Ankara Enstitüsü’nden Hatem Ete ve Abdullan Yargı tarafından hazırlanan ‘Türkiye’de Dindarlık Algısı’ araştırmasında ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmada “Yüzde 99’u Müslüman ülke” klişesinin gereği yansıtmadığı da belirlendi.
Araştırmada Türkiye’de kendisini ateist ve deist olarak tanımlayanların oranı toplam yüzde 6 civarında çıktı. Katılımcıların yüzde 92,3’ü Müslüman olduğunu ifade etti. Deist olduğunu belirtenler yüzde 3,2; ateist olduğunu ifade edenler yüzde 2,7’dir.
ATEİSTLER VE DEİSTLER, ÇOĞUNLUKLA CHP VE HDP SEÇMENİ
Parti tercihlerine bakıldığında AKP ve MHP’li katılımcıların tamamı, İYİ Partililerin yüzde 96’sı Müslüman olduğunu belirtti. CHP’li ve HDP’li katılımcıların ise yüzde 78’i Müslüman olduğunu ifade etti.
CHP’li katılımcıların yüzde 10’u deist, yüzde 7’si ateist olduğunu belirtirken, HDP’li katılımcıların yüzde 9’u deist, yüzde 8’i ateist olduğunu dile getirdi.

ALLAH’IN VARLIĞINA İNANLARIN ORANI YÜZDE 86
Toplumun yüzde 93’ü bir sıkıntısı olduğunda dua ederek Allah’tan yardım istediğini ifade etti. Katılımcıların yüzde 86’sı Allah’ın var olduğuna inandığını ve bundan hiçbir şüphe duymadığını belirtti. “Bazı şüphelerim olsa da Allah’ın varlığına inanıyorum” diyenler yüzde 7, “Allah’ın var olup olmadığından emin olamıyorum” diyenler yüzde 2,5, “Allah’ın varlığına inanmıyorum” diyenler yüzde 3 olarak belirlendi.
Katılımcıların yüzde 46’sı “ahlaklı olduğum sürece neye nasıl inandığım o kadar önemli değildir” kanaatine katılmadıklarını ifade ederken, yüzde 37’si bu kanaate katıldıklarını belirtti.
DİNDARLIĞIN EN ÖNEMLİ KRİTERİ NE?
Toplumun yarısı, dindarlığın en önemli kriterinin Allah’a inanmak olduğu kanaatinde olduğunu beyan etti. Kalbi temiz tutmak ve ahlaklı olmanın en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 29, ibadetleri eksiksiz yerine getirmenin en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 10 olarak tespit edildi.
Katılımcılara “Dindarlık açısından kendinizi nasıl tarif edersiniz?” sorusu sorulduğunda katılımcıların yüzde 62’si kendisini “dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan biri” olarak tarif etti.

ÜLKENİN YARISI KENDİNİ DİNDAR GÖRÜYOR
Araştırmaya göre, katılımcıların yarıya yakını kendisini dindar buluyor. “Oldukça dindarım” diyenler yüzde 22, “hiç dindar değilim” diyenler ise yüzde 6 olarak tespit edildi. Katılımcılardan kişisel olarak kendilerini oldukça dindar olarak görenlerin oranı yüzde 21,9, dindar olarak gören bireylerin oranı yüzde 48,2 oldu. Katılımcılar arasında kendisini dindar olarak tanımlayanlar toplamda yüzde 70 olarak ölçüldü.
ÇOĞUNLUK, ÇOCUKLARININ DİNDAR OLMASINI İSTİYOR
Katılımcıların yüzde 76’sı çocuklarının dindar olmasını istedi. Çocuklarının dindar olup olmamasını önemsemeyenler yüzde 12, çocuklarının dindar olmasını istemeyenler yüzde 9 oldu.
Katılımcıların yarısı dinle ilgili temel bilgileri ailesinden öğrendiğini ifade etti. Dini bilgileri kendisi araştırarak öğrenenler yüzde 20, camiden öğrenenler yüzde 15 oldu.
HALKIN YÜZDE 40’I NAMAZINI KILIYOR
Katılımcıların yüzde 40’ı vakit namazlarını düzenli olarak kıldığını, yüzde 25’i ise ara sıra kıldığını ifade etti. Namaz kılmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 18.
HALKIN YÜZDE 80’İ CUMAYA GİDİYOR
Katılımcıların yaklaşık yarısı Cuma namazına düzenli olarak gittiklerini söyledi. Ara sıra gidenler yüzde 20, “Cuma namazına gitmem” diyenler ise yüzde 17 oldu.
YÜZDE 67’Sİ RAMAZANDA ORUÇ TUTUYOR
Katılımcıların yüzde 67’si Ramazan’da düzenli olarak oruç tuttuğunu kaydetti. “Eskiden tutardım ama şimdi tutamıyorum” diyenler yüzde 12, oruç tutmayanlar yüzde 11, ara sıra tutanlar ise yüzde 9 olarak tespit edildi.
Katılımcıların yarıya yakını (yüzde 47,6) İslam’daki helal ve haramların yeniden değerlendirilmesi fikrine katılmadıklarını belirtti.
İÇKİYE BAKIŞ
Katılımcıların önemli bir çoğunluğu (yüzde 74,7) “Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir” ifadesine katılmıyor. Daha küçük bir yüzdeye (yüzde 14,6) sahip katılımcı bu ifadeye katıldığını, yüzde 6,6’lık bir kesim ise kısmen katıldığını belirtti.
LGBT’YE HUKUKİ STATÜ İSTEMEYENLERİN ORANI YÜZDE 62
Katılımcıların yüzde 62’si farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru bulmazken, yüzde 19,3’ü doğru buluyor, yüzde 9,5’i de kısmen doğru buluyor.
Tabloya göre “evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşı” olanlar ezici bir çoğunluğa (yüzde 72) sahiptir.
“MÜSLAMAN KADIN BAŞINI ÖRTMELİ” DİYENLERİN ORANI AZINLIKTA
Katılımcıların yüzde 43’ü “her Müslüman kadının başını örtmesi gerekir” kanaatine katılmadığını belirtirken, yüzde 42’si katıldığını ifade etti. “Kısmen katılıyorum” diyenler yüzde 11 oldu.
Katılımcıların yüzde 64’ü dindar olmanın ahlaklı davranmak için yeterli olmadığı görüşünde.
İSLAMİ BANKAYA İLGİ AZ
“Banka seçerken, İslami banka olmasına önem veririm” ifadesi, İslami ilke ve değerlere uygun ve ‘Katılım Bankaları’ olarak bilinen bankacılık kurumlarının tercih edilmesini ifade ediyor. Araştırma sonuçları, yanıt verenlerin yüzde 20,3’ünün bu ifadeye katıldığını ve bu da dini inançlarıyla uyumlu bir bankaya sahip olmaya değer verdiklerini kaydetti.
SİYASİ PARTİLERİN DİNİ SÖYLEM KULLANMASINDAN RAHATSIZLAR
Katılımcıların yarıdan fazlası “siyasi partilerin dini söylemler kullanmasından rahatsızlık duymuyorum” kanaatine katılmadıklarını ifade etti. Başka bir deyişle, toplumun yarı-dan fazlası, siyasi partilerin dini söylem kullanmasından rahatsızlık duyuyor. Spesifik olarak, yanıt verenlerin yüzde 32,7’si ifadeye katılmakta, yüzde 53’ü katılmamakta, yüzde 9,2’si kısmen katılmakta ve yüzde 5,1’i yanıt vermek istemiyor.
Size göre laiklik nedir?” sorusuna verilen yanıtlarda ankete katılanların ezici çoğunluğu (yüzde 61,7) laikliği din ve vicdan özgürlüğü olarak görüyor.

DİYANETE GÜVEN YÜZDE 35
Sonuçlar, Diyanet İşleri Başkanlığı’na karşı yüksek bir güvensizlik olduğunu gösteriyor. Buna göre ankete katılanların yüzde 41’i kuruma güvenmediğini belirtirken, yüzde 35,4’ü güvendiğini belirtti. Ankete katılanların yüzde 18,7’si kuruma ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu, yüzde 4,9’u ise soruyu cevaplamak istemediğini ifade etti.
Araştırma sonuçları, katılımcıların önemli bir çoğunluğunun dini tarikat ve cemaatlere karşı olumsuz bir görüşe sahip olduğunu, yüzde 59,5’lik bir kesimin güvenmediğini gösterdi. Katılımcıların sadece yüzde 13,9’u dini kurum ve cemaatlere güvendiğini söylerken, yüzde 21,3’ü ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu belirtti.
DİNİ KANAAT ÖNDERLERİNE GÜVEN YÜZDE 23
Rakamlara göre, katılımcıların önemli bir bölümünün (yüzde 44,5) dini kanaat önderlerine güvenmediğini, yüzde 23,1’nin ise güvendiğini söyledi. Katılımcıların önemli bir kısmı (yüzde 23,7) dini liderler hakkındaki görüşlerinde tarafsız kalırken küçük bir yüzdesi (yüzde 8,7) ise yanıt vermemeyi tercih etti.
MÜSLÜMAN DIŞINDA BİRİSİYLE EVLİLİĞE KARŞI
Katılımcıların yüzde 34,4’ü çocuğunun Müslüman olmayan biriyle evlenmesine olumlu, yüzde 52,2’sinin ise olumsuz bakıyor. Yüzde 13,4’ü ise soruyu fikrim yok şeklinde cevapladı. Katılımcıların yarıdan fazlası (yüzde 51) çocuklarının kendi mezheplerinden olmayan biriyle evlenmesine olumlu bakıyor. Bu durumu olumsuz bulanlar yüzde 34.