendirdi. AİHM kararları gereği Kavala’nın serbest bırakılması gerektiğini belirten Howell, “AİHM bu yönde iki karar aldı. Bunun tartışılacak bir yanı yok. Ya evet ya hayır. Ancak Türk makamlarının bizlerin Sayın Kavala’yı ziyaretimize izin vermelerini çok olumlu bir sinyal olarak görüyoruz. Bu konuda aramızda gelecekteki müzakereler için bir temele sahip olmamız açısından iyi bir işaret” dedi.
Kavala ile sıcak bir ortamda görüştüklerini anlatan Howell, “Yaklaşık 1,5 saat kadar görüştük, yeterince uzun bir süredir. Üstünde kendi giysileri vardı. Çok sakindi. Kendimi en sevdiğim amcamla çay içiyormuş gibi hissettim. Böyle bir ortam hakimdi görüşmeye. Hiç unutulmaması gereken unsur, bu kişinin 5,5 yıldır geçici tutukluluk koşulunda olmasıdır. Buna rağmen kendisinde hiçbir kin duygusu, hınç işareti gözlemlemedim. Çok kuvvetli bir karaktere sahip. Fiziksel planda durumunun iyi olduğunu gördük. Kendisine cezaevinde güvenlik konusunda sorular yönelttik. İyi olduğunu söyledi. Kendisini orada güvende hissedip hissetmediğini sorduk. Güvende olduğunu söyledi. Tutukluluk koşulları ve güvenliği konularında olumlu yanıtlar aldık” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkarılmasını istemiyor”
Kavala ile Bakanlar Komitesi sürecini de görüştüklerini belirten Howell, “Osman Kavala Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkarılmasını kesinlikle istemiyor. Bizlerin de kullandığımız ‘Türkiye’nin dostları’ ifadesini kullanıyor. Hepimiz burada Türkiye’nin dostlarıyız. Gelecekte Türkiye için her şeyin en iyisini diliyoruz. Buna, Batı denetimi karşısında sağlam kalabilecek bir insan hakları yaklaşımı da dahil. Kendisi de bundan yana. Türkiye ile bu sorunun çözümlenmesini istiyor. Elbette serbest bırakılmayı arzuluyor. Ancak diğer tutukluları da düşünerek büyük resme baktığına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Seçim sonuçları merakla bekleniyor
Bakanlar Komitesi bu hafta aldığı kararlarla Demirtaş ve Kavala dosyalarında Ankara ile diyaloğu ön plana çıkarmış olduğu mesajı verdi. Strasbourg kulislerinde Avrupa devletlerinin bu iki dosyada somut adım atmadan önce Türkiye’deki seçim sonuçlarını bekleme eğiliminde oldukları yorumları da yapılıyor.
Komite Demirtaş ve Kavala dosyalarını haziran ayında yeniden görüşecek.
KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE – KAYHAN KARACA