Ancak uzmanlara göre bu, virüsün yayılmasını engellemediği gibi aksine yararlı bakterilere zarar vererek ekosistemin dengesini bozarak başka virüslere davetiye çıkarabilir.
29 çevre derneği ortak bildiri yayınladı. Bildiride şu ifadeler yer aldı: “Bizler temel hijyen konusunu maskeleyen, takıntıyı öne çıkartan, topluma kafa karıştırıcı mesajlar veren bu şovlara karşıyız. O yüzden bakterilere, kentin ağaçlarına, hayvanlarına sahip çıkıyoruz. Herkesi korona virüsüne karşı doğayı ve toplumu savunmaya çağırıyor, bu kimyasal kirliliğin yol açacağı ekolojik yıkıma karşı çıkmaya davet ediyoruz.“
Metni hazırlayan 360 Ankara Derneği’nden enerji ve iklim uzmanı Önder Algedik, Hürriyet’ten Ece Çelik’e yapılan bu dezenfekte çalışmalarının yarattığı tahribatı şu sözlerle anlattı: “Belediyeler, içinde çok çeşitli kimyasal maddelerin olduğu sıvılarla kent meydanlarını yıkıyor. Ancak buralar iki saat içinde eski haline geliyor. Peki bu kimyasallar nereye gidiyor? Bu maddeler ağaç köklerini kurutuyor, çok sayıda bakteri ve mikroorganizmayı öldürüyor. Yani ekosistemi bozuyor. Uzmanlar virüslerin insanların doğal hayata müdahale etmesinden kaynaklandığını söylüyor. Doğaya verdiğimiz tahribatlar ortadayken bizler temel hijyen kurallarını uygulamak yerine kimyasal kullanmayı tercih ediyoruz. Bu kimyasallar yeni hastalıkların oluşma ihtimalini arttırıyor.”
‘Hiçbir faydası yok’
Halk sağlığı uzmanı Dr. Kayıhan Pala da belediyeler çalışmalarını yürütürken bilimin ışığından uzaklaşmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Bu pandemi döneminde belediyelerin sokakları değişik kimyasallarla yıkamasının enfeksiyon zincirini kırma açısından hiçbir faydası yok. Şehirlerdeki bulaşma zincirini kırmak için kapalı kapılar, asansörler, ortak kullanılan tuvaletler gibi yerler, çamaşır suyu 10’da bir oranında seyreltilerek günde en az iki kez temizlenmeli. Yerel yönetimlerin atık toplamaya büyük özen göstermesi gerekiyor. Enerjimizi salgına faydası olmayan işlere harcamamalıyız”.