Karar yazarı Elif Çakır, eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in oğlu Ahmet Enis Dinçer’in kadrolaşma listeleriyle gündeme gelen TÜGVA’da yalnızca 5 ay bulunduğunu söylerken, eski Bakanın, oğluna “Burada şaibeli işler olacak gibi görünüyor sen buradan ayrıl” dediğini aktardı.
“Bir dost meclisinde Ömer Dinçer’den oğlunun TÜGVA’dan ayrılma hikayesini dinlemiştim” diyen Çakır, yazısında şu ifadeleri kullandı:
“AK Parti gençlere yönelik Siyaset Akademisi başlığı altında nasıl iyi siyasetçi olunur eğitimi veriyordu. AK Parti’ye bu faaliyetlerde gençlere sadece siyasetçi nasıl olunur eğitimi verildiği ama gençlere ahlak, erdem gibi ilkelere yönelik eğitim verilmediği yönünde eleştiriler gidince, özgüveni yüksek, yenilikçi, iyi ahlaklı, hoşgörülü, başarılı bir gençliğin yetişmesine maddi ve manevi katkıda bulunmak hedefiyle TÜGVA’nın kurulması gündeme geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan hazırladığı TÜGVA kurucular listesine Ahmet Enis Dinçer’in adını da yazıyor. İyi niyetli bir girişim olduğu için Ömer Dinçer de oğlu da itiraz etmiyorlar. TÜGVA kuruluyor. Ahmet Enis TÜGVA’da aktif yönetici görevi de üstleniyor.
Birkaç ay sonra Enis Dinçer babasına ‘Vakfa bir hizmet binası bağışlandı ama bağışlayan kim, bina kimin bilmiyoruz, haberimiz yok’ diyor. Ömer Bey oğluna ısrarla ‘kim bağışladı, bina kimin, nasıl bilmezsiniz’ diyor. Enis Dinçer babasına kimsenin bilgisinin olmadığını söylüyor. Ömer Dinçer oğluna ‘burada şaibeli işler olacak gibi görünüyor sen buradan ayrıl’ diyor. Ve Enis Dinçer önce yöneticilikten sonra kuruculuktan ayrılıyor.
Ömer Dinçer de FETÖ yurtlarının usule aykırı bir şekilde Birlik ve ENSAR Vakfına verilmesinin ardından bu iki vakfın kuruculuğundan istifa etmişti.
AK Parti içinde Ömer Dinçer gibi davranan çok değil 20 kişi olsaydı bugün AK Parti bu noktaya gelmezdi, gelemezdi.
Fahiş ev ve özel yurt kiraları nedeniyle üniversite öğrencileri sorun yaşıyor ve iktidar öğrencilerin yurt sorununa çözüm üretebilmiş değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ yurtlarını kendisine yakın vakıflara ödül olarak vermek yerine kamulaştırsaydı, kamuya kaydetmiş olsaydı bugün ülkemizde yurt sorunu yaşanır mıydı?”