Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetten Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşme yürütenler olduğunu öne sürdü.
Erdoğan dün katıldığı TRT yayınında Altılı Masa ve HDP’yi kastederek, “Şu anda 7’li masanın içinde olanlardan IMF ile görüşmeler yapanlar var” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Temmuz ayında bir araya geldiği gazetecilere AKP ve MHP’yi işaret etmiş, “Türkiye’yi IMF kapısına götürecek Cumhur İttifakı’dır” demişti.
Gazete Duvar’ın haberine göre, gazetecilerin “IMF’ye başvurmaksızın bu ekonomi düzelebilir mi?” sorusuna Öztrak, “saydam ve şeffaf bir yönetim iş başına geldiği anda Türkiye’ye olan güvenin geri geleceğini” söylemiş ve sözlerini şöyle sürdürmüştü:
“Hala dünyada para bol. Dünya piyasasından borçlanmak, IMF’den borçlanmaktan daha ucuz. Küresel piyasalardan finansman ihtiyacı rahatlıkla sağlanabilir. Türkiye bu krizden çıkar. Üreterek zenginleşecek bir modeli de hayata geçirebilir.
“Şu anda IMF’den fon ihtiyacı gözükmüyor, yeni güvenilir yönetim için. Mevcut yönetim hızla IMF’ye gidebilir. Türkiye’yi IMF kapısına götürecek Cumhur İttifakı’dır.”
Peki IMF nedir ve ne yapar?
IMF nedir?
IMF, 190 üye ülkesi olan uluslararası bir kuruluş ve bu ülkelerin amaçları küresel ekonomiyi istikrara kavuşturmak.
Birkaç şartı yerine getirdiği sürece her ülke katılmak için başvurabilir. Bunlar, ekonomisi hakkında bilgi vermeyi ve kota aboneliği adı verilen bir miktar parayı ödemeyi içeriyor. Ülke ne kadar zenginse, katkısı o kadar büyük oluyor.
IMF, ekonomiyi izlemek ve desteklemek için üç ana şey yapıyor:
- Ekonomik ve finansal olayların takibi. Ülkelerin nasıl performans gösterdiğini ve ticari anlaşmazlıklar gibi potansiyel riskleri izler
- Üyelerine ekonomilerini nasıl iyileştirebilecekleri konusunda danışmanlık yapar
- Zor durumdaki ülkelere kısa vadeli kredi ve yardım sağlar
Bu krediler esas olarak kota abonelikleri ile finanse edilmektedir. 2018’de Arjantin, 57 milyar dolarla IMF tarihindeki en büyük krediyi aldı.
IMF’nin üyelerine verebileceği toplam borç miktarı 1 trilyon dolar.
IMF’nin ana başarıları neler?
IMF genellikle borç almak için “son çare” olarak tanımlanır. Kriz zamanlarında, ülkeler mali yardım için ona başvururlar.
Harvard Üniversitesi’nden ekonomist Benjamin Friedman, IMF’nin müdahalelerinin işleri daha iyi mi yoksa “alternatifi ne olursa olsun daha kötü” mü yaptığını bilmek imkansız olduğu için, etkinliğini ölçmenin zor olduğunu savunuyor.
Ancak bazıları, Meksika’nın 1980’lerin başında borçlarını ödeyemeyeceğini açıklamasının ardından, fonun Meksika’yı desteklemedeki rolünü övüyor.
2002’de Brezilya, temerrüde düşmemek için IMF kredileri aldı. Hükümet daha sonra ekonomiyi nispeten hızlı bir şekilde tersine çevirmeyi başardı ve tüm borcunu planlanandan iki yıl önce ödedi.
IMF’ye yönelik eleştiriler neler?
IMF’nin borç verdiği ülkelere dayattığı koşullar bazen çok sert olmakla eleştiriliyor.
Bunlar, ülkeleri devlet borçlanmasını azaltmaya, kurumlar vergisini düşürmeye ve ekonomilerini yabancı yatırımcıya açmaya zorlamayı içeriyor.
Yunanistan, euro bölgesi mali krizinin 2009’da başladığı yerdi ve krizden en çok etkilenen ekonomi oldu.
Yunanistan, IMF’den kurtarma kredisi aldıktan sonra ekonomisinde önemli değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
Karşıtları, IMF’nin Yunanistan’ın izlemesinde ısrar ettiği kemer sıkma politikasının – hükümetin borçlanmasını azaltmak amacıyla – aşırı olduğunu ve ekonomisine ve toplumuna zarar verdiğini söylediler.
IMF’ye kim liderlik ediyor?
Kristalina Georgieva, 2019’dan beri IMF’nin başkanı.
Ekonomist Georgieva, daha önce Dünya Bankası’nın başkanıydı ve görevi şu anda Avrupa Merkez Bankası başkanı olan Christine Lagarde’dan devraldı.
Georgieva, Avrupa Birliği’nin (AB) en fakir üyelerinden biri olan Bulgaristan’dan IMF’ye başkanlık eden ilk isim.
Örgüt kurulduğundan bu yana, başkanlığını geleneksel olarak bir Avrupalı üstleniyor. Dünya Bankası başkanlığında ise bir ABD vatandaşı görevde oluyor.
2019’daki ilk yıllık konferansı öncesinde Georgieva, Brexit’in İngiltere ve AB için “acı verici” olacağı konusunda uyarmıştı.
IMF neden kuruldu?
IMF, 1944’te ABD’deki Bretton Woods Konferansı’nda kuruldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere, ABD ve Sovyetler Birliği de dahil olmak üzere konferansa 44 ülkeden delegeler katıldı.
Konferansta, istikrarlı bir döviz kurları sisteminin nasıl kurulacağı ve zarar görmüş Avrupa ekonomilerinin yeniden inşasının nasıl ödeneceği de dahil olmak üzere savaş sonrası mali düzenlemeleri tartıştılar.
Daha sonra bu amaçları gerçekleştirmek için iki örgüt kuruldu: IMF ve Dünya Bankası.
IMF’nin üyeleri, 1970’lerin başlarına kadar yürürlükte kalacak olan bir sabit döviz kuru sistemi üzerinde anlaştılar.
Türkiye’nin IMF ile ilişkisi nasıldı?
Türkiye, ilk kez 1961 yılında IMF’den kredi kullandı ve bu tarihten sonra toplam 19 stand-by anlaşması yaptı. Türkiye ile IMF arasında imzalanan stand-by anlaşmalarında toplam 37,7 milyar dolarlık kredi sağlanması konusunda uzlaşıldı ancak bugüne kadar kullanılan toplam kredi miktarı 30,6 milyar dolar oldu.
Türkiye, 14 Mayıs 2013’te IMF’ye 281 milyon dolar ödeme yaparak, 1994 kriziyle birlikte başlayan ve daha sonra çeşitli defalar uzatılan stand-by anlaşmaları kapsamında aldığı kredilerin son taksitini ödedi.
IMF’ye borcun ödenmesiyle ilgili Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Ankara’daki tarihi taş binasında bir tören düzenlendi. IMF’ye son taksit, dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından gönderildi.