Sermaye bakımından sıkıntı yaşayan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin finansmana erişimi büyük işletmelere göre çok daha büyük önem taşıdığını kaydeden Pelister, “KOBİ’lerin işletme sermaye yeterlilikleri büyük şirketlere göre daha az ve nakit akış düzenleri sistematiği yetersiz kalıyor” dedi. Artan emtia fiyatlarının getirdiği sermaye eksikliği ile beraber kredi maliyetlerinin artması ve lojistik maliyetlerinin artmasının ekonominin canını yakmaya devam ettiğini vurgulayan Pelister, “Hem de firmalarımızın ayakta kalma riskini yükseltiyor. Bankalar aracılığı ile finansmana ulaşmak şu anda ciddi bir şekilde zorlaştı” dedi. “Faizlerin indirilip pazar fiyatlarının düşürülmesi amaçlanıyor, fakat ticari kredilerde yavaşlama olduğunu biliyoruz” diyen Pelister, bankaların düşük faiz ile borç vermek istemediğini ve kredi faizlerinin yükselmesi haricinde, bankaların aldığı komisyon miktarlarının arttığını dile getirdi. Özellikle KOBİ’lere yönelik açıklanacak destek paketlerinin firmaların finansal açıdan rahatlaması adına büyük önem taşıdığını bildiren Pelister, “Kredilerin tüketime dönük olanlardan ayrışması gerektiğine inanıyoruz. Gerçek ihtiyaç sahiplerine fatura karşılığı destek sağlanması oldukça önem arz ediyor” ifadelerine yer verdi. Pelister, “İSO’nun açıkladığı ve 48,8’e gerileyen ağustos ayı Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nden de gördüğümüz üzere AB’deki resesyon riski artarsa, Avrupa’daki tüketim eğilimi düşerse ve sanayi işletmelerinin de üretimleri azalırsa bu bizi çok etkiler. Bu noktada ihracat sıkıntısı yaşanabilir. Bu duruma ek olarak finansmana ulaşım ve kredilerle ilgili sıkıntı devam ederse, bizi zor bir kışın beklediğini söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
“Finansmana erişim sorunu sürerse firmaların süreçleri daha zorlaşacak” MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, “KOBİ’lerin finansmana erişimi her zaman bir sorun olarak dikkat çekici olmuştur. Ancak global emtia fiyatlarındaki artış, dünya genelinde yaşanan enflasyonist ortam ve küresel resesyon baskısı ihracat konusunda üreticimizin daha rekabetçi olabilmesini zorlu kılıyor” dedi. Tam da bu noktada finansman araçlarını daha kolay kullanmanın öneminin arttığını aktaran Güleç, “Mobilya sektöründe 40 bin üreticimizden 15 bini aktif olarak ihracat yapıyor ve bunların yüzde 90’dan fazlasını KOBİ’ler oluşturuyor. Finansmana erişimde yaşanan zorlukların devam etmesi firmalarımız için süreçleri daha da zorlaştıracak gibi duruyor” şeklinde konuştu.
“Finansmana erişim ihracatımızı da etkiliyor”
Dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmelerin ve konjonktürel dalgalanmaların en fazla KOBİ’leri etkilediğini söyleyen Güleç, “Bu etki kelebek etkisi gibi maalesef büyüme, ihracat, istihdam gibi konularına içine alarak bir kar topuna dönüşüyor. Finansmana erişim ve finansman maliyetlerinin de yaşanan sorun, üretim dolayısıyla ihracatımızı etkiliyor” ifadelerini kullandı. Bu noktada en büyük handikaplarının hammaddeye erişim ve hammadde fiyatları olduğunu belirten Güleç, “Tedarik zincirinin bozulmasıyla birlikte üreticilerimiz hammaddeye erişimde sıkıntılar yaşıyorlar. Bu da siparişleri karşılamada sıkıntılara hem de ihracatta sıkıntılara yol açıyor” dedi.
“Firmaların kendini ‘hazırlaması’ için finansmana erişimde zorluklar kalkmalı”
İşletmelerin sürdürülebilirliği açısından finansmana erişimin büyük önem arz ettiğini kaydeden Güleç, “Bu noktada tedarik zincirinin daha düzenli ve sürdürülebilir bir hale getirilmesi taraftarıyız. Bu durum aynı zamanda finansal gelişme ve sürdürülebilir büyüme ve çarkların dönmesi için de kritik öneme sahip” diye konuştu. “Şunu söyleyebiliriz ki finansmana erişim, işletmelerin finansal gelişme ve derinleşmesi için aynı zamanda da global ve yerel ekonomik şoklara kendini hazırlaması için önemli” diyen Güleç, KOBİ ve genel işletmelerin üretim süreçlerini rahatlıkla kurgulayabilmeleri ve ihracatlarını arıtmaları aynı zamanda da iç piyasayı rahatlatması için yetkililerin zorlukları ortadan kaldırmaları gerektiğini söyledi.
Destek paketleri daha önce de açıklanmıştı
Geçtiğimiz Şubat ayında açıklanan Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) toplamda 60 milyar TL’lik 3 ayrı kredi kefalet paketi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanmıştı. Söz konusu paketler ise şöyleydi. İşletme Harcamalarında Kartlı Ödeme Desteği: KOBİ ve KOBİ dışı tüm firmaların finansmana erişimini sağlamak amacıyla kullandırılacak. Yatırım Destek Paketi: Kalkınma planlarındaki öncelikli sektörlerden başlayarak, katma değeri yüksek ürünlerin üretimine yönelik çalışan firmalara kullandırılacak. -İhracat Destek Paketi: Döviz kazandırıcı faaliyet yürüten ve ihracat potansiyeli taşıyan KOBİ’lere kullandırılacak. Benzer bir paket şu anda da geliyor. İhtiyaç sahibi firmalar için yeni bir KGF paketi hazırlanıyor. İşletmeler A, B ve C olmak üzere 3 ayrı kategoriye ayrılacak. Kredi limitinden KOBİ’ler ile imalatçı ve ihracatçı firmalara ise öncelik sağlanacak. Paketin büyüklüğünün ise 50 milyar lira olması planlanıyor.
KAYNAK: DÜNYA – OSMAN KILIÇ