İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hatay’da düzenlediği basın toplantısında deprem sonrasındaki koordinasyon yetersizliğini eleştiren gazeteci ve basın kuruluşlarını hedef aldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hatay İl Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezinde dün akşam düzenlediği basın toplantısında deprem sonrasındaki koordinasyonun yetersiz olduğu ve yardımların geç kaldığı yönünde eleştirilerde bulunan, aralarında Deutsche Welle’nin de bulunduğu yayın kuruluşlarını ve gazetecileri hedef aldı.
Bakan Soylu açıklamasında, “Bazı muhalif gazetelerde özellikle üç-dört tane köşe yazarı veya Deutsche Welle gibi yabancı ülkeden buralarda görevlendirilmiş kişiler deprem sabahıyla ilgili birtakım tezviratlar ortaya koymaktadırlar” iddiasında bulundu. Soylu sözlerini “Bunların hepsinin yalan olduğunu söylemek istiyorum. Bunlar ayıp şeylerdir. Lütfen bu yalanları, bu iftiraları ortaya koyarak hem çalışanların hem de bizlerin zamanını almayın” şeklinde sürdürdü.
“Hayatta hiç olmamış, vuku bulmamış meselelerin, işte deprem sabahı Milli Savunma Bakanı şöyle yaptı, İçişleri Bakanı böyle yaptı, ötekisi öyle yaptı gibi” konuların yazıldığına işaret eden Bakan Soylu, Türkiye Afet Müdahale Planı’nın hemen devreye girdiğini ve saat 05.30’da dördüncü seviye uluslararası çağrı yapılarak, devlet kapasitesinin harekete geçirildiğini söyledi.
Deprem bölgesinde “Acaba buradan bir siyasal çıkar elde edebilir miyiz?’ diyenleri görüyoruz. Birileri eline kamera almışlar, birileri eline el feneri almış ‘nerede eksik görsem de kamuoyuna paylaşsam’ diye dolanıyorlar” diye konuşan Soylu, Hollanda’nın üç katı büyüklüğündeki bir alanda etkili olan depreme devletin hemen müdahale ettiğini savundu.
RSF’den basın özgürlüğü uyarısı
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Almanya örgütü tarafından geçen hafta yayımlanan basın açıklamasında da Türk hükümetine ülkede yaşanan deprem felaketinin basın özgürlüğünün “daha da kısıtlanması” için kullanılmaması uyarısı yapılmıştı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından gazetecilere yönelik psikolojik şiddet, tutuklama, dava açma, internette kovuşturma ve Twitter’e erişimin kısıtlanması gibi yollarla basın özgürlüğünün ihlal edildiğinin kaydedildiğine işaret etmişti.
Açıklamada ayrıca yabancı medya organları üzerindeki baskının da arttığına, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın deprem bölgesine gitmek ve depremzedelerle konuşmak isteyen yabancı medya mensuplarına akreditasyon zorunluluğu getirdiğine dikkat çekilmişti.