T24 yazarı Aydın Engin daha önceki yazılarında da anlattığı ‘denizyıldızı’ öyküsüne atıfla aralarında Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, İlhan Çomak, Gültan Kışınak, Aysel Tuğluk, Figen Yüksekdağ, Selçuk Kozağaçlı ve Selçuk Mızraklı ile birlikte Ayşe Özdoğan’ın özgürlük mücadelesine dikkati çekti. Tırmık adlı köşesindeki ‘Bir denizyıldızı: Ayşe Özdoğan‘ başlıklı yazısında Engin, ‘Onlar herhangi bir deniz yıldızı değil, bu ülkenin yüz akları, bu ülkenin “demokrasi ve özgürlük yıldızları” oldular…’ ifadelerini kullandı.
Yazar Aydın Engin, yazısını şu ifadelerle tamamladı:
‘Demokrasinin ve özgürlüğün demirparmaklıklar ardında da ışıldayan yıldızlarından söz ettik. Daha çoklar. Ama bu yazı sınırları içinde bu kadarıyla yetinelim.
Ve…
Ve gelelim yazının başındaki okyanus kıyısında, kumların üstünde çaresiz yatan deniz yıldızlarına…
Onlar daha çok. Pek çok. Yaşlı ve genç, kadın ve erkek. Kimi Kürt, kimi Türk, kimi gazeteci, kimi özgürlük, barış, hak savunucusu…
Hepsinden söz etmek mümkün değil.
Peki, hangi birinden söz etmeli?
Dönün yazının başına. O küçük oğlan seçmeden, rastgele bir deniz yıldızı toplayıp, fırlatıp suya kavuşturuyordu.
Ben de rastgele bir deniz yıldızı seçiyorum: Ayşe Özdoğan.
Tanımıyorum, Siz de tanımıyorsunuz.
Onu adalet, hak savunuculuğunu yaşamının anlamı haline getirmiş, hak savunuculuğunun çalışkan karıncası HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu bize tanıttı.
Youtube’da kurduğu ve kendi adını verdiği ÖFG TV’de Ayşe Özdoğan ile bir söyleşi yaptı.
Nice yürek yakan insan öykülerine dolaysız tanıklık etmiş şu kıdemli gazeteci Aydın Engin’in bile okurken zorlandığı, insanın insana bu kadar nasıl zulmedebileceğini çaresizce sorguladığı bir infaz hukuku cinayetiyle karşı karşıyayız.
Ayşe Özdoğan 9 yıla hükümlü ve bu cezayı AKP yargısının en tepesi de onayladı. Yani ceza kesinleşti.
Ayşe Özdoğan çok ileri aşamada bir kanserin pençesinde. Kendine bakması mümkün değil. Henüz tutuklu iken yattığı hapishane günlerinde yaşadıklarını anlatıyor. Yeniden hapse girince yaşayacaklarını şimdiden biliyor.
Uzun uzun anlatamam. Oysa uzun uzun anlamak ve anlatmak ve bu çaresiz deniz yıldızı’nın yanında saf tutmak gerek. Uzun söyleşi bandının çözülmüş halini okumak isterseniz buraya bırakıyorum.
Sabredin ve okuyun e mi?’
* * *
ÖFG TV’de söyleşi yayınlandıktan sonra vicdanı kararmış kimilerinden çatlak sesler yükselmekte gecikmedi. AKP trollerini boş veren. Ama kendini solcu, hatta sosyalist, hatta Marksist-Leninst sayan kimi dangalaklar da vardı.
Biri hemen klavyeye yumulmuş. Şöyle yazdı: “Tek tek kişilere bireysel kurtuluş çözüm değildir. Aslolan halkların örgütlü kurtuluşudur, devrimdir”.
Bir başka densiz daha keskin çıktı. Ezberlediği değerli bir sloganı budalaca kullandı: “Kurtuluş yok tek başına. Devrim, sadece devrim kurtarır”…
Şimdi tutup, “Ömer Faruk Gergerlioğlu bu yazının başında anlatılan, o okyanus kıyısında deniz yıldızı toplayıp suya ve hayata kavuşturan o küçücük oğlan çocuğudur. Sizlerse yine o kıyıda yürüyüş yapan oğlana akıl veren o zevzek moruksunuz” desem iyi ederim değil mi?’