Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Marmara’da deprem üretecek olan iki tane aktif fay kolu var. Bunlardan biri Adalar kolu, yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda. Bu tamamen kırıldığı zaman 6’lar mertebesinde deprem üretir. Bir diğeri ise Kumburgaz fay koludur. Yeşilköy açıklarında Silivri açıklarına kadar uzanır. Bu da 65 kilometre uzunluğundadır. Kırıldığı zaman minimum 7,2 üretir. İkisi birden kırılırsa 7,5, 7,6’yı bulabilir. Marmara’nın batısında Tekirdağ fayı muhtemelen 1912 Şarköy depreminde kırıldığı için orada büyük bir depremin üretileceğini düşünmüyoruz. Dolayısıyla Marmara’da depremin 7,2 ile 7,6 arasında değişeceğini düşünüyoruz” dedi.
Prof. Dr. Görür, Kayseri ve Sivas’ta peş peşe yaşanan depremler için ise, “Kayseri, Sivas’ta depremler olursa bizim için şaşırtıcı olmaz. O bölgelerde faylarda iki deprem nedeniyle bir hareketlenme olabilir” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Görür, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından meydana gelen artçı depremleri değerlendirdi. Prof. Dr. Görür, Kayseri ve Sivas’ta peş peşe yaşanan depremler sonrası o bölgedeki faylarda hareketlenme olabileceği konusunda uyarılar yaptı. Olası Marmara depremi için değerlendirme yapan Prof. Dr. Görür, yalnızca deprem için değil iklim değişikliği konusunda da önlemler alınmasını talep etti.
“Denizde çok sık depremler oluyor”
Prof. Dr. Görür, Marmara Denizi’nde sık sık meydana gelen 3 ve 4 büyüklüğündeki depremlere ilişkin şunları söyledi:
“Marmara Denizi’nde deprem çok sık oluyor. Özellikle Orta Marmara Çukurluğundan yani Silivri açıklarından itibaren batıya doğru Tekirdağ’da o arada denizde çok sık depremler oluyor. Bu depremler çoğunlukla 3’lü ve 4’lü olur. Bu depremlerin önemli bir kısmı da tektonik depremler değildir. Daha ziyade denizin dibinden çıkan doğalgaz çıkışlarına bağlıdır. Dolayısıyla doğalgaz çıkışları ve o yöredeki hareketlilik böyle depremler oluşturabilir. Bu 4,1 büyüklüğündeki depreme herhangi bir önem vermek doğru değildir. Çok sık olabilir.”
“Avrupa yakası deprem yönünden Asya yakasına göre sorunludur”
Prof. Dr. Görür, Avrupa yakasının zemininin Anadolu yakasına göre daha zayıf olduğunu belirterek, “İstanbul’da ilçe bazında sağlamlıktan söz ediyorsak, Avrupa yakasında olan yerler göreceli olarak depremde daha zafiyeti olan yerler. Sebebi de Avrupa yakasındaki jeolojik formasyonlar ve özellikleri. Asya yakasındaki ilçeler Avrupa yakasındaki ilçelere göre jeolojik formasyonlar itibarıyla göreceli olarak depremde daha iyi durumda olabilecek yerler. Avrupa yakası deprem yönünden Asya yakasına göre daha sorunludur çünkü oradaki jeolojik formasyonlar daha gençtir. Zemin özellikleri bakımından daha zayıftır. Asya yakasının zemini jeolojik olarak oradaki formasyonlar itibarıyla daha sağlamdır” diye konuştu.
“İki fay birden kırılırsa 7,5 ve 7,6’yı bulabilir”
Olası Marmara depremi için uyarılarda bulunan Prof. Dr. Görür, şöyle devam etti:
“Marmara Denizi’nde beklenen deprem 7,2 ile 7,6 arasında değişecektir. Bütün senaryolar ve hazırlıklar 7,5 büyüklüğünde deprem için yapılıyor. Marmara’da deprem üretecek olan iki tane aktif fay kolu var. Bunlardan biri Adalar kolu, yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda. Bu tamamen kırıldığı zaman 6’lar mertebesinde deprem üretir. Bir diğeri ise Kumburgaz fay koludur. Yeşilköy açıklarında Silivri açıklarına kadar uzanır. Bu da 65 kilometre uzunluğundadır. Kırıldığı zaman minimum 7,2 üretir. İkisi birden kırılırsa 7,5, 7,6’yı bulabilir. Marmara’nın batısında Tekirdağ fayı muhtemelen 1912 Şarköy depreminde kırıldığı için orada büyük bir depremin üretileceğini düşünmüyoruz. Dolayısıyla Marmara’da depremin 7,2 ile 7,6 arasında değişeceğini düşünüyoruz.”
“Kayseri ve Sivas’ta depremler olursa şaşırtıcı olmaz”
Prof. Dr. Görür, Türkiye’de Doğu Anadolu bölgesinde iki tane büyük deprem olduğunu belirterek, “7,8 ve 7,6 bunlar bayağı büyük depremler. Ülkemizin Anadolu levhası bu iki deprem nedeniyle aşağı yukarı 7,5 metre güneye doğru savruldu. Levhanın bu hareketine bağlı olarak o levhanın içerisindeki fay sistemleri en azından Doğu Anadolu bölgesindeki fay sistemleri, bu Anadolu levhasının ani hareketinden etkilenip bunların stres alanında değişiklikler meydana geldiği kimi faylarda stresin arttığı kimisinin azaldığını varsayabiliriz. Bu iki büyük deprem nedeniyle bu bölgelerde fayların bir anlamda harekete geçtiğini ve zaman zaman depremler üreteceğini bunun da normal olduğunu söyledik. Mesela Malatya, Sivas, Kayseri, Bingöl, Adana yöresinde ve hatta Kıbrıs’ta iki büyük depremin sonucunda hareketlenmelerin olabileceğini normal karşılanması gerektiğini söyledik. Kayseri, Sivas’ta depremler olursa bizim için şaşırtıcı olmaz. O bölgelerde faylarda iki deprem nedeniyle bir hareketlenme olabilir” diye konuştu.
“Sadece deprem değil iklim değişikliği de vuracak”
İklim Değişikliği konusunda da uyarılarda bulunan Prof. Dr. Görür, “Sadece deprem değil iklim değişikliği de bizi vuracak. Görüyorsunuz yağış düşüyor, fırtınalar çıkıyor, sel baskınları, kaya düşmeleri, heyelanlar oluyor. Dünya ısınıyor, deniz seviyesi yükseliyor. Dünya deniz seviyesinin ısınması bizim kıyılarımızı da deniz basacak demektir. Bunlar bugün yarın olmaz ama bir devlet uzun süreli de olsa bunları düşünüp önlem alması gerekir. Dolayısıyla bir afet bakanlığını Türkiye hak ediyor, doğru olan bu” dedi.