Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme hazırlık planlarının masa başında kaldığını, hiçbir şey yapılmadığını söyledi.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum (AFAD) başkanlığı, 2020’de Kahramanmaraş’ı ‘il afet risk azaltma planı projesi’nde pilot şehir seçmiş ve bu doğrultuda İl Afet Risk Analizi Planı (İRAP) hazırlamıştı. Planda Maraş’ın ilçe ilçe 7.5 büyüklüğündeki bir depremden nasıl etkileneceği, nerelerde zemin sıvılaşması yaşanacağı ve depreme dirençli olabilmek için neler yapılması gerektiği yazıyor. Üç yıl sonra gelinen nokta, beş gündür gözlerimizin önünde…
İRAP’la ilgili Diken’in sorularını yanıtlayan Görür’e göre, plan ‘masa başı işi’ olarak kaldığı için hayata geçirilemedi.
Planla hedeflenen neydi?
Naci Görür: Depremle ilgili çeşitli kurum ve kuruluşlara görev vermişler, o görevleri ne zaman, nasıl yapmaları gerektiğini de söylemişler. Gözetim ve denetim mekanizması da koymuşlar. ‘Maraş’ta olabilecek bir depremde etkilenecek çürük evleriniz varsa mesela şu tarihe kadar bunları belirleyin, evlerin muayenesini yapın veya güçlendirmeleri halledin’ demişler.
Sanırım bütün kentlerde aynı model uygulanmış. İstanbul’unkini gördüm, orada da büyükşehir belediyesi ve AFAD’ın aralarında bulunduğu çok sayıda kuruma görev verilmiş, görevlerin tamamlanması için tarihler verilmiş.
Ben yapılıp yapılmadığını sorduğumda ilçe belediye başkanı “Bize para mı veriliyor ki yapalım” diyor. Bir finansal kaynak tanımlanmayınca “Bunu yapın” demekle olur mu?
‘Şimdiye kadar hiçbir şey yapmadan ne yapılıyor?’
Maraş il risk azaltma planında olası bir 7,5 büyüklüğündeki deprem karşısında meydana gelebilecek tehlikelere işaret edilmiş. Manzaraya bakınca bu risklerin gerçekleştiği görülüyor. Maraş’taki yıkımın büyüklüğü, can kaybının fazla olmasında bu planın hayata geçirilmemesinin payı var mı?
Depremin büyüklüğü, etki edeceği alan belliydi. Orası deprem hattı. Maraş ebediyen o bölgede var olacaksa deprem dirençli bir kent olmak için hazırlanacak. Deprem dirençli bir kent olmak için hazırlanırken deprem tehlikesini bilirsin. Bu fayın en fazla ne kadar büyüklükte bir deprem üreteceğini, en büyük deprem potansiyelini…
Maraş il afet risk azaltma planındaki 7,5 büyüklüğündeki bir depreme dayanmak için öncelikle halkın deprem öncesi ve sonrasıyla ilgili bilgilenmesi, beceri kazanması gerekir. Altyapının depreme dirençli hale getirilmesi yani kanalizasyon şebekesinin, içme suyu şebekesinin, barajların, doğalgaz şebekesinin, yollar, köprüler, viyadüklerin, yapı stokunun 7,5 büyüklüğünde depremde hasar görmeyecek şekilde geliştirilmesi gerek. Aksi bir durum varsa yıkıp yeniden yapacaksın.
Bu işler bir günde olmaz tabii, ama sen hiçbir şey yapmaz yumurta kapıya dayanınca başlarsan olmaz. Türkiye 1939’dan bu yana depremlerle karşı karşıya kalıyor. Şimdiye kadar hiçbir şey yapmadan ne yapılıyor?
‘İRAP geç başladı ama doğru başladı’
Maraş planında hayata geçirilecek eylem kalemleri yer alıyor. Bunların bazılarının belirli bir tarihe kadar hayata geçirilmesi öngörülmüş. Bunların ne kadarı hayata geçirildi, gerçekleştirilemeyen eylemlerin sebebi kaynak yokluğu mu?
Yasal mevzuatta devlet onların altyapısını yaptı. İRAP geç başladı, ama doğru başladı. İRAP’ı ciddiye alsalardı, devlet de bunu ciddiyetle takip etseydi bütün illerde harıl harıl deprem hazırlığı yapılıyor olmalıydı. Ama bunlar yapılmadı, çünkü ‘masa başı işi’ halinde yürütüldü.
Bilgileri kompoze ettiler, oradan kes buraya yapıştır raporlar hazırlandı. Bu çalışmalar sahaya inilip yapılsa kentlerimiz deprem dirençli olur, depremin zararları minimize edilirdi. Maraş hazırlığını yapmış olsaydı “Hazırlığımızı 7,5 büyüklüğündeki bir depreme göre yaptık, bu 7.7 oldu” diyebilirlerdi, ama o zaman zarar daha az olacaktı.
‘Para verilmezse nasıl yapalım?’
Katıldığınız bir haber programında il risk azaltma planının bir hukuki sorumluluk belgesi olduğunu söylediniz. Hatta bunu İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın da kabul ettiğiniz belirttiniz. Planı hayata geçirmeyenler kayıp ve yıkımdan hukuki olarak sorumlu mudur?
İRAP’ı devlet hazırlıyor. Benim kanaatime göre bu hukuki bir belgedir. Çünkü bildiğim kadarıyla cumhurbaşkanlığı kararnameyle bizzat gönderiyor bunu. Herhangi bir nedenle “Bunu hayata geçirmedim” denilebilir mi? Hayatını kaybeden insanların aileleri başvursa “Devletin böyle bir planı vardı, yapmadılar” dese niye yapılmadığı izah edilecek.
Ben bunu belediye başkanlarına söylediğim zaman “Hocam haklısın” dediler ama “Para verilmezse nasıl yapalım, söylemekle olur mu? Bu işin arkasında bir finans kaynağı olması lazım. Emir veren adam finans kaynağı gösterecek ki yapayım” diyorlar. Bu plan hayata geçseydi herkes yapacaktı.
ÇHD’den suç duyurusu
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yıkılan binalarla ilgili bugün yedi ilde soruşturma başlatılmıştı. Prof. Dr. Görür de katıldığı bir haber programında İRAP’ın hukuki bir sorumluluk doğurduğunu söylemişti.
Görür’ün bahsettiği hukuki sorumluluğa ilişkin Çağdaş Hukukçular Derneği de Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili kurum ve kuruluşlarla ilgili suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu dilekçesinde yıkılan yapıların mimari/statik projesinin, yapıldığı dönem itibariyle yürürlükteki yasalara ve yönetmeliğe uyup uymadığının, statik, betonarme ve mimari projenin, yapının en önemli taşıyıcı elemanları olan kolon ve kirişlerin donatılarının, kolon ve kiriş kesitlerinin, etriye aralıklarının yönetmelik kriterlerini sağlayıp sağlamadığının, işçilik ve malzeme hatası bulunup bulunmadığının tespit edilmesi istendi. Bu sebeple enkaz kaldırılmadan önce bilirkişi heyetinin inceleme yapması, enkaz kaldırıldıysa binalardan demir, beton, kolon numunelerinin alınması talep edildi.
İl bazında yapılan suç duyurusuna göre, hakkında ‘olası kastla insan öldürme’, ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ ve ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlamalarıyla işlem yapılması istenen kişiler şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bakan yardımcısı ve müsteşarları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bakan yardımcısı ve müsteşarları, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bakan yardımcısı ve müsteşarları, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bakan yardımcısı ve müsteşarları, TBMM Bayındır, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı Tahir Akyürek, komisyon başkan vekili Metin Yavuz, Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu.
Devlet Planlama Teşkilatı, AFAD Başkanı Yunus Sezer, AFAD Başkan Yardımcıları Uğur Sezer ve Hamza Taşdelen, AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü Orhan Tatar, AFAD Barınma ve Yapım İşleri Genel Müdürlüğü Nehar Poçan, depremden etkilenen kentlerin valileri ve belediye başkanları, AFAD il müdürlükleri, Çevre ve Şehircilik il müdürlükleri, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm şube müdürlükleri, Yapı Denetimi şube müdürlükleri, yıkılan binaların müteahhitleri ve sorumluları, yapı ruhsatı veren kurumlar, denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kurumlar.
KAYNAK: DİKEN – CANAN COŞKUN