Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsveç, boşuna uğraşma. Sen benim mukaddes kitabım Kuran’ın yakılmasına, yırtılmasına müsaade ettiğin sürece biz sizin NATO’ya girmenize ‘evet’ demeyiz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 6’lı masayaya yönelik, “Akkuyu’ya, savunma sanayi projelerine, kamu özel ortaklığı yatırımlarına dokunacağız diyerek, ülkemizin güçlenmesinden rahatsız olan Batı’ya selam veriyorlar. ‘Olağanüstü hal kararnameleri iptal edeceğiz’ diyerek kamudan uzaklaştırılan kapı arkası ortakları PKK’lılara ve FETÖ’cülere selam veriyorlar. Tamam, cumhurbaşkanı adayını belirlemekte tembellik ediyorsunuz bari vaatlerinizi oluştururken azıcık ders çalışsaydınız.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madem ‘Bay Kemal’ bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse bundan sonra kendisine kullanacağı yeni sloganını da vereyim: bay bay Kemal. “Bay Kemal herhalde Yusufeli Barajı’nı da Togg’u da kapatırsın. Senin gücün bunlara yetmez. Bu millet seni öyle kovalar ki kaçacak delik ararsın.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“Seçimlerin ardından yeni yönetim sistemimizin ilk dönemindeki tecrübeleri ışığında, sistemi daha ileri taşıyacak restorasyonları Meclisimizle yapmayı umut ediyoruz.
2023 hedeflerimizden; dünyada yaşanan onca krize, ülkemizin başına gelenlere rağmen asla vazgeçmedik, geri adım atmadık.
Başka bir ülkenin başına gelse ya da ülkemizin farklı döneminde yaşansa büyük felaketlere yol açacak nice badireyi atlattık.
Cumhuriyetimiz yaş aldıkça, eski senaryolar işlememeye başlamıştır.
Son 20 yılda ülkemizin demokrasi ve kalkınma yürüyüşü öyle hızlı oldu ki muhalefet bile gerisinde kaldı.
Önceki gün 6 parti güya aylarca çalışıp hazırladıkları ortak politikalar metni yayınladı. İnsan ister istemez bir beklentiye giriyor neyin nesidir diye. Öyle ya biz 20 yıldır gece gündüz çalışmaktan bazı konularda hata yapmış, bazı konuları ihmal etmiş olabiliriz.
Karşımızda bir aday belirlemekten aciz bir masa var. Bu masanın bizim hedeflerimizi aşacak bir belge ortaya koymasına ihtimal vermiyorduk yine de bakalım dedik, keşke bakmaz olaydık. Kendimiz adına değil, bu partilere umut bağlayanlar adına çok üzüldük. Buradan gençlere güzel eğlence malzemesi çıkar dedik. Milletimiz adına üzüntü duyduk.
Şu kadarını söyleyeyeyim, bunlar ülkede ne yapılıp edildiğine bile bakmamışlar. Baksalar, vaat ettiklerinin daha fazlasının yapılmış ya da yapılmakta olduğunu görürlerdi.
Metinde güya herkese selam veriyorlar. Kayyımı kaldıracağız, belediyelere özerklik vereceğiz diye masa altı ortakları HDP’ye selam veriyorlar. OHAL kararlarını iptal edeceğiz diye, kapı arkası PKK’lılara ve FETÖ’cülere selam veriyorlar. Terör örgütlerini kullananlara selam veriyorlar. Akkuyu’ya, savunma sanayi projelerine, kamu özel ortaklığı yatırımlarına dokunacağız diyerek, ülkemizin güçlenmesinden rahatsız olan Batı’ya selam veriyorlar İçlerinden biri ‘Batı bize aferin diyecek’ diyor. Yazıklar olsun. Buna bu kadar muhtaç mıydın ya! Düştükleri hale bak.
Ülkemizden pek çok konuda egemenlik haklarından vazgeçmesi şartına bağlanan F35 şartına geri döneceğiz diyerek, Türkiye düşmanlığı yaptığını itiraf edenlere selam veriyorlar.
Ege’deki haklarımızı koruma mücadelemizden vazgeçeceklerini söyleyerek Yunanistan’a selam veriyorlar.
Bir tek aziz milletimizin kendisine selam vermemişler!
Tamam adayı belirlemekte tembellik ediyorsunuz da bari vaatlerinizi oluştururken azıcık ders çalışsaydınız ya.
Ülkenin en önemli sorunu ekonomi diyorlar; tek çözüm önerileri, MB’nin İstanbul’daki Dünya Finans Merkezine giden birimlerini Ankara’ya döndürmek. Siz dün benim yanımda değil miydiniz ya? Biz MB’nin, Ziraat’in İstanbul’a gidişini konuşmadık mı? O gün siz ne iş yapıyordunuz? Herhalde bunlar uykudaydı.
Kafayı değiştirmeyenler bina değiştirerek sorun çözeceklerini sanıyorlar.
Önümüzdeki 5 yılda 5 milyon istihdam sözü veriyorlar. Her tarafı dökülen bir programla milletimizin karşısına çıkıyorlar. Türkiye böyle sakil bir muhalefeti hak etmiyor. Ülkeye de millete de yazık.
Aday tantanasından politika metni fiyaskosuna kadar, ülkemizde bir dönem bu konuları işleyen bir bölümü hatırladım, muhalefetin amacı iktidarı gelmek değil midir diyen bir oyuncu, ‘Türkiye’de muhalefetin amacı iktidar olmak değil, muhalefetten düşmemektir’ diyor. Bir diğer oyuncu da ‘muhalefette olmak, iktidarda olmaktan daha iyidir, aynı maaşı alırsın, sorumluluk altına girmezsin’.
Muhalefetin en üst düzey temsilcisi ve en güçlü aday alternatifi olan Kılıçdaroğlu’nun idrak derecesinin boyutunu gösteren şu örnek bile kara mizah içinde yaşadığımızın örneğinidir. Yerli ve milli vasıflara sahip olmadığına işaretle Bay Kemal diye hitap ediyoruz biliyorsunuz. Bu zat, adaylığa niyetlenince kendine sıfat aramak yerine sonundaki ünlemi anlamadan bunu sloganı hale getirmiş. Memleketin her işi gibi muhalefetin adayının sloganını bulmak da bize kaldı.
Madem Bay Kemal bu ifadeyi o kadar sevdi, kendisine yeni sloganını vereyim; bay bay Kemal! Telifini de istemeyiz, tepe tepe kullansın!
Daha geçen hafta adaylık meselesinde aynı asistliğin örneğini sergilediler. Biz çıkartamıyoruz, Cumhur İttifakı’nın da adayı olmasın dediler. Anayasa, seçim kanunu ortada, geçen haftaya kadar aklınıza gelmedi mi, madem böyle düşünüyorsunuz niye aylardır toplantı üstüne toplantı yapıyorsunuz? Neresinden tutsanız elinizde kalıyorlar.
Milletten alamadıkları iktidara kimi zaman darbecilerin kimi zaman vesayetçilerin ihsanı olarak konmak bunların tarihinde var. Dün hayallerini ve hayatını çaldıkları merhum Menderes’in sloganlarını çalıp genel merkezlerine asmışlar. Bunların Allah’tan korkularını bilmeyiz ama milletten utanmadıkları da kesin.
İnşallah milletimiz 14 Mayıs’ta bu utanmazlık siyasetine yeter diyecektir. Biz sözü de kararı da milletimize bırakarak gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.
Birileri kendi sırça köşklerinde siyasetçilik oynayadursun, biz her fırsatta milletimize gittik, gidiyoruz. Sadece 2022 yılbaşından bu yana tam 49 il ziyareti yaptık.
Bay Kemal herhalde Yusufeli Barajı’nı, TOGG’u kapatırsın! Bay Kemal senin gücün bunlara yetmez! Bu millet seni öyle kovalar ki kaçacak delik ararsın! Yanındakilerden de sana fayda gelmez!
Kapatacağız dedikleri şehir hastanelerinin en büyüğünü Ankara’ya açtık. Bay Kemal, seni SSK’dan tanırız, ne hale getirdin oraları biliriz! Savaş Ay hayatta olsa da senin yaptığın genel müdürlüğü tekrar anlatsa!
Onlar Altılı Masa’da devam etsinler, biz meydanlarda devam ediyoruz.
Açıkladıkları programı, millete hizmet etmek için değil, Batılı efendilerinden aferin almak için hazırladıklarını açıkça ikrar etmekten çekinmiyorlar.
Göbeğini kaşıyan adam diyerek değerlerine hakaret ettikleri milletin, bugün tıpış tıpış giderek bize oy vereceksin diyerek iradesini hiçe sayıyorlar.
Hükumete geldiğimizde vesayet güçlerinin bize dayattığı Gezi olaylarında şart olarak önümüze konan, kendilerinin siyasi ve hukuki mecralarda engellemek için uğraştıkları ne varsa, bu metnin ruhunda mevcut hepsi.
Biz Türkiye yüzyılı hayali ile geleceğe bakarken, bunların milletin kazanımlarına göz dikmek dışında hiçbir heveslerinin olmadığını bir kez daha gördük.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni şahsımızın malı, Çankaya Köşkü’nü atıl bir yer olarak tasavvur eden zihniyetin çapı bu kadardır.
Biz 15 seçimin tamamını kazandığımız halde 14 Mayıs seçimine de ilk günkü ciddiyetle, azimle, inançla, heyecanla hazırlanıyoruz.
Bay Kemal, hiç üzülme, bu akşam TRT yayınını Çankaya Köşkü’nde yapacağım.
Çankaya Köşkü bizim şahsi malımız değil. Tamamen milletin malıdır. Külliyemiz de yine milletin malıdır. Bunlar seni niye bu kadar rahatsız etti. Ne kadar bu rahatsızlığını sürekli dışa vurdun. Buraya gelen dünya liderleri gördükleri zaman burayla iftihar ettiler ve tam aksine güçlü devletler bu eserlerle büyürler ifadesini kullandılar.
Tek seçim kazanamamış olanların şimdiden cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık, kurum, rant paylaşma hırsıyla birbirlerini masa altından temlemeleri asıl niyetlerini ortaya koyuyor.
Bunlar ülkenin yönetimine değil, milletin kazanımlarını yağmalamaya talipler. 14 Mayıs’ta inşallah milletimiz bir kez daha bu yağmacılara yeter diyecek.
Biz özgürlükleri savunurken CHP ve şürekası yasakların devamı için mahkeme mahkeme dolaşmak dahil her yeri denediler. Soluğu Danıştay’da ya da AYM’de aldılar. Tüm fırsatları başörtülü kadınlarımızın haklarını gasp etmek için kullandılar. Bay Kemal bir gece yarısı sosyal medya üzerinden yayınladığı videoyla eski yaraları tekrar kanattı, eski acıları deşti. Bu çıkışın gerisindeki amacın kadınlarımıza haklarını vermek olmadığını, meclis gündemine getirdiği yasa teklifiyle tekrar gördük. Biz de kalıcı bir çözüme kavuşturmak için harekete geçtik. Kendi teklifimizi hazırladık. kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini güvenceye almak yerine, toplumun taşıyıcı sütunu olan aile kurumunu sapkın akımlardan koruyacak anayasa değişikliği teklifini Meclisimizin takdirine sunduk.
Altılı Masa’ya yükleniyor ve soruyorum: Biz kutsal saydığımız aile kurumunu anayasa teminatı altında parlamentoya sunduk. Ve aile kurumunu kutsiyeti içinde parlamentoya getirirken ey Altılı Masa’nın içinde olanlar, çıkın da mertçe LGBT’yi kimler savunuyor, kimler savunmuyor bunları da söyleyin. Bizim LGBT ile ilgimiz alakamız yok. Biz aileyi kutsamışız. Bu kutlu kuruma da herhangi bir sağdan soldan karışık tiplerin yürümesini kabullenmiyoruz. Bizim ailelerimiz, tarihinden bugüne o kutsiyeti içinde hep gelmiş ve bu anlayışla da bugünlere ve inşallah yarınlara da yürüyecek.
Teklifimizin hazırlık aşamasında uzlaşıya ve milli iradeye verdiğimiz öneme binaen ayrım yapmadan siyasi partilere giderek onları da sürece katılmaya davet ettik. Ancak CHP ve masadaki ortakları iyi niyetli girişimlerimiz karşısında adeta duvar kesildiler. Komisyon görüşmelerinde anaysa değişikliğini sulandırmaya kalktılar. Sabotaj girişimlerine rağmen teklifimiz Cumhur İttifakı’nın karalı duruşu sayesinde komisyonda kabul edildi. İnşallah yakın zamanda anayasa değişikliği teklifimizin genel kurul görüşmeleri başlayacak. Meclis genel kurulunda kimin yasakların devamından kimin özgürlüklerin genişletilmesinden yana olduğu görülecek.
Aksi yönde tavır sergileyenleri ne milletimiz ne kadınlarımız ne de tarih affeder. Makamlar gelip geçicidir, asıl olan adını milletimizin gönlünde altın harflerle yazdırabilmektir.
Milletvekillerine çağrı yapmak istiyorum; iradenize ipotek konulmasına izin vermeyin. Kadınlarımıza ve gelecek nesillere karşı mesuliyetinizi yerine getirin. Gelin anayasa değişikliği teklifimize evet deyin.
Grubumuzun maalesef genel kurulda toplantılara katılmada sıkıntı yarattığını dün öğrendim. Bu beni üzmüştür. Bu millet, kendi kasasından, kesesinden maaşı veriyor. Bu maaşla birlikte vekil arkadaşlarımız bu görevi yapıyor. Ama genel kurulda eğer yoklamalarda benim vekil arkadaşlarım bulunmazsa, ki dün böyle oldu, bu millet sizlere hakkını helal etmez. Kim gelmediyse ben de onlara hakkımı helal etmiyorum. Bu sıradan bir olay değil. Eğer milletvekili adayı olmuşsan arkadaş burada görevini hakkıyla yerine getireceksin. Yerine getirmiyorsan, aldığınız maaşlar haramdır bunu böyle bilin!
NATO’nun genişleme sürecine ilişkin gelişmeleri yakından izliyoruz. İsveç, boşuna uğraşma. Sen benim mukaddes kitabım Kuran’ın yakılmasına müsaade ettiğin sürece biz sizin NATO’ya girmenize evet demeyiz. Finlandiya konusunda bakışımız olumludur, İsveç konusunda olumlu değildir. Bunu böyle bilin.”