Tosun yazısında, “Çarpık bir laiklik anlayışının arkasına sığınan bu zihniyet, dini toplum hayatından uzaklaştırmayı hedeflemekte bunu da gizleme ihtiyacı duymamaktadır. Bugün daha görünür hale gelen Diyanet’ten rahatsızlıkları, duaya tahammülsüzlükleri, hâlâ tesettüre karşı önyargıları İslam’a karşı olumsuz bakışlarının yansımalarıdır. İslam hayat dinidir. İslam gizli yaşanacak hayata ve topluma yansımayacak bir din değildir. İslam, kul ile Allah arasında gizli kalması gereken ilişki dâhil, Müslümanın ailesiyle, toplumuyla, çevreyle, canlılarla ve kainattaki her şeyle ilişkisini düzenlemiş bir dindir. Dua da tesettür de, helaller de, haramlar da, iyiliği yaymak kötülükle mücadele etmek de, adil olmak da, dürüst olmak da ve bütün güzellikler de bu yüce dinin kapsama alanındadır. AK Parti iktidarlarının başörtüsü yasağını kaldırması, Ayasofya’yı ibadete açması, Taksim’e cami yapması ve benzer normalleşme adımları birilerini fevkalade rahatsız etmiştir.” düşüncesini dile getirdi.
Tosun şunları kaydetti:
“Bu rahatsız olan çevrelerin başında CHP gelmektedir. Mesela, CHP’li Engin Özkoç Edremit’teki rezilliği ‘her sene yapılıyor’ diyerek doğrudan savunmuştur. CHP’li Edremit belediyesi bu rezilliğe önce izin vermiş uyarılara rağmen rezilliği durdurmamış aksine alkışlamış sonra tepkileri görünce bir basın açıklaması yaparak kendileriyle alakasının olmadığını savunmuştur. Bu savunmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk CHP yönetimini, “İliklerine kadar işlemiş İslam nefreti” ve “üzerinde din dışılık Kuran dışılık örtüsü” (2 Kasım 2003, Star Gazetesi) bulunan bir yönetim olarak tarif etmişti.
İstanbul ve Ankara’da olduğu gibi muhafazakâr tabanın oyunu almaya uygun adaylarla seçime giren CHP’nin zihniyeti değişmemiştir. Ne İstanbul’da ne Ankara da ne de başka bir yerde. Her münasebette sözcüleri laikliği bahana ederek İslam dininin toplumda ve devlette etkili olmasından veya görünmesinden rahatsız olmaktadırlar.
En son Devlet Bahçeli Bey bu zihniyete karşı çok sert bir cevap verdi. Sorun eninde sonunda gelip laikliğe dayanıyor. 90 senedir dindarlara hayatı zehir etmeye çalışanların ve toplumu İslam’dan uzaklaştırmaya çalışanların tek gerekçeleri laiklik. İşte tam da bu sebeple istismarı önlemek için laiklik ilkesi tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi ya anayasadan çıkarılmalı ya da istismarı engelleyecek netlikte tarif edilerek yer almalıdır. Yoksa bu zihniyetin, ellerine geçen ilk fırsatta 28 Şubat benzeri uygulamalara teşebbüs etmekten ve toplumu germekten çekinmeyeceği anlaşılmaktadır. Demedi demeyin!”