İstanbul Sosyal Medya Derneği (SOSMED) Başkan Yardımcısı ve Wediacorp Üst Yöneticisi (CEO) Funda Şen, günümüzde tüketicilerin yüzde 80’inin bir ürünü satın almadan önce ilk iş olarak arama motorlarında ürünü arattığını belirterek, “Arama yapan kişilerin yüzde 34’ü sıralamada karşılarına çıkan ilk linke tıklıyor. Geçmiş yıllarda bir ürün hakkında bilgi almak için tanıdıklara sorup soruşturma yöntemi günümüzde web araştırmalarına, internet fenomenlerine ve web sitelerine danışmaya dönmüş durumda.” dedi.
Şen, tüketicilerin satın alma süreçlerinde sosyal medyanın etkisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Arama motoru sonuçlarında markaların ilk bir-iki sayfadaki yorumlarının büyük önem taşıdığına işaret eden Şen, değişen tüketici alışkanlıkları ile birlikte satın alma kararlarında, arama motorlarında ve sosyal medyada yapılan yorumların büyük etkisi olduğunu söyledi.
Şen, günümüzde tüketicilerin yüzde 80 gibi yüksek bir oranının bir ürünü satın almadan önce ilk iş olarak arama motorlarında ürünü arattığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ve Google’da arama yapan kişilerin yüzde 34’ü sıralamada karşılarına çıkan ilk linke tıklıyor. Bu da demek oluyor ki; Google sıralamalarında yer alan bilgiler tüketicinin ilk izlenimi oluşturma yolunda önemli bir faktör. Geçmiş yıllarda bir ürün hakkında bilgi almak için tanıdıklara sorup soruşturma yöntemi günümüzde web araştırmalarına, internet fenomenlerine ve web sitelerine danışmaya dönmüş durumda. Y kuşağının yüzde 76’sı, Youtube’daki şirket veya marka kanallarına abone oluyor.
Satın alma kararı verirken videoları araştırarak ürünleri karşılaştırma olasılıkları 52-70 yaş arası kitleye kıyasla 1,5 kat daha fazla. Yapılan araştırmalar tüketicilerin yüzde 60’ının bir ürünün videosunu izledikten sonra o ürünü almaya daha yatkın olduğunu gösteriyor. Online tüketicilerin yüzde 96’sı bir ürünü almaya o ürünün videosunu izleyerek karar veriyor. Bu göstergeler de markaları sosyal medyaya yaptıkları yatırımları artırmaya yöneltiyor.”
Şen, dünya genelinde Gartner Araştırma Şirketi tarafından yapılan bir araştırmaya göre pazarlama stratejilerinde dijitale ayrılan payın tüm bütçenin yüzde 33’üne denk geldiğine dikkati çekerek, buradan hareketle pek çok pazarlama uzmanının bu alana yatırım yapması için yönetimleri zorladığını anlattı.
B2B ve B2C pazarlama uzmanlarının özellikle videolu paylaşımlara yöneldiğini bildiren Şen, “Videolu paylaşımlar en etkili top 3 sosyal medya pazarlama taktiği arasında gösteriliyor.” dedi. Şirketler için sosyal medyanın avantajlarının yanı sıra dezavantajlarına da dikkati çeken Şen, şu uyarılarda bulundu:
“Sosyal medyanın son yıllardaki yükselişi markaların iştahı kabartsa da bu platform talihsizliklere de oldukça açık bir mecra, çünkü bu mecra kontrol edilmesi oldukça güç bir mecra. Marka itibarı yaratmak yıllar alırken, sosyal medya ile bu algıyı yok etmek saniyeler içinde gerçekleşebilir. İşte bu noktada sosyal medya hesaplarının en iyi şekilde yürütülmesi gerekiyor. Ülkemizde pek çok marka sosyal medya mecralarını aktif bir şekilde kullansa da nasıl doğru kullanılacağını hala çözememiş durumda.
Markalar ve kurumlar sosyal medya yönetimi denilince bir ajansla anlaşıp Facebook ve Instagram postları paylaştırmanın yeterli olacağını düşünüyor. Gerçek bir ajansın asıl odak noktası özel günlerde post gönderimi yapmak değildir. Bir ajansa düşen görev markayı dijitalde en iyi şekilde konumlandırırken, dijital stratejisini oluşturmak, markanın monitoringini yapmak ve marka adına markanın dilini tüm bu platformlarda yansıtmaktır ve tabi ki en önemlisi kriz yönetim süreçlerinde son derece profesyonel bir dille bu süreci marka adına en az hasarla atlatılmasını sağlamaktır. Sosyal medya bu anlamda marka intiharlarıyla dolu.”
Dünyada 2,3 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı bulunduğunu belirten Şen, Statista araştırmasına göre 2018 yılında bu sayının 4,93 milyar, 2019’da ise 5,7 milyar olmasının beklendiğini söyledi.
Şen, izleme alışkanlıklarının gittikçe arttığına dikkati çekerek, “Youtube bir haftalık bir süre zarfında, TV kanallarının primetime’da ulaştığı kitleden çok daha fazlasına ulaşır. Hubspot verilerine göre artık genç neslin izleme alışkanlıkları TV’den Youtube’a evrilmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
Youtube izleyicilerinin 3’te 2’sinin televizyon izlerken dahi Youtube’a bağlı kalmayı sürdürdüğünü bildiren Şen, izleme alışkanlıklarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Google verilerine göre Youtube ikinci bir ekran olarak her zaman açık. Renkli içerikleri sahip paylaşımlar yüzde 80 oranında daha fazla okunuyor. Sosyal medya platformlarına girişlerin yüzde 80’i mobil cihazlardan yapılırken, YouTube’daki görüntülemelerin yarısından çoğu mobil üzerinden gerçekleşiyor.
Hubspot verilerine göre, tüketicilerin yüzde 43’ü markaların daha fazla video üretimi ve paylaşımı yapmasını istiyor ve videolu içerik paylaşımı yapan markalar yapmayanlara oranla yüzde 49 daha hızlı büyüyor. Araştırmalara göre duyusal olarak öğrenilen bir bilgiyi 3 gün sonra hatırlama oranı sadece yüzde 10 iken görselle desteklenen içerikleri hatırlama oranı yüzde 65’e yükseliyor. Küçük, orta ve büyük ölçekli firmalarının pazarlama uzmanlarının yüzde 76,5’i video pazarlamanın satışlarını doğrudan artırdığını söylüyor. İnternet trafiğinin yüzde 74’ü 2017 yılı sonunda video içeriklerinden gelecek.”
