Soylu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
— Bizim milletimizin PKK’dan talimat alan milletvekili olamaz. Onlar PKK’nın milletvekilleridir, onlar terörün vekilleridir. Onlar bu milletin vekilleri olamazlar. Dağlarda 15 bin terörist vardı. Kaç kaldı biliyor musunuz, 700. Hiç merak etmeyin. Bizim aslanlarımız, bizim kahramanlarımız onları kovalıyor. Onlar da sıçan gibi kaçıyorlar. PKK her yıl bir katalog çıkarırdı, sözde şehitleriyle ilgili. 2018 yılı için çıkartamadılar. Neden biliyor musunuz? O kadar biçtik ki, eğer o katalog çıkarsa ne sayfalar yetecek, ne de albümler yetecek. 2 yılda 3 bin 333 terörist etkisiz hale geldi. Şimdi Doğu ve Güneydoğu’da huzur var değil mi? Bir de biz oraların belediyelerini teröre yardım ediyor diye aldık mı, yerlerine kaymakamlarımızı kayyum olarak atadık mı, onlar da iki yılda çok güzel işler yaptılar mı? Oradaki millet de bunlardan memnun mu?
‘PKK’YI MECLİS’E KİM TAŞIDI?’
– 24 Haziran’da PKK’yı Meclis’e kim taşıdı? Hem CHP hem Kılıçdaroğlu, doğru mu? Yanlarında Saadet Partisi ile İYİ Parti de yok muydu? Taşıdılar. Taşırken biz her yerimizi yırttık. ‘Yapmayın, bakın PKK’yı bitiriyoruz, Türkiye’yi bir musibetten kurtarıyoruz. Bunlara moral vermeyin. HDP diye bir siyasi parti yoktur. PKK’nın siyasi kolu vardır. Bunların kendi adlarına söyleyebileceği hiçbir şey yok. PKK’nın uzantısını Meclise getirmeyin.’ dediysek de Kılıçdaroğlu çıktı ‘Bir oy CHP’ye bir oy HDP’ye verin.’ dedi mi, demedi mi?
— Bizim neslimiz çok çekti. Çocuklar bizim çektiklerimizi çekmesinler istiyoruz. Yüzdük yüzdük, kuyruğuna geldik. İlk kez Türkiye bu noktaya geldi. İlk kez Türkiye, başını yukarı doğru dikebiliyor. Çok uzun yıllardan beri ilk kez. Bundan 100 yıl önce bize ‘hasta adam’ dediler. 21. asrın başında bizi yine hasta adam yapmaya başladılar. Biz hasta adam yapmaya çalıştıkları Türkiye’nin nasıl büyük bir ülke olduğunu onlara göstermek zorundayız. Yapmak istedikleri önümüzdeki 4,5 yılı bize zehir etmektir. 7 Haziran seçimleri sonrası kimse ‘Doğu ve Güneydoğu’da evleri, camileri, kütüphaneleri yakacaklar’ diye düşünüyor muydu? 13 puan aldılar. Daha ne istiyorlar? Ama bunların dişine kan değdi bir kere. İntikam almak istiyorlar. Kin gütmek istiyorlar. Şimdi toplumu birbirine sokmak istiyorlar. Bu, Kılıçdaroğlu’nun oyunudur.
‘PKK’YA TAŞIYICI ANNELİK YAPIYORLAR’
– Önümüzdeki 4,5 yılı bize haram etmek için hangi işleri yaptıklarını saydığım terör örgütü mensuplarını belediye meclis üyesi yaparak bize diyecekler ki, ‘Sizler Doğu ve Güneydoğu’daki belediyeleri görevden aldınız. Şimdi biz sizin büyükşehirlerinizi huzursuz hale getirelim de görün dünyanın kaç bucak olduğunu.’ Ne olursunuz, Eskişehir, Odunpazarı ve Tepebaşı dahil olmak üzere bu belediyelerimize PKK’yı bulaştırmayın. İnanın ‘eyvah’ para etmez sonra. 31 Mart akşamı, bunlara karşı bir zafiyet içine düşersek, 1 Nisan tarihinde 6 yaşındaki çocukların eline taşı verirler, masum çocukların, kaymakamları sokağa çıkartmazlar, itibarlarını altüst ederler. Onun için ne olursunuz, bunlara yüz vermeyin. Bunlar şimdi taşıyıcı annelik yapıyorlar. Kılıçdaroğlu, PKK’ya Meclise girerken taşıyıcı annelik yaptı mı?
DHPK-C’nin Türkiye’nin her tarafından yöneticilerinin olduğunu söyleyen Soylu, “İllerde, ilçelerde, sendikalarda yöneticileri var. DHKP-C’nin Türkiye’de eğer yöneticileri var idiyse ya ölüdür ya da tutukludur. Bu kadar basit.” dedi.
‘PARTİSİNİ İDARE EDEMİYOR TÜRKİYE’Yİ NASIL İDARE EDECEK’
“Kılıçdaroğlu’nu bir daha Eskişehir Büyükşehir Belediyesine sokmayın.” diyen Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “Kılıçdaroğlu’nun ayağını attığı yerde ot bitmez. SSK’yi batırdı mı? Daha ötesi var. Geçen ne yaptı biliyor musunuz? Bu adaylıkların verileceği gün var ya, sen koskoca CHP’yi kilitle. Neden kilitliyorsunuz? ‘Muhalifler gelecek, dilekçe verecekler.’ diye kapatmış partiyi. Sen 10 katlı bir partiyi idare edemiyorsun, Türkiye’yi nasıl idare edeceksin? İşi gücü fitne. Fetullah Gülen’e haber gönderdi, FETÖ’ye. ‘Benden istediği bir şey var mı?’ diye sorduğunda ‘Sizden istediğim bir şey var.’ dedi. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh ama illaki yurtta sulh.’ 15 Temmuz’u yapanların başında da Yurtta Sulh Konseyi vardı. Dedim ki, ‘Bunun yalan olduğunu söyle. Bunun yanlış olduğunu söyle.’ Söyleyemez. O ‘kontrollü darbe’ diyordu ya. Kontrollü darbenin kontrolünde onlar vardı. Bu istihbari bilgi değil, canlı tanıkları var. Çıkıp söyleyemez. Onun yüreği kuş yüreği kadar bile değil. Eline Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir partiyi geçirdi. 50 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisinin tarihinde bu adamın yönettiği dönemler kara bir leke olarak yazacak. Anmak istemeyecekler bunun dönemlerini. Onun için Eskişehir’e bir daha bulaştırmayın bunları. Ne olursunuz?”