Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, dün sabah saatlerinde Genel Merkezi olmak üzere 9 kentte parti il binaları basılarak Eş Genel Başkan Keskin Bayındır’ın aralarında bulunduğu partililerin gözaltına alınmasına ilişkin Demokratik Bölgeler Partisi’ne (DBP) dayanışma ziyaretinde bulundu. Sancar, DBP Genel Merkez Amed İrtibat Bürosu’nda DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ve parti yöneticileri tarafından karşıladı.
SİYASİ SOYKIRIM
Ziyarette konuşan Sancar, “Bileşen partimiz DBP’ye yönelik bir siyasi kırım operasyonu gerçekleştirildi. Uzun süredir yürürlükte olan siyasi darbe operasyonunu uzantısıdır. DBP’ye yönelik operasyon yeni değil. Kürt demokratik siyasetinin tarihi bu baskı ve zulümlere doludur. Bundan 13 yıl önce, 2009’da KCK adı altında yürütülen operasyonlar hepimizin hafızasında canlıdır, hiç birini unutmadık. O yıllarda 8 bine yakın siyasetçi gözaltına alındı. 2 binden fazlası tutuklandı. Binlerce kişi de yargılandı. KCK operasyonlar bir darbe mekaniği örneğiydi. Bu yolla Kürtlere, Kürt demokratik siyasetine boyun eğdireceklerini zannedenler, meydanlara polisi ve yargıyı sürmüşlerdi ama yanıldılar” dedi.
‘İKTİDAR DARBECİ’
Dokunulmazlıkların kaldırıldığı 2 Mart 1994 tarihinde Demokrasi Partisi (DEP) milletvekillerine yapılan siyasi darbe operasyonundaki zihniyet ile bugünkü amacın aynı olduğunu vurgulayan Sancar, “Demokratik siyaseti ve Kürt halkının demokratik mücadelesini yok etmek istiyorlardı. Gözaltına alınan, tutuklanan milletvekilleri, sayıları binleri bulanan siyasetçilere yönelik zulüm, bütün bunlar o zamanın demokratik siyaset temsilcisi DEP’in kapatılmasıyla tamamlanmak istendi ama nafile, hiç biri sökmedi. O gün Orhan Doğan’a boyun eğdirmek isteyenler büyük bir kararlılık ve inançla püskürtüldü. O gün bugündür, Kürt siyasetine, demokratik siyasete boyun eğdirmek için aynı yöntemler kullanılıyor. Bugün AKP-MHP iktidarı bütün darbecilerin politikalarını miras almış hepsini bir araya getirmiş, bizlere, demokratik siyaseti yürütenlere, mücadelede kararlılıkla yürüyenlere saldırıyor” diye konuştu.
‘BÜYÜK YANILDILAR’
Sancar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birkaç gün önce İstanbul İl Eşbaşkanımız Ferhat Encu’ye pervasız bir saldırı gerçekleştirildi. Ardından bunu protesto etmek için bir araya gelmemiz engellenmek istendi. İlçe binamıza giden bütün yollar kesildi. Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan bina içinde, ben binaya bir kaç metre kala milletvekilleri ile birlikte engellendik. Anayasayı, yasaları keyfice, pervasızca çiğneyen bu uygulamaya rağmen sesimizi kısamadılar. Eylül 2016’da uygulamaya konan kayyım operasyonlarına, uygulamaya konulan bu darbe planına karşı da aynı kararlılıkla durduk, dokunulmazlığın kaldırılmasından sonra HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil olmak üzere 12 milletvekili ve ardından binlerce siyasetçi gözaltına alındı ve tutuklandı. HDP’yi, demokratik mücadeleyi, barış ve özgürlük yürüyüşünü bu şekilde durduracaklarını zannettiler ama büyük yanıldılar. 2019 seçimlerinde kendilerine sandıkta en etkili strateji ile en ağır cevabı verdik. Asla hazmedemedikleri o ağır yenilgiyi demokratik siyasetin kararlı duruşu ve etkili politikaları sonucu yaşadılar. Bunları hazmedemiyorlar, demokratik siyasete boyun eğdiremiyorlar, bizi yürüyüşümüzde alıkoyamıyorlar.
BU YÜRÜYÜŞÜ DURDURAMAYACAKSINIZ
2020’de vekillerimize yönelik başka operasyonlar gerçekleştirildi, dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından Leyla Güven ve Musa Farisoğulları arkadaşlarımızın vekilliklerini düşürüldü ve cezaevine siyasi rehine olarak gönderildiler. Geçen gün Semra Güzel vekilimizin vekilliğini uydurma bahanelerle düşürdüler. Semra Güzel’i gözaltına almaya gittiklerinde ona da boyun eğdirmek istediler ama boyun eğmedi, İdris Baluken ve Orhan Doğan gibi boynuna uzanan elleri kararlı ve inançlı bir şekilde geri itti. Dün de Keskin Bayındır’a aynı şekilde yapacakların zannettiler ama o kadar güçlü bir yanıt verdi ki tek işaretle, zafer işareti ile en etkili şekilde cevabını halklarımıza iletti. Cevap şudur; boyun eğmeyeceğiz, bu yürüyüşü durduramayacaksınız, bütün baskılar rağmen HDP bileşenleriyle birlikte yürüyüşünü kararlılıkla sürdürüyor, halkımızın desteği büyüyor, Türkiye demokratikleştirme, savaş politikalarını durdurma, Kürt sorununa siyasi demokratik çözüm getirme, halklara eşit yurttaşlık temelinde bir yaşam sağlama hedefimizden milim şaşmıyoruz. Bu yoldaki yürüyüşümüz, irademiz ortadadır, sağlamdır, nettir. Halkımızın desteği bizlerin en büyük güç kaynağıdır.
AYNI ZAMANDA YOL AYRIMI
İktidar ise korkuyor. Bu kadar baskıya rağmen taviz vermeyen bir siyasetten korkuyor, çünkü bu çizgi ve duruşu bu iktidara kaybettirecektir. Daha önce bunu 7 Haziran 2015’te gördü, 2019 yerel seçimlerinde bir kez daha gördü. Meydanlarda gördü, halklarımızla buluşmalarımızda gördü, her türlü kuşatmaya rağmen sesimizi en gür şekilde yükseltme inancımızı gördü, haklarımızın mücadelesinin hakkını verme bu konuda asla şaşmam iradesi bu iktidar korkutuyor. Bu iktidar bu mücadele korkmakta haklıdır. Kürt halkının inançlı duruşundan korkmakta haklıdır. Biz büyüyerek geliyoruz onlar seçim kampanyalarını polisle, yargıyla, savaş planlarıyla başlatıyorlar bizler halkla buluşarak meydanlarda sokaklarda mahallede ev ev gezerek çalışmamızı yürütüyoruz. Bu seçim çalışması demokratik mücadelesinin çok önemli bir alanıdır. Sadece bir seçim değildir önümüzdeki yıl yapılacak olan aynı zamanda bir yol ayrımıdır. Bu tekçi, inkarcı, baskıcı, savaş planlarından medet uman anlayışı devam edecek mi yoksa Türkiye’de özgürlüğe, Kürt sorunun demokratik çözümüne, barışa giden yollar açılacak mı?
MUTLAKA KAZANACAĞIZ
İşte bu ikinci seçenek demokrasi, özgürlük, eşit yurttaşlık ve barış mücadelesi kazanacaktır. Bu çizginin kazanması demek bu iktidarın gitmesi demektir. İktidar kaybedecek, gidecektir. Bize burada yapılanlar tarihe baktığımızda sinek vızıltısı kadar bile etki etmez ama bizlerin iradesi ve kararlılığı bu iktidara o kadar büyük kaybettirecek ki ne yapacaklarını şaşıracaklar. Bütün bu suçların hesabını mutlaka ama mutlaka verecektir. Önce sandıkta hesabını soracağız, bu iktidarı o sandığa gömeceğiz. Sonra da demokratik eşit yurttaşlığa dayalı özgür cumhuriyetten bu suçların hesabını adalet önünde soracağız. Hiçbir devlet yetkilisi suç işleri bakanı başta olmak üzere kendilerine emir veren üst düzey yetkililerin kalıcı olduğunu düşünmesin. Onların kanunsuz emirlerine uymayın, suçlarına ortak olmayın. Sizler hukuktan, vicdandan, adaletten yana olun. Hukuku, adaleti, vicdanı savunan, gelmekte olan büyük bir halk gücü var. Adalet, barış için yol açılacak, bunun öncüsü biz olacağız. DBP’nin temsil ettiği gelenek ve ortaya koyduğu duruş işte bu mücadelenin özünü oluşturuyor. O nedenle şimdi de siyasi darbe planını DBP üzerinden yürürlüğe koyuyorlar. Tek kelimeyle söylüyorum, başaramayacaklar. Tek kelimeyle söz veriyorum, mutlaka kazanacağız.”
KATLİAM AYDINLATILSIN
Fransa’da yaşanan katliama da değinen Sancar, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürt kurumlarına ve Kürtlere yönelik bu ırkçı saldırıyı şiddetli kınıyoruz. Orada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Bu saldırının arkasında kimler var, bağlantıları nedir? Bütün bunların açığa çıkarılması bizim en büyük talebimiz ve beklentimizdir. O nedenle Fransız yetkililerini, yargısını polisinin bir bütün olarak yönetiminin çok özenli ve kararlı bir soruşturma yürütmelerini istiyoruz. Bunların gerçekleşmesi insanın aklına pek çok soru getiriyoruz. Bu sorunların ortadan kalkması için görev en başta Fransa yönetimine düşüyor. Bizler de bunun takipçisi olacağız. Hakikat aydınlatılmadıkça sorular büyüyecek ve bu karanlık herkes için daha büyük tahribatlar yaratacaktır. Bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
AYDENİZ: BOĞUN EĞMEYECEĞİZ
Dana sonra söz alan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de ziyaretten dolayı Sancar ve heyete teşekkür etti. Aydeniz, “Dün Eş Genel Başkanımız Keskin Bayındır’la birlikte 15 arkadaşımız gözaltına alındı. Avukatlar arkadaşlarımızın mücadeleden asla geri adım atmayacakları mesajını ilettiler. Biz de gözaltındaki ve cezaevindeki arkadaşlarımıza selam gönderiyoruz. Bin selam olsun. Bu devletin ve ona bağlı bu iktidarın darbe mekaniği Kürt halkına karşı devam ediyor. Bu darbe mekaniği Kürt düşmanlığı üzerinden bütün Türkiye halklarına düşman olmuş durumdadır. Bu da tecritten beslenmektedir, İmralı’daki tecrit, gözaltı, operasyonlar, tutuklama ve katliamla devam ediyor. Bu tecrit sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve iktidarın işi değil. Bunun sebebi uluslararası hegemonik güçlerin verdiği destektir. Bu siyasi operasyon dün Paris’te ikinci bir katliam olarak kendini gösterdi. Siyasi operasyonlar yapanlar ile Paris’teki katliam aynı zihniyetten beslenmektedir. DBP ve HDP ile toplumsal kesimler olarak yüz yıllık politika Kürt halkına ve yarattığı değerlere nasıl geri adım attırmadılar ise hiçbir politikanız bizlere geri adım arttıramayacaktır. Bu savaş, tecrit ve kayyım politikalarına, irade tanımayan bu faşist politikalara asla boyun eğmeyeceğiz” diye konuştu.
‘BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Aydeniz, şunları söyledi: “Örgütlemeye, demokratik zemini genişletmeye devam edeceğiz. Tek bir kişi bile kalsa bundan tek bir adım geri atmayacağız. Kaybettiğinizi çok iyi biliyoruz, biz de bu kaybetmişliğin üzerinden demokratik siyaseti büyütmeye devam edeceğiz. Mücadelemiz her boyutuyla devam edecek.”