Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, deprem bölgesindeki kişilerin yıkılan molozlara dokunması, demir çubuklara temas etmesi, çivi batması veya vücuda yabancı madde girmesi nedeniyle bulaşabilecek hastalıklara karşı dikkat etmesi gerektiğini vurguladı, “Deprem bölgesindeki her yurttaşımızın muayenesiyle birlikte mutlaka bir doz tetanos aşısını yaptırması gerekiyor. Çalışan gönüllüler de dahil” dedi.
Depremden kurtulanların çadırlarda veya konteynerlerde toplu yaşadığına dikkat çeken Yalçın, afetzedelerde grip, koronavirüs, difteri, kızamık, kabakulak, kolera, dizanteri, uyuz ve şarbon gibi hastalıkların da görülebileceğini söyledi, hastalıklardan korunmaları için maske kullanımının artırılması, el hijyenine dikkat edilmesi ve fiziksel temasın azaltması gerektiğini belirtti.
Doğal afetler sonrası gelişen enfeksiyonların ciddi halk sağlığı sorunu oluşturduğunu anlatan Yalçın, solunum yolu enfeksiyonları, toplu yaşama bağlı gelişen enfeksiyonlar ve olumsuz yaşam koşullarına bağlı gelişebilecek enfeksiyonlara karşı da uyarıda bulundu.
İkinci aşamada görülen enfeksiyonların, genellikle toplu alanlarda yaşamak zorunda kalan kişilerde görüldüğünü belirten Yalçın, şöyle konuştu:
“Felaket sonrası altyapı olanaklarının ortadan kalkması sonucu özellikle mide bağırsak sistemi enfeksiyonları görülüyor. Bunlar dizanteri, kolera, tifo gibi hastalıklardır ya da bazı virüslerin taşıdığı hastalıklar önem taşıyor. Sıtma ve tifüs hastalığını da yöresel faktörleri göz önünde bulundurarak düşünmek gerekiyor. Virüslerin oluşturduğu Batı Nil humması veya Japon ensefalit hastalıkları düşünülebilir. Bu toplu yaşamın getirdiği en büyük sıkıntılardan biri de uyuz hastalığıdır. Uyuz hastalığı uzun süre insanların bir arada yeterince temizlik alışkanlıklarını yerine getirmemeleri sonucu böyle bir risk var. Hayvancılık yapanlarda şarbonla ilgili cilt vakaları karşımıza çıkabilir.”
Yalçın, üçüncü aşamada Hepatit A virüsüne karşı uyardı:
“”Hepatit A virüsü özellikle gıdalarla alınan bir virüstür. Altyapının yeterince olmaması sebebiyle bu virüsün suya karışması ya da bu suyla temas olması sonucunda alınabilecek bir virüstür. Az da olsa çocuk felci de düşünülebilir. En son olarak bakteriyel hastalıklar olumsuz koşulların getirdiği durumlarla bağlantılı olarak karşımıza çıkar. Afetzedelerin ilk olarak sağlık kuruluşlarına başvurarak fiziki muayeneden geçmesinde yarar var.”