Büyük yıkıma yol açan Kahramanmaraş merkezli iki depremin üzerinden 10 gün geçmesine rağmen barınma, ısınma, tuvalet, banyo, temiz su ve güvenlik sorunları çözülemedi. Prof. Dr. Ali Osman Karababa, “İnanılmaz bir örgütsüzlük var. Hiç böylesini görmedim” dedi.
6 Şubat’ta birkaç saat arayla meydana gelen iki büyük deprem 10 ilde on binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açtı.
Yardımların geç ulaştığı bölgede hayatta kalanlar bir yandan acılarını yaşarken diğer yandan zor koşullarla mücadele ediyor.
Hava çok soğuk. Çadırlar soğuktan koruyamıyor. Konteyner veya prefabrik evler barınmak için daha uygun. Ancak henüz bölgeye ulaştırılmadılar.
‘Organizasyon hâlâ çok yetersiz’
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, bölgedeki organizasyonun hâlâ çok yetersiz olduğunu söyledi.
Fincancı, çok fazla yardım gönderildiğini ancak koordinasyon eksikliği nedeniyle bunların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamadığını belirtti. TTB başkanı, ayrıca birinci basamak sağlık hizmetlerinin bir an önce başlatılması gerektiğini söyledi.
Şu anda deprem bölgesinde bulunan halk sağlığı uzmanı Karababa gördüklerini şöyle özetledi: “Şimdiye kadar çoktan düzenli, geçici barınma yerleri, yeteri kadar tuvalet, duş vs. kurulmalıydı. İnanılmaz bir gecikme var. Bunca malzeme gönderilirken, neden hala bir düzen içinde bölgeye ulaşmasında sorun yaşanıyor? Kavramakta zorluk çekiyorum” dedi.
Profesör, depremzedelerin bir an önce dağınık çadır yerleşimden düzenli, geçici barınma alanlarına nakledilmesi gerektiğini belirtti: “Bu bir zorunluluk. Bulundukları yere tuvalet kabini götürülse gideri nereye bağlanacak? Yeterli güvenlik önlemleri hızla alınarak, düzenli barınma yerlerine taşınmaları lazım.”
Çadır kentler ne yeterli ne de güvenli?
Osmaniye’deki çadır kentte dün bir yangın çıktı. Yaralanan ya da ölen olmadı. Ancak çadır kentlerin bir dezavantajı da yangın riski. Nitekim Türk Tabipleri Birliği (TTB) geçtiğimiz günlerde Adıyaman Merkez’deki Eğriçay Parkı’nda AFAD tarafından kurulan 1500 kişilik çadır kentin afet yönetimi açısından ‘skandal nitelikte’ olduğu uyarısı yapmıştı. Çadır kentin eksiklikleri ve yerleşim biçimi itibariyle yangınlara ve bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkardığı söylenmişti. TTB, “Çadırlar arası mesafe bir metreden daha az ve soba boruları birbirine bakıyor. Bu haliyle yangın riski çok yüksek. Çadır kentte su, banyo ve temiz tuvalet yok. Bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkma ve yaygınlaşma riski çok yüksek” demişti.
Karababa da çadırların arasında en az 8 metre, çadırlarla yol arasında da en az 2 metre mesafe bulanması gerektiğini bir kez daha hatırlattı: “Çadırlarda soba yangın riski oldukça yüksek. Çadır kent yerleşim kuralları bellidir, mesafelere uymakta yarar var. Aileler birbirinin seslerini duymayacak mesafede olmalı.”
‘Acilen tuvalet ve duş birimleri kurulmalı’
Deprem bölgesinde tuvalet ve banyo hala büyük sorun. Bu hijyen açısından ciddi sıkıntılara zemin hazırlıyor. Uyuz, bit, ishal vakalarında artış bildiriliyor.
Şimdiye kadar barınma yerlerine su depolarının mutlaka sağlanmış olması gerektiğini söyleyen Karababa, şöyle devam etti: “Kural olarak geçici barınma yerinin nereye kurulacağı belirlenip, su şebekesinin döşenmesi gerekiyordu. Geçici barınma yerlerinde acilen tuvaletler, duş birimleri kurulmalı ve giderlere bağlanmalı. Su mutlaka verilmeli. Tankerlerle getirilen sular yüklendiğinde süper klorlama yapılmasında yarar var. Temizlik etkin sağlanmadığı ve hijyenik önlemler alınmadığında, temasla bulaşan hastalıkların riski artıyor. Uyuz, bit, belki pire bile görülebilir. Cilt hastalıkları da eklenebilir. Bunları önlenebilmesi için banyo yapılması için alt yapı oluşturulması gerekli.”
‘Çok malzeme gönderiliyor, neden hala eksik var?’
Tüm bölgede çöp dağları oluşmaya başladı. Çöpler sıçan, fare, sinekler gibi hastalık taşıyan vektörlerin üremesi için uygun ortam yaratıyor.
Profesör de çöplerin acilen toplanması gerektiğini söyledi: “Artık depremin onuncu günündeyiz. Önlemler çoktan alınmalıydı. Buralardan konteynırlar, karavanlar, malzemeler gönderiyoruz. Bütün bunlara rağmen eksikliğin olması kabul edilebilir bir şey değil.”
Bölgeden ishal vakaları bildiriliyor. Bu bile tek başına sorunları işaret ediyor.
Karababa, “Bu hastalıkların görülmesi güvenilir su ve gıdaya ulaşımla ilgili sorunların ön planda olduğunu gösteriyor. Eğer önlemler alınmazsa artabilir. Gıda ve su hijyeninin yanında kişisel hijyen önemlerine dikkat çekmek isterim. Bunlar elbirliğiyle karşılanmalı” dedi.
‘Çadırlar havalandırılmalı’
Öte yandan çadırlarda ısınma kaynaklı sobaların kullanımı ve yeterince havalandırma yapılmaması nedeniyle karbonmonoksit zehirlenmeleri başladı.
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) İnfeksiyon Çalışma Grubu Sözcüsü Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu, çadır ve konteyner şartlarının çocuk ve yetişkinlerde bakteriyel ve viral enfeksiyonlarla, Covid-19 vakalarında artışa neden olabileceğini söyledi. Kömürcüoğlu, çadırlarda ve araçlarda kalanların ortamı sık sık havalandırmasının hayati önemi olduğunu belirtti.
KAYNAK: DİKEN – MESUDE ERŞAN