Dışarıda resesyon, içeride yüksek enerji maliyetleri; çelik, bakır, alüminyum, döküm, tekstil ve çimento gibi sektörlerde kapasiteleri yüzde 70’in altına çekti. Üretimi durduramayan cam sektöründe de durgunluk stokları şişirdi. Kapasitelerin daha fazla düşmesinden endişelenen iş dünyası, sektörel fiyat tarifesi ve gözetim tedbirleriyle işletmelerin desteklenmesini istiyor.
Resesyon kaynaklı ihracatta yavaşlama ve enerji maliyetlerindeki artış, yanı sıra özkaynak yetersizliği belli sektörlerde kapasite kullanım oranlarını tehlikeli seviyelere getirdi. İhracatta önemli payı olan tekstil, çelik, bakır, alüminyum, döküm, çimento gibi enerji yoğun sektörlerde kapasite kullanım oranları yüzde 70’lerin altına düşerken, özellikle iç ve dış talepteki düşüş sürekli proses sektörlerden olan camda ise stokları şişirdi. Sanayi çarklarındaki yavaşlama elektrik tüketimi verilerinde de görülüyor. Zira aylık elektrik tüketim miktarları bir önceki yıla göre kıyaslandığında Temmuz 2022’den bu yana düşüşte. EKONOMİ gazetesine konuşan sektör temsilcileri, kritik sektörlerde enerji maliyetlerinin ivedilikle düşürülmesini talep ederken, ihracatçıların rekabetçiliğinin korunabilmesi için sektörle bazda tedbirlerin alınması gerektiğine işaret ediyor.
Elektrik tüketimi 5 aydır düşüyor
Merkez Bankası tarafından açıklanan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı, aralıkta yüzde 76,5 olarak gerçekleşti. Mayıs ayında yüzde 78 ile yılın en yüksek seviyesine çıkan oran, kasıma kadar yüzde 75,9’a kadar düşmüş, aralıkta ise sınırlı bir artış yaşamıştı. İmalat sanayi genelindeki bu oran, bazı alt sektörlerde yüzde 70’lerin altında seyrediyor. Enerji maliyetlerindeki artış ve iç-dış talepteki düşüşün frenlediği kapasite kullanım oranları, özellikle tekstil sektöründe istihdam kayıplarını da beraberinde getirmeye başladı. Yanı sıra finansman bulamadığı için üretim yapamayan işletmelerin, ihracat siparişlerini kaçırmaya başlaması ise endişelendiriyor. Fabrikalarda düşen kapasite kullanımları, elektrik tüketim verilerinde de görülüyor. Kasım’da elektrik tüketimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 düştü. Ekimdeki düşüş oranı yüzde 3,6; eylüldeki düşüş oranı ise yüzde 0,8 idi.
Finansman darlığı da üretimi vurdu
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, sektörde özellikle bakır, alüminyum, döküm ve paslanmaz alt kollarında şu an kapasitelerin yüzde 65’in altına indiğini söyledi. İlgili sektörlerde enerji maliyetlerinin çok yükseldiğini dile getiren Tecdelioğlu, tıpkı Avrupa Birliği’nde olduğu gibi metal sanayiinin enerji fiyatlamasına sektörel bir tarife getirilmesi gerektiğini belirtti. Yanı sıra 2 bin dolarlara gerileyen navlun fiyatlarının da sektöre olumsuz yansımaya başladığını ifade eden Tecdelioğlu, “Lojistik farkımız kayboluyor. Şu an ihracat tek cazibemiz ihracat lojistik yakınlığımız ve parsiyel üretimle talebe hızlı cevap verme kabiliyetimiz. Ancak bu avantalarımızı rekabetçi enerji fiyatlarıyla kullanabiliriz” dedi. Finansmana erişim sıkıntısı nedeniyle işletme sermayesi darlığı yaşayan firmaların üretim yapamadığı için ihracat siparişlerini kaçırmaya başladığına dikkat çeken Tecdelioğlu, finansmana erişim koşullarının iyileşmemesi durumunda sektörün daha fazla ihracatı kaçırma riski olduğu uyarısında bulundu.
Çelikte kapasite kullanım oranı yüzde 51
Ana metal sanayiinde genel kapasite kullanımı aralık ayında yüzde 75,1 seviyesine geriledi. Ancak çelik sanayinde kapasitelerin yüzde 50’ye indiğine dikkat çeken sektör temsilcileri, endişeli. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) verilerine göre, Türkiye’nin ham çelik üretimi Kasım 2022’de 2,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Üretimdeki yüzde 30,7 azalış nedeniyle, kasımda kapasite kullanım oranı yüzde 51’e geriledi. 11 aylık kapasite kullanım oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 74,8 seviyesinden, yüzde 63,3 oranına düştü. 2022 yılının tamamında kapasite kullanım oranının yüzde 62,9’a inmesi bekleniyor.
TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, kapasite kullanım oranlarındaki düşüşün nedenlerini, dünya piyasalarında çelik talebinin daralmasıyla düşen ihracat talebi ve enerji maliyetlerindeki artış olarak sıraladı. Doğalgaz ve elektrik fiyatları bu seviyelerde oldukça sektörün rekabet koşullarının düzelmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Yayan, rakip ülkelerde çelik sektörünün gözetildiğini hatırlatan Yayan, “Türk çelik sektörünün destekleri yok. Bu nedenle sektör hem ihracat piyasalarında rekabet edemiyor hem de kapasite yatırımları ve modernizasyon yatırımlarını gerçekleştiremiyor. Türkiye’de küreselde gerileyen enerji fiyatlarını dikkate alarak buna uyumlu şekilde enerji fiyatlarının gözden geçirilmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Tekstil sektörü maliyetleri kaldıramıyor
Atıl kapasite ve istihdam kaybı sorunlarıyla boğuşan tekstil sektöründe de kapasiteler yüzde 70’in altına geriledi. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz sektör genelinde kapasite kullanım oranlarının yüzde 65’ler seviyesinde olduğunu söylerken, bu oranın pamuk iğliğinde ve örme sektöründe yüzde 60’lara indiğinin altını çizdi. Tıpkı ana metal sanayinde olduğu gibi tekstilde de enerji maliyetlerindeki artış ve talepteki yavaşlamanın kapasite kullanım oranlarını etkilediğini anlatan Öksüz, 2023 yılında artacak işçilik maliyetlerinin de sektörü oldukça zorlayacağını ifade etti. “Maliyette dezavantajlı durumdayız” diyen Öksüz, “Dünyadaki rakiplerimiz elektriği 7 cent’ten kullanıyor, işçilik maliyetleri ise 250 dolar seviyesinde. Biz elektriği 24 cent’ten kullanıyoruz, işçilik maliyeti de işverene 650 dolara geldi, hatta yemek ve servisi de katarsa 750 dolar seviyelerinde. Türkiye 550 doların üzerindeki işçilik maliyetini kaldıramıyor” dedi. Kurların enflasyona paralel artması gerektiğini yineleyen Öksüz, “En azında ihracatçının işçilik ve enerji giderlerinin karşılanması için ihracatçıya özel kur belirlenmeli” önerisinde bulundu.
Çimentoda üretim % 8,5 düştü
Kapasite kayıplarından nasibini alan sektörlerden biri de çimento. İnşaat ve altyapı yatırımlarındaki zayıflığa paralel iç ve dış piyasadan talep düşüşü ile karşı karşıya kalan sektörde kapasite kullanım oranı yüzde 64 seviyelerinde. Üretimde ilk 9 ayda geçen yıla göre yüzde 8,5; iç satışta da yüzde 12 düşüşün yaşandığı sektörde ihracattaki düşüş de miktar bazında yüzde 8 civarında. Yıllık kurulu kapasitenin 118 milyon ton seviyelerinde olduğu sektörde, ilk 9 ayda üretim 58,6 milyon tondan 53,6 milyon tona düşmüş durumda. Sektördeki yavaşlamayı değerlendiren Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) CEO’su Volkan Bozay, inşaat sektörünün son 5 çeyrektir küçüldüğünü, yurt dışı pazarlarda da küçülme yaşandığını belirterek, kapasite kullanım oranlarının yılın son çeyreğinde düşüş trendinde olduğunu dile getirdi. 2023’te de ihracat pazarlarında bir düşüş beklendiğini aktaran Bozay, “Gelecek yıl da kapasite kullanım oranlarının bir miktar daha gerileyeceği beklentisi var. En önemli ihracat pazarlarımız Afrika, İsrail ve ABD… Afrika pazarı şu an neredeyse durmuş durumda. Eğer Amerika’da yatırımlar hareketlenirse bu durum bizi de olumlu etkileyebilir” dedi. Bozay, sektörde enerji maliyetleriyle ve maliyetleri yönetmekle ilgili sıkıntılar olduğunu da sözlerine ekledi.
Camcılar stoka çalıştı
Süreç itibariyle fırınlarını kapatamayan cam sektöründe, kapasiteler stoka çalışıyor. Cam sektöründe geçen yıl yüzde 87,5 olan kapasite kullanım oranının yüzde 85’in altına indiğini dile getiren sektör temsilcileri, sürekli proses olan sektörde stokların çok şiştiğine dikkat çekiyor. Düzce Cam Genel Müdürü Serkan Turğut, “Enerji yoğun bir sektörüz, dolayısıyla en büyük girdimiz enerji. Enerji maliyetlerindeki artışlar çığ gibi büyüyor. Bu da bizi ithal ürünlerle rekabette zorluyor. Navlun fiyatları çok artmıştı, şimdi geriye geldiği için yabancı üreticiler Türkiye’ye ürün göndermeye başladı. Yani burada ithal payı artıyor” dedi. “Biz sürekli prosesiz. Üretime devam etmek zorundayız” diyen Turğut, “Kapasiteleri bir miktar düşürdük. Yüzde 85’in altına indi. Ama enerji maliyetleri bizi ciddi anlamda zorluyor. Doğalgaz faturamız 2020’de 10 milyon TL iken, bu yıl 160 milyon TL’ye çıktı. Bizde stok fazlası çok olmaya başladı. Duramadığımız için stoka çalışıyoruz aslında. Örneğin 10 bin ton stok ile girdiğimiz 2022’de bu miktar 70 bin tona çıktı. Bir süre sonra stok koyacak yer olmayınca kapatmak zorunda kalabilirsiniz prosesi” ifadelerini kullandı.
KAYNAK: EKONOMİM – MERVE YİĞİTCAN