İstanbul Teknik Üniversitesi öncülüğünde, İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Gebze Teknik Üniversitesi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü, Munzur Üniversitesi Coğrafya Bölümü, Muğla Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği ve Fırat Üniversitesi’nden öğretim üyelerinin de katılımıyla, 13 deprem bilimci, afet bölgelerinde fay hatlarını incelemek üzere deprem bölgelerinde çalışmaya başladı.
Alanda dört ayrı grup halinde çalışacak ekipler, yüzey kırığı haritalaması yaparak dağılımları belirleyecek.
Depremin oluşumunu yerinde inceleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsnü Serdar Akyüz, yaklaşık 300 kilometreye yakın fay kırığı ile karşı karşıya olunduğunu belirterek, sabah üç deprem gerçekleşmiş olma ihtimalini dile getirdi:
“Çok büyük bir deprem ile karşı karşıyayız. Düşünün bloklar birbirlerine göre, beş metre civarında sola doğru kayıyorlar. Bir yandan drone kullanıyoruz. Bu fayı adım adım hem yerden izliyoruz hem de drone ile izleyerek bütün o ötelenmelerin, kaymaların miktarlarını da santimetre ile ölçüyoruz”
“Büyük ihtimalle 1,5 dakika içerisinde iki deprem peş peşe oldu. Hatta belki o sabah üç deprem oldu, çünkü kırılan segmentlere baktığımızda hakikaten çok uzun bir fay hattının kırıldığını görüyoruz. Çalışmalarımız tam bitmedi ama, aşağı yukarı 50 kilometreden fazla belki 70 kilometrelik fay kesiminin kırıldığını tahmin ediyoruz. Biraz beklemek gerekiyor. Çalışmaları görelim, o enerji fayları ne derecede etkiledi. Az mı çok mu etkiledi. Biraz bekleyip dikkatli konuşmak lazım, insanları paniğe sevk etmemek lazım.”
Esas olarak Doğu Anadolu fayının kırıldığını ancak, bu faydan ayrılan kollar da olduğunu belirten Prof. Dr. Akyüz, “5 farklı fay parçası kırıldı. Bunlardan üçü Doğu Anadolu fayı üzerinde, diğerlerinden Narlı ve Çardak segmenti kırıldı. 5 fayın kırıldığı bir depremden bahsediyoruz. Bu çok rastlanan bir şey değil. Dünyada çok ender rastlanan bir şey. Türkiye’de de geçmişe baktığımızda böyle bir şey yok” şeklinde konuştu.