Hakkında açılan davanın üçüncü duruşmasına savunma yapan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Önlüğümüzün beyazını savunduğumuz için hedefteyiz” dedi.
Hakkında 7 yıla kadar hapis cezası istenen Adli Tıp Uzmanı, insan hakları savunucusu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın yargılandığı davanın üçüncü duruşması İstanbul Adalet Sarayı 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Söz alan Fincancı, kendisi ile gösterilen dayanışmadan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Fincancı, “Buna tanıklık etmek çok kıymetli. Karar ne olursa olsun, bizi bir araya getiren bu duyguyu, yurttaşlık bilincini, kolektif varoluşu sağlamak önemli. TTB 70 yıl önce tam da bu amaçla ve anayasal güvenceyle kurulmuştur. Bu yıl yasayla kuruluşunun 70’inci yılını kutlayacağız. Bu dava üzerinden yaratılmak istenen korku iklimi, ifade, düşünce ve bilim özgürlüğüne yasak anlamına gelmektedir. Ama nafile! Korkunun ecele faydası yok! Bizim örgütümüz TTB’dir! Bir daha kimyasal silahı kimse ağzına alamıyorsa bu korku ikliminin bir göstergesi” diye konuştu.
‘NEYMİŞ SUÇUMUZ’
Fincancı, “Neymiş bizim suçumuz? Nitelikli, anadilinde ve herkese eşit sağlık hizmeti dediğimiz için. Üç beş dakikada muayene olmaz, bununla sağlığa erişemezsiniz dediğimiz için. İnsanlar ölmesin dediğimiz için. Sağlıkta şiddet, niteliksiz sağlık hizmetine dönüştüren bu projeye karşı çıktığımız için. Ekolojik krize karşı durduğumuz için. Unutmadım ben İkizdere’de öldürülen o kırmızı balığı, onu savunmak için bu memleketteyim ben. Pandemide ekonomi ve siyasetin halkın sağlık hakkının önüne geçtiği için hedefteyiz. Kayyım rektörlere karşı çıktığımız için. Demokrasinin, adaletin olmadığı bir ülkede sağlığın da olmadığını söylediğimiz için hedefteyiz” diye konuştu.
‘BU CİNAYETLERİ KİM İŞLİYOR’
Fincancı, kendilerini bir örgüt bulmaya çalışıldığını, ancak TTB’nin örgütleri olduğunu belirterek, “Her 5 kişiden 4’ü gittikçe daha fazla insanın düşüncelerinden dolayı cezaevine konulduğunu düşünüyor. Yolsuzlukta AB ülkeleri arasında sonuncular arasındaymışız. En yolsuz ülkeymişiz. Yargıda da yolsuzluk olduğunu düşünüyorlar. Hakkınızda böyle şeyler düşünülüyor olması sizi çok rahatsız ediyor olmalı. 8 gün sonra yoldaşım Hrant Dink’in katledilmesi üzerinden 16 yıl geçti. Sevgili arkadaşım Tahir Elçi’nin katledildiği Dört Ayaklı Minare’yi bir daha gidip göremedim ben. Atanmış bakan siyasi cinayet yok demiş. Yok ama bu cinayetleri kimler işliyor?” diye sordu.
‘TESLİM EDEMEM’
Bu durumları araştıranların cezaevine girdiğini belirten Fincancı, “Çünkü biz vatan hainleri olarak lanse ediliyoruz bu ülkede. Bu ülkenin yazgısını birilerinin ellerine teslim edemem. Hiç unutulmasın ki onlar da yargılandılar mahkemelerde. Bizim karşısında durduğumuz şey budur, kötülük kimseye bulaşmasın” dedi. Fincancı, beyanlarını, Fransız şair René Char’ın “Aykırı davranmak” şiirinin “İnsan kalacağız biz bağışlanmaz pahasına” dizesiyle sonlandırdı.
‘HUKUK İKTİDARIN FAHİŞESİDİR’
Mahkeme heyeti, duruşmayı bitireceğini belirterek, Fincancı’ya son sözünü sordu. Tekrardan söz alan Fincancı, anarşist kuramcı Bakunin’in “Hukuk iktidarın fahişesidir” sözlerini işaret ederek, “Baskılar, iktidarın yönlendirmesi ile oluyor. Bu nedenle bu hukuki bir dava değil siyasi bir davadır. TTB yok edilmek isteniyor. Aslında toplumun haklarını arama hakkı ellerinden alınmak isteniyor” diye kaydetti. Fincancı daha sonra Adnan Yücel’in “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şeklindeki şiirini okudu.
HAPİS CEZASI VE TAHLİYE
Mahkeme, kararını açıklamak üzere duruşmaya bir saat ara verdi. Aradan sonra “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verilen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, tahliye edildi.